Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

11 Nisan 2022… Prof. Dr. Naci Görür açık ve çok net konuşmuştu:

“Anadolu fayı üzerinde Erkenek, Çelikhan, Maraş Türkoğlu’na dikkat. Bundan sonraki depremlerin o yörede olacağını düşünüyorum.”

Yapay zekâ ve Prof. Görür...

Adeta “adres” vermişti.

Ne yazık ki bu “nokta atışı” gibi isabetli uyarısı, havada kalmış.

Oysa…

Bilim dünyasında çok ender rastlanabilecek, saygı duruşunu gerektiren bir “koordinat” vermişti.

Şöyle ki…

DEPREM TAHMİNİ ZOR

Dünkü Washington Post’ta “Bilime göre, Türkiye depremi neden bu kadar ölümcül oldu?” başlıklı bir haber analiz yayımlandı.

Haberin Devamı

Şu satırları yansıtıyorum.

“Teknolojide uzmanlaşılsa bile inanılmaz derecede kesin olması pek mümkün değildir.

En iyi senaryoda, bilim adamları -muhtemelen- bir depremin yerini 600’e 600 millik aralıkta ve yine de ancak birkaç yıl öncesinden tahmin edebilirler.”

Yani…

Yaklaşık 1000 km’ye 1000 km’lik bir kare coğrafya için…

Naci Görür hocamız ise yukarıda belirttiğim gibi adeta bir “nokta” işaretliyor.

Yapay zekâ ve Prof. Görür...

Bu uyarının bilim dünyasında önemli yeri olduğunu gene Washington Post’un analizinden izlenimlerle anlatayım…

………………..

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre depremler, doğal afetlerden kaynaklanan ölümlerin yarısını oluşturuyor.

Pek çok jeolog gezegenin kabuğunun tamamını analiz etmenin karmaşıklığından dolayı depremi mükemmel bir şekilde tahmin etmenin “neredeyse imkânsız” olduğu görüşündeler.

Bazı jeologlar ise depremleri daha hızlı ve daha kesin hale getirmeye yardımcı olmak için “yapay zekâ” ve “anında uyarı” gönderebilen yeni teknolojilerden yana.

Akıllı telefonlar bu teknolojide önemli rol oynuyor.

Depremi oluşturan plaka hareketleri yavaş gerçekleşir ama kırılmalar aniden meydana gelir ve çok hızlı olur.

Bazen de sürprizler yaşanır.

Örneğin 2010 Haiti depremi gibi.

İstatistik modeller hâlâ önemli.

1970’lerde ve 1980’lerde araştırmacılar “hayvan davranışları, radon emisyonları (her türlü gaz, sıvı radyoaktif bir gaz) ve elektromanyetik sinyaller” gibi göstergelere bakarak tahminlerde bulunmaya çalıştılar.

Ama…

“Başarılı oldukları” söylenemez.

İstatistik modeller daha öne çıktı.

Haberin Devamı

Yapay zekâ ve Prof. Görür...

ERKEN UYARI SİSTEMLERİ

Teknolojik ilerlemelerle “sismolojik makineler” kullanımı yoğunlaştı.

Deprem meydana gelmeden 20 saniye kadar önce insanlara telefonlarla bildirim gönderen bir sistem oluştu.

Amerika’da USGS tarafından hizmete sunulan “ShakeAlert (Sarsıntı Alarmı) bir kişinin telefonuna depremden 20 saniye ile 1 dakika arasında önceden bildirim yapıyor.

Yapay zekâ ve Prof. Görür...

Sistemin işleyişi şöyle:

Yer sarsıntısının yoğunluğunu ölçen USGS saha istasyonu sensörlerinden gelen veriler yapay zekâda toplanıyor.

Yapay zekâ bu verileri sadece 5 saniye içinde değerlendirerek sarsıntının yönünü ve nereye gideceğini tahmin ediyor, telefonlara gönderiyor.

Sistem kusursuz çalışıyor çünkü internet ve hücresel sinyaller deprem dalgalarının toprağın ve kayaların içinden geçtiği için göreceli yavaş hızından çok daha hızlı olan “ışık hızında” hareket ediyor.

Telefonlara ulaşıyor.

Ancak…

20 saniye içinde ne yapılabilir ki?

Başına kask giymek, yüzeyi sağlam bir koruyucu objenin altına girmek ya da diz çökerek sağlam bir duvara yaslanmak… Düz ayak mekânlarda olanlar dışarıya çıkacak zaman belki bulabilirler.

Haberin Devamı

‘BE-BE-BOOP!’

Akıllı telefonlara yüklenen bu ShakeAlert uygulamasında depreme  20 saniye kala titreşimler geliyor.

Ardından ekranda şu mesaj:
“Be-be-boop, be-be-boop, deprem!”

Özellikle deprem kuşağı üzerindeki Amerika’nın Kaliforniya Eyaletinde 10 milyonlarca kişi bu “erken uyarı” ağından yararlanmakta.

Sistem Oregon ve Washington eyaletlerine de genişledi.

Sırada Alaska var.

Ayrıca bir deprem halinde bulunduğunuz konumu çok net belirliyor.

Baz istasyonlarının uyarıları, yalnız “ihtiyaç duyabilecek, depreme maruz alanlardaki telefonlara” gönderiliyor.

Oysa…

1989’da insanlarla deprem iletişimi sadece radyo, TV ve hoparlörlerle kurulabiliyordu.

Türkiye’de bir erken uyarı sistemi hâlâ çalışmalar sürecinde ama henüz çok uzağındayız.

Yıllar önce Marmara derinliklerinde fay hattı üzerine sismik masaj göndericiler yerleştirilmişti.

Ama hâlâ oradayız.

USGS’nin yakında uygulamaya koyacağı projede ise uyarılar doğrudan internete bağlı hoparlöre, trenlere, asansörlere, gaz ve su hatlarına da gönderilecek.

“Dur” talimatı verecek.

Yapay zekâ ve Prof. Görür...

YEŞİL KUTU

San Francisco körfezinin batı yakasında gazetecilere yere cıvatalanmış “yeşil kutular” gösterildi.

İçinde zıplayan iğnelerle iki hareket sensörü olduğu görüldü.

Biri çok şiddetli sarsıntıları ölçüyor, diğeri ise küçük titreşimleri.

İşte Kaliforniya’da on binlerce böyle güneş paneli ve pille çalışan sensörler 24 saat aralıksız merkezi bilgisayarlara ve yapay zekâya bilgi gönderiyor.

Yeşil kutular her 3 ila 6 milde bir zemine cıvatalanmış bulunmakta.

……………….

Depremden daha hızlı, ışık hızıyla insanlarımızı uyaracak yapay zekâya bağlı yüksek teknoloji Türkiye’ye ne zaman gelir ve gelir mi, bilemiyorum.

Ama hiç değilse, değil 20 saniye önce, 8 ay önceden bizi uyarmış olan değerli hocamız Naci Görür’ün uyarıları boşlukta bir seda olarak kalmamalıydı.