Katar’daki Futbol Dünya Kupası maçları “futbolun ötesindeki” mesajların platformu.
Örneğin…
Dün İngiltere-İran maçı öncesi seremonide, İranlı futbolcular “İran Milli Marşı’nı” söylemeyerek ülkelerindeki protestolara destek verdiler.
İngiliz tarihçi Eric Hobsbawm “Uluslar ve Milliyetçilik” adlı kitabında futbolun “ulusal duyguları aşılamak için çok etkili bir araç oluşunun” nedenini şöyle yazmıştı.
Milyonlarca kişiden oluşan soyut uluslardan, onları sahada temsil eden 11 futbolcu çok daha gerçekliktir, somuttur.
Futbol diğer tüm sporlardan daha fazla küresel bir oyundur ve bu nedenle her türden politik sembolizm ve aidiyet mitleri için dayanak noktasıdır.
Sahadaki 11 kişi onları destekleyen ulusların milyonlarca vatandaşının yükünü omuzlar.
11 kişi bir ulusun prestij özlemini temsil eder.
Ulusal marşı söyleyen 11 kişinin yüzlerine yansıyan güçlü duygular “ırkçı” değil, “birleştirici ve millidir.”
…………………
Bütün bu anlatılardan sonra İran Milli Takımı futbolcularının ulusal marşını maç öncesi söylememesi çok önemli ve anlamlı bir protesto…
Ekrana yansıyan o sahnede çoğu kişi gözlerine inanamadı.
Ama…
TRT spikeri de doğrulayınca kuşku kalmadı.
YMAO HYD GAL
Öyle görünüyor ki sadece İran değil başka milli takımlar da siyasal protestolarını tavır koyarak formalarında, pazubentlerinde yansıtacaklar.
Örneğin…
“Ymao Hyd Gal” Galler dilinde bir şarkı.
Galler dilinde “Biz buradayız” anlamına geliyor.
Galler Mili Takım oyuncularının maç öncesi taraftarlarla bu ulusal dilde şarkıyı söylemesi çok önceden planlanmıştı.
Amaç, “Galler’deki bağımsızlık isteklerinin” mesajı olarak sunulmasıydı.
Danimarka Milli Takımı’nın forması, Amerikan Milli Takımı’nın pazubendi de mesajlar yansıtmak üzere “seçenekli” hazırlanmıştı.
Çoğu milli takımın “gökkuşağı kol bantlarıyla FIFA’ya meydan okuması” bekleniyor.
Oysa…
FIFA her milli takım kaptanının kol bandının aynı olması için eş üretimler yapıp dağıtmıştı.
Katar’ın çeşitli protesto olasılıklarına karşı bir önlemdi bu.
Ayrıca…
Dünya Kupası’nın oynanacağı stadyumların inşaatında öldüğü iddia edilen 6 bin 500 “göçmen işçi”nin ailelerine tazminat verilmesini de amaçlayan -özellikle Avrupalı- milli takımların protesto hazırlıkları fısıltı gazetesiyle yayılmış bulunuyor.
Bunun üzerine FIFA Başkanı Infantino, “Avrupa’yı ikiyüzlülükle” suçladı:
On binlerce hatta yüz binlerce göçmen Avrupa’ya ulaşmak için insanlık dışı şartlarda yolculuk yapıyor.
Bunların çoğunun bulunduğu tekneler denize geri itiliyor.
İçindekiler yaşamlarını yitiriyor.
O göçmenlerin ailelerine Avrupa ülkeleri tazminat ödüyor mu?
Hayır…
Tek taraflı ahlaki ders vermek ikiyüzlülükten başka bir şey değildir.
Katar hiç değilse göçmen işçileri kabul ediyor onlara çalışma şansı veriyor…
BARDAĞIN DOLU YARISI
New York Times’ta “Katar aslında neden Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmayı hak ediyor” başlıklı bir yazı yayımlandı.
Elbette “Katar’ın Dünya Kupası’na ev sahipliğine” ciddi ve haklı eleştiriler var.
NYT’de yayımlanan ve bardağın dolu yarısını işaretleyen satırlardan bazılarını yansıtıyorum…
440 milyondan fazla nüfusuyla Arap dünyasının -1930’da başladığından beri- ilk kez Dünya Kupası’na ev sahipliği yapması önemlidir.
Yani…
Olayı 340 bin nüfuslu Katar olarak görmemek gerek.
Arap futbolunun hikâyesi -bölgedeki pek çok şey gibi- sömürgecilik tarihine ve ona karşı verilen mücadeleye paralel gelişmiştir.
İngiliz ve Fransız yetkililer futbolun dayattığı kurallara vurgu yaparak “Arap dünyasına itaat ve disiplin geliştirme” amacıyla bu ayak topu oyununu tanıttı.
Oysa…
Tersi oldu.
Yerel Arap seçkinleri bağımsızlık mücadelesinde sosyal ve kültürel ilerlemenin bir göstergesi olarak futbol kulüplerinin kurulmasını desteklediler, turnuvalar düzenlediler.
Mısır, Ürdün, Filistin ve Sudan’da sömürgeci güçlere karşı mücadeleyi sürdüren milliyetçi hareketlerde ulusal kimlik duygusunu güçlendiren futbolun rolü büyük oldu.
……………………….
Örneğin…
Cezayir’in FLN olarak bilinen “bağımsızlık hareketi”, Fransız yönetimine karşı savaşının bir parçası olarak 1958’de “sürgünde Cezayir Milli Takımı’nı” kurmuştu.
Bu takım Fransa’dan Cezayir’in bağımsızlığını kazanmasından önce bile diğer milli takımlara karşı oynadı. (Fransa’nın baskısı ile FIFA, FLN takımıyla maç oynayan takımları cezalandırmıştı.)
Katar’ın “Ulusal Ligi” de ülkenin 1971’de İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasının yaklaşık 10 yıl
öncesine dayanıyor.
ARAP YILDIZLAR
Dünya’nın birçok yerinde olduğu gibi Arap dünyasında da futbol bazı yıldızlaşan oyuncularıyla küresel dikkati ulusların üzerine çekebiliyor.
Cezayirli Riyad Mahrez ve Mısırlı Mohammed Salah gibi…
Her ikisi de İngiltere Premier Ligi’nde “Yılın Oyuncusu ödülünü” kazandılar.
Avrupa’daki “göçmen karşıtı ayrımcılığın” güçlerini yendiler.
…………………..
Filistinli şair Mahmud Derviş “Futbol parçalanmış bir vatana, paylaşılan bir şey etrafında bir araya gelme fırsatı sağlayan nefes alanını sağlar” diye yazmıştı.
…………………..
Arap Dünyasının futbola ilgi duyduğu mesajını veren yapı taşları Katar’ın Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmasına katkıda bulundu.
Şöyle ki…
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Manchester City FC’nin yönetimini alması. (İngiliz hükümetiyle
lobi yaparak sağlanabilmişti.)
Katar, Paris St. Germain’i aldığında komşuları tarafından abluka altındaydı.
Neymar’ı 263 milyon dolar ödeyerek transfer ettiğinde ilgi odağı oldu.
Suudi Arabistan ise İngiliz Newcastle United’ı satın aldı.
Bu alımlara karşı çıkanlar Avrupa futbolundaki ABD milyarderlerinin, Rus oligarklarının, Çin zenginlerinin de takımlar satın aldığını unutmamalılar.
Son olarak bazı “Müslüman yasaklarının” da Katar’da kalktığına-kalkacağına
işaret edelim.
İranlı taraftarların Amerikalıları izlemeleri yasaktı. Ama bu turnuvada 100 bin İranlı taraftar Amerikan Milli Takımı’nı izleyebilecek.
Bu kupa için daha çok şeyler yazacağız…