Uzun metrajlı en iyi belgesel dalında Oscar Ödülü “Navalny” filmine verildi. Tutuklu Rus muhalif Aleksei Navalny’nin “2020’de -neredeyse- ölümcül zehirlenmesini” ve konu alan film, hedefine “Putin’i” koyuyor.
Kendisini zehirleyenin adını da veriyor.
“FSB olarak bilinen Sovyetler dönemi KGB’nin halefi Federal Güvenlik Servisi’nde kimyasal savaş uzmanı Konstantin Kudryavtsev…”
Almanya’da açık kaynaklı bir araştırma grubu olan Bellingcat ile birlikte çalışarak “sızıntı telefon kayıtlarını, Rus ajanlarının onu zehirlemeye çalıştığını ortaya koyan bir raporu ve videoyu” hazırlamış.
Navalny kıyafet değiştirerek “suikast ekibinin parçası olduğunu söylediği bir adamdan telefonda aldığı itirafı” bu videoda yansıtıyor.
“Putin’in ve FSB Başkanı’nın onayı olmadan böyle bir suikast girişiminin gerçekleşemeyeceğini” iddia ediyor.
Hapisteki muhalif Alexei Navalny’nin eşi Yulia Navalnaya ve kızı Dasha, pazar günü Oscar’da “Navalny”nin yaratıcılarıyla en iyi belgesel uzun metrajlı film ödülünü aldı.
ÖDÜLÜ EŞİ ALDI
Ödül gecesi Navalny’nin eşi Yulia ve kızı Dasha sahnedelerdi. Ödülü Yulia Navalnaya’ya aldı. “Kocam sadece doğruları söylediği ve sadece demokrasiyi savunduğu için zindanda” dedi.
Sonra… Eşine “Senin özgür olacağın ve ülkemizin özgür olacağı günü hayal ediyorum. Güçlü kal aşkım” diye seslendi.
Kızı Dasha ise bu belgeseli ve Oscar ödülünü “ölümü önleme kartı olarak gördüğünü” söyledi.
“Uluslararası ilgi babamın öldürülme riskini azaltacaktır” dedi.
HÜCRE HAPSİ
WSJ’ye (Wall Setreet Journal) göre, Navalny “Vladimir Putin’in en korktuğu adamdır.”
Navalny, Rusya Muhalefet Koordinasyon Konseyi üyesi, İlerleme Partisi’nin lideri ve Yolsuzlukla Mücadele Vakfı’nın kurucusudur.
2020’de Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
4 milyonun üzerinde YouTube abonesi ve 2 milyonun üzerinde Twitter takipçisi var.
Bu kanallarda “Rusya’daki yolsuzluklarla ilgili bilgiler” yayınlıyor, siyasi gösteriler düzenliyor…
Putin’in partisi Birleşik Rusya’yı popüler bir lakap haline gelen “dolandırıcı ve hırsız partisi” olarak isimlendirmekte!..
İktidar tarafından pek çok kez tutuklandı.
Sonuncusu “bir bağışı zimmetine geçirmek…”
Her defasında Navalny, İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurarak Rusya’ya dava açtı.
Mahkeme tarafından desteklendi. “2028 yılına kadar herhangi bir devlet başkanlığı seçimine katılması yasaklanmış” bulunuyor. Kasım ayından bu yana hücre hapsinde.
“İkinci dozunuz için mi geri döndünüz Bay Navalny?”
SUİKASTLAR ZİNCİRİ
Zehirlenme olayı ise şöyle…
Navalny 20 Ağustos 2020’de bir siyasi aktivite dönüşü Tomsk’tan Moskova’ya uçuyordu.
Aniden hastalandı. Uçak acil iniş yaptı.
Navalny, Tomsk’taki bir hastaneye kaldırıldığında komadaydı.
Küresel tepkiler oluştu.
“Rusya’da kalırsa öldürülecek” görüşü yaygındı.
Dünya kamuoyunun baskısıyla tedavisi için “Navalny’nin Berlin’e gönderilmesine” Moskova razı olmak zorunda kaldı.
Berlin’deki Charite Hastanesi’ne yatırıldı.
7 Eylül’de Navalny’nin durumu düzelmişti.
Doktorlar kanında, idrarında, deri örneklerinde ve su şişesinde müthiş etkili zehir “Novichok” grubundan bir “kolinesteraz inhibitörü bulunduğunu” söylediler.
Kontrollü kimyasallar listesinde yer almayan yeni bir “Novichok” ile zehirlendiği iddiasıydı bu…
Navalny iyileştikten sonra Almanya’da kalabilir, yaşamını özgür olarak sürdürebilirdi.
Ama o “Rusya’ya dönmek ve Putin’e karşı mücadele etmekte” kararlıydı.
Moskova’ya döndüğünde havaalanında tutuklandı. “Şartlı tahliye kurallarına uymamakla” suçlanıyordu. Hâlâ hapiste.
Rus muhalefet lideri Alexei Navalny Berlin’deki hastane yatağında sıska ama uyanık görünüyordu. Navalny, eşi Yulia ve maskeli ve hastane önlüklü iki çocuğuyla birlikte…
…………………..
Aslında Navalny daha önce de kimyasal maddelerle saldırıya uğramıştı.
2017’de Yolsuzlukla Mücadele Vakfı’nın önünde kimliği belirsiz kişiler Navalny’nin yüzüne “kimyasal bileşenlerle karıştırılmış parlak yeşil boyayı” püskürttüler.
“Bir gözünün yüzde 80 görüş kaybettiği” söylenmişti. Navalny “Kremlin’i suçladı.”
Bir başka olay Navalny’nin tutuklu olduğu hapishanede yaşandı.
28 Temmuz 2019’da “gözlerinde ve derisinde ciddi hasarlar” nedeniyle hastaneye kaldırıldı.
“Belirsiz kimyasalların zararlı etkileri” söz konusuydu. Navalny’ye hapishanedeyken iç çamaşırlarına zehir emdirilerek bu suikast girişimi de çok konuşulmuştur.
Hatta bir film yapımcısı olan Vitaly Mansky Rusya iç istihbarat teşkilatının önünde kareli mavi don sallayarak bu olayı protesto etmişti.
Polis tarafından hemen gözaltına alınmıştı.
Hastaneden taburcu edilip tekrar cezaevine götürüldü.
Son olayda da Navalny, Tomsk’ta bir kafede çay içmişti. “Zehrin çayına konulduğu iddia ediliyor.”
………………
Aktivistler, gazeteciler ve eski casuslar dâhil olmak üzere önde gelen Ruslar da zehirlenmişlerdir.
İngiltere’de çifte casusluk yapan Sergey Skripal ve kızı yemek yedikleri bir restoranda sarin gazıyla zehirlendiler.
Sarin gazının izleri restoranda bulundu.
Neyse ki kurtuldular.
Alexsander Litvinenko, Putin’e yakın bir iş adamıydı, sonradan araları açıldı, İngiltere’de yaşıyordu.
Ona da Novichok sinir gazı kullanıldı.
Gazeteci, insan hakları savunucusu Anna Politkovskaya’nın çayına uçakta zehir konulmuştu.
Zehirden kurtuldu ama iki yıl sonra suikasta kurban gitti.
Daha başka örnekler de var, uzatmayayım.
Navalny’e dönelim.
İyileştikten sonra Berlin’den ayrılırken “Zehirleme suçunun arkasında Putin’in olduğunu iddia ediyorum ve olanlarla ilgili başka bir açıklamam yok” açıklamasını yapmıştı.
……………….
FSB ise Oscar ödülü verilen filmdeki videonun “Batı istihbaratı tarafından düzenlenen bir sahtekârlık olduğunu” açıkladı.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal saldırısı sürerken bu Oscar’ın arkasında siyasetin parmağı olduğu da “kimilerine ve Kremlin’e göre bir gerçek…”
…………………
Şair Pablo Neruda’nın zehirlendiği iddiası ve Nâzım Hikmet’e KGB suikastları bir diğer yazıya…