Muhalefet kanadında “duyarlı” bir sorun “çözülmüş” gibi görünüyor. HDP’nin 2023 seçimlerine “yeni bir ittifakla gireceği” konuşulmakta.
Böylece Millet İttifakı içinde merkez sağ İYİ Parti ve muhafazakâr Ali Babacan’ın Deva Partisi ve Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Parti’sinin rahatladığı söylenebilir.
HDP sol partilerle ayrı bir ittifak yapacak.
Böylece Millet İttifakı HDP ile birlikte anılmak yükünden sıyrılmak yolunda...
Aslında...
Cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kalırsa Millet İttifakı adayı gene HDP’nin oy rüzgârıyla yelkenlerini doldurur. Pratikte bir değişiklik yok.
............
Ancak...
Türkiye siyaseti liderlerin damgasını taşır.
2023 için ittifakın isminden daha fazla cumhurbaşkanı adayı da başat faktördür.
Peki Avrupa’da bu yönelimler nasıl oluşuyor?
İTALYA KRİZİNİ ÇÖZDÜ
Fransa’da Macron bir örnektir.
Yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi çok mümkün.
Mucize gibi bir örnek isim de İtalya’dan...
Mario Draghi İtalya’da krizi çözen isim oldu.
10 yıl boyunca İtalyan hazinesinin başındaydı. Ardından İtalya Merkez Bankası Başkanı... Son olarak da sekiz yıl boyunca Avrupa Merkez Bankası Başkanı...
Hem dünyada hem de İtalya’da müthiş bir güven aurası oluşturdu.
............
Gerisini bir senedir Paris’te yaşamakta olan ekonomist, yazar, öğretim üyesi Prof. Dr. Kenan Mortan’ın satırlarından sunuyorum.
İtalya, krizler ve sonuç vermez
koalisyonlar ülkesi olarak bilinir.
Bunlar şimdi geride kaldı...
Nasıl?
Bu yılın şubat ayıydı, İtalya olağan krizlerinin birini yaşıyordu.
Görünürde de bir çıkış yolu yoktu...
İtalya Cumhurbaşkanı, Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı’nı yeni tamamlamış olan Mario Draghi’yi “bağımsız başbakan olmaya” ikna etti. Draghi, İtalya için bir olmazı gerçekleştirdi, ideolojik anlamda en sağdan en sola dek uzanan dört partili bir hükümeti 13 Şubat’ta kurdu. Sonra bunu “tıkır tıkır” işletti.
Çözümün sacayağı şunlar:
1 - Draghi’nin kimliği: Başbakan Draghi’nin insanın içini ılıtan bir özgeçmişi var. Eğitimi parlak, doktorası MIT’tan. Tez babaları Solow ve Modigliani Nobel ödüllü. Avrupa Merkez Bankası Başkanı iken uyguladığı kriz yönetimi AB üyesi ülkelere parmak ısırttı.
Kendisini “liberal sosyalist” olarak tanımlıyor. Bunu siz Türkçeye “Piyasaya yerinde ve zamanında müdahale etmezsen kuyruğuna teneke takar,
seni kepaze eder” şeklinde çevirebilirsiniz. Başbakanlık görevini “maaş almadan” yapıyor.
Bu onun koşuluydu.
Kurduğu “teknokrat hükümeti” sonrası ilk demeci: “Yeniden yapılanma yaşanacak ve bu süreç 2. savaş sonrası gibi sancılı olacak ama yapılacak.”
“Bedeli ne olursa olsun” (whatever it takes) zaten onun sözü, bu nedenle “Süper Mario” olarak anılıyor.
2 - Hukukun üstünlüğü: Draghi hükümetinin ilk işi yargıyı göreve davet etmek oldu, özellikle mafya dünyasıyla mücadele ödünsüz sürdürüldü. Berlusconi döneminde herkes bir yerin adamı iken o “bir yerler” aslına, “devletin adamına” dönüştü. Hak ihlali soruşturmalarında süre asgariye indi. Rüşvetle mücadelede insanlar mahkûm olmaya başlayınca kamu yönetiminin etkinliği arttı.
3 - Reformlarda kararlılık: Emeklilik yaşını 62’den 64’e yükseltince genel grev tehdidi geldi. Draghi hiç tınmadı, koalisyon partileri de arkasında durdu. Geçmiş popülist hükümet döneminde “herkese temel gelir” vaadi vardı ama ortada bir para yoktu. “Bunu yapamayız!” dedi ve işsizlik parasını iyileştirdi.
4 - İş bundan ibaret değil: Sacayağı işleyince “ülke morali” yerine geliyor. İtalya’nın bu yıl futbol, voleybol ve atletizmde dünya genelindeki başarıları bir tesadüf olmasa gerek.
5 - “Ülke notu” yükseliyor: “Şanghay-Guangzhou hızlı tren ihalesini” İtalya aldı. 500 büyük dünya şirketine dokuz şirketi girdi, dolar milyoneri sayısı 1.4 milyona yükseldi.
Sonuç ne?
60 milyon nüfuslu İtalya, OECD’nin son raporuyla bu yılı (artık) 2.1 trilyon dolarlık bir ekonomiyle kapatacak. Büyümesi bu yıl bir AB rekoru, yüzde 6.2. Enflasyon yok gibi; “yüzde 1.8...”
İtalya, dünyanın (yeniden) 8. büyük ekonomisi...
632 milyar dolarlık ihracatı, (artık) dış ticaret fazlası var... İstihdam (yeniden) artıyor...
Ders çıkarmak istiyorum: Önce niyet, sonra program, en sonunda irade (erk) bir araya gelince çözülmeyecek siyasal buhran yok. Draghi gibi birleştirici bir isim (kuşkusuz) bu oydaşmayı kolaylaştırıyor. Safsatalara (popülizm) yer olmayacak, reform programı ise halkı inandırarak uygulanacak. (*)
............
(*) Kenan Mortan’ın nispeten eski tarihli bu yazısını Özdemir İnce’nin köşesinden aldım.