AK Parti “Paris İklim Anlaşması”nı ekimde Meclis’e sunuyor.
Onaylanacağı kesin.
Ayrıca...
“32 hedef ve 81 eylem planı” da hazırlandı.
Türkiye “2030’a kadar sera gazı emisyonunda artışı yüzde 20 oranında azaltacak.”
Mavi gezegenimize ve gelecek nesillere sorumluluk yansıtan bu adım, “Türkiye’nin dünyadaki imajı” içinde önemli.
Özellikle ABD ile ilişkilerde ağırlıklı bir “artı” oluşturabilir.
ABD’nin yeni Başkanı Biden, Paris İklim Anlaşması’nın “lokomotif rolünü” üstlenmiş bulunuyor.
31 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında İskoçya’nın Glasgow kentinde iklim zirvesi var.
Oraya yetiştirilmesi beklenen “196 ülkenin İklim Anlaşması planları” arasında Türkiye’nin de olması, zamanlaması doğru hamledir.
AB-ABD anlaştı
ABD Başkanı kısa süre önce 15 ülkeyle bir “sanal zirve toplantısı” yapmıştı.
Bu zirvede AB ve ABD’nin “güçlü bir sera gazı olan metan emisyonlarını 2030 yılına kadar en az yüzde 30 oranında azaltmak için anlaştıklarını” açıkladı.
Türkiye’nin “Paris İklim Anlaşması’nı Meclis’ten geçirmek ve uygulama planını tamamlamak” adımları, AB ilişkilerine de olumlu etki yapacaktır.
Alarm
Durum ciddi.
Birleşmiş Milletler eylülün ortasında bir değerlendirme yayımladı ve devletlere “Çabalarınızı acilen iki katına çıkarın” çağrısı yaptı.
Dünyada aşırı ısınma işaretleri olan sel, sıcak hava dalgaları ve yaygın yangınlara dikkat çekti.
BM’ye 113 ülke “yeni veya güncellenmiş planlarını” sundu.
Geriye 78 ülke kalıyor.
Le Monde’un analiz haberinde “Bu 78 ülke arasında Çin, Hindistan, Güney Afrika, Türkiye ve Suudi Arabistan var” satırları yer aldı.
Vahim sorun “dünyanın en büyük karbon yayıcısı olan” Çin...
“2060 yılına kadar karbon nötrlüğü (sıfırlama)” taahhüdünde bulundu ama sadece bir söylem.
Planı ve resmiyeti yok.
Hindistan ise daha da kaygı verici...
“2030 için çabalarını artırmayı veya yüzyılın ortalarına kadar karbon nötrlüğünü” taahhüt bile etmiyor.
Bu ağır derecede sorumsuzluk tavırları onları hedef haline getirdi.
Türkiye’nin bu ülkeler kümesinden çıkması çok iyi olacak.
G20 ligi
Türkiye’nin de içinde bulunduğu G20 ülkeleri, küresel emisyonların “yüzde 75’inden sorumlu.”
Yüzyılın sonundaki “2.7” C’lik ısınma felaketinden kaçınmak için BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e göre “G20 ülkelerinin liderlerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.”
G20 ülkelerinin misyonu “Paris sözünün tutulmasını” sağlamak ve “mavi gezegenimizi kurtarmaktır.”
Son yıllarda gerilimler, -zorunlu da olsa- silahlı çatışmalar ve müdahalelerle anılan Türkiye’nin bu kez küresel sorumluluğu paylaşan kimlik kartı hem görevimizdir hem de yararımıza hamledir.
MASKELİ BALO
Bir yandan, atmosferin kirlenmesini önlemek üzere küresel seferberlikte yer almak...
Ama...
Öte yandan, yeni yeni “fosil yakacak yataklarını bulmak ve kara, deniz hatta kutuplar -hiç fark etmez- hepsini delik deşik ederek ham petrol ve gaz çıkarmak...”
Bu müthiş bir çelişki.
Maskeli balodayız sanki.
Son hazine Kuzey Kutbu.
Kutupta 599 petrol ve gaz sahası bulundu.
Bu sahalarda 2020 yılında 4 milyar varile eş değer petrol elde edildi.
Rusya, İngiltere, Fransa, Çin, Norveç, Japonya şirketleri orada.
Kuzey Kutbu’nun böylesine delik deşik edilmesi iklim değişiminin de sebeplerinden biri.
O bağlamda...
“Kuzey Kutbu’nda petrol ve gaz üretiminin durdurulması” iklim sorununda başarı umudunun “turnusol testi” gibi görülüyor.
Öncelikle...
AB Merkez Bankası ve üye ülkelerin merkez bankalarının, ABD Federal Bank’ın ve diğerlerinin “Kuzey Kutbu petrol, gaz üretim ve satış şirketlerine finansal katkıyı tümüyle kesmeleri” tedbir olarak konuşulmakta.
Sadece konuşuluyor.
RUSYA’DAN BİR “İLK”
“Uzayda ilk kez uzun metraj” bir film çekiliyor.
Filmin yapımcısı Rusya Uzay Ajansı ROSCOSMOS.
Moskova’da düzenlenen basın toplantısında açıklanan filmin konusunu kısaca anlatayım:
Uzay istasyonunda bir koz
monot hastalanır.
Konusunda en önde gelen bir kadın doktor hasta kozmonotu tedavi için o uzay istasyonuna gönderilir.
İşte bu film bu “uzay sürecini” yansıtacak.
.........
Uzayda ilk film çekiminin doktor rolündeki oyuncusu Yulia Peresild...
Filmin yönetmen Klim Shipenko da uzaya gidecek.
Bir “Soyuz” kapsülünde uçmayı ve uzay istasyonunun Rus bölümünde 10 gün çekimi öngören plana göre çekim 5 Ekim’de start alıyor.
Proje ve çekim planı önce Yuri Gagarin Kozmonot Eğitim Merkezi’nde onaylandı.
Zorlu hazırlık
37 yaşındaki sarışın güzel sanatçı Peresild, geçen baharda yapılan seçmelerden sonra “uzay ve havacılık eğitiminden” geçti.
Kapsülde ve uzay istasyonu Rus bölümünde karşı karşıya kalabileceği acil durumlar için deneylere katıldı, dersler aldı.
Bazı simülasyon uçuşlar yaptı.
...........
Canlandıracağı doktor karakteri “sıradan bir insanın gözünden uzay deneyimlerini” yaşattıracak.
Film eleştirmeni Anton Dalin “bir aktrisin ağırlıksız uzay sahnelerini çekmenin, sinematografi için yenilik olacağını” söylüyor.
Kadın sanatçı Peresild bu çekimlerde makyajını kendi yapacak, ışık ve ses ekipleri de olmayacak.
Uzayda daha önceleri de bazı kurgu film girişimleri olmuştu ama mütevazı çalışmalardı.
Bu ise “ilk uzun metrajlı film.”
........
İlginçtir ki NASA da geçen yıl “Tom Cruise’un uzay istasyonunda film çekme planını” açıklamıştı.
Rusya daha hızlı davrandı, ön aldı.
.........
Rusya dilinin müzikalitesini severim.
Rusları da severim.
Rus yazarlarının dünya edebiyatındaki yerleri, Rus balesi, sineması özgün ve değerlidir.
Bu filmi de merakla bekliyorum.
Herhalde bir “uzay macerası” olmanın ötesinde tatlar umuyorum.