Bir önceki ABD Başkanı Trump yargı önünde.
İlişkisi olduğu bir kadına sus payı olarak 130 bin dolar, evlilik dışı bir çocuğunun olduğunu bilen Trump Tower kapıcısına “çenesini tutması için” 30 bin dolar, “2016 seçim kampanyası sırasında” Trump’la yaşadığı ilişkinin Playboy’da yayımlanmasını önlemek için Karen McDougal’a 150 bin dolar…
Bunların “seçim kampanyasına bağışlarla oluşan fondan ödenmesi nedeniyle, vergi ve dolandırıcılık suçlarının işlendiği” iddiaları.
Özellikle birinci iddiaya bağlı 34 “suça dönüşmüş kabahat...”
……………………..
Hukuki ayrıntılara girmiyorum.
Sıraladığım iddiaların 2024’te Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’den Başkan adayı olmasını engelleyemeyeceği -neredeyse- “ortak görüş…”
Tersine…
Trump’ın “bu davayı ve suçlamaları ustalıkla kullanacağı ve Cumhuriyetçi Parti’nin 2024 Başkan adayı olması için yelkenlerini dolduracak harika rüzgârlar gibi değerlendireceği” söylenebilir.
ABD’yi ikiye bölecek, bu ülkenin demokrasi yapısını temellerinden sarsacak Trump kıyameti için kaygılar ağırlaşıyor.
…………………
New York Times’a göre, Trump’a yöneltilen iddiaların tümü “her biri için en fazla 4 yıl hapis cezası gerektiren E Sınıfı” suçlar kapsamında.
Ancak Trump suçlu bulunsa bile yargıç onu hapse göndermeyerek “şartlı tahliye” kararı verebilir.
SUÇ LİSTESİ
Suçlanan ve hüküm giyen Amerikalı üst düzey politikacıların listesi uzundur.
Londra Üniversitesi İleri Araştırmalar Okulu’ndan kürsü başkanı Sarah Churchwell “The Wrath of Come (Gelecek Gazap)” kitabında “ABD politika zirvelerinde ve Beyaz Saray’daki rüşvet, yolsuzluk, örtbas edilen ifşaatlarını” da yazmıştır.
İşte birkaç örnek…
Yüzyıl kadar önce Başkan Warren Harding’in kabilesindeki İçişleri Bakanı Albert Fall’ın skandalı patlamıştı.
Albert Fall “hükümetin petrol rezervlerini kendi yakınlarına çok düşük fiyatlarla vermiş ve bunun için muazzam rüşvetler almıştı.”
Sonunda hapse girmesine kesin gözüyle bakılıyordu.
Ancak…
Ocak 1923’te görevinden istifa etti.
Ve bir anlaşmayla paçayı kurtardı.
Ancak Başkan Harding onun gibi yüzsüz değildi.
Bu büyük skandal nedeniyle kriz geçirdi.
Ve öldü.
Kendisini hedef alan bir suçlama olmamasına rağmen bu rezaleti taşıyamamıştı.
134 Federal ABD politikacısı suç işlemekten hüküm giymiş, yargılanmış ya da anlaşma yaparak istifa etmek suretiyle kurtulmuştur.
Kitap için “üst düzey politikacı suçlular sergisinin küratörü” denebilir.
Çok da uzak olmayan bir tarihte ABD Başkanı Richard Nixon da “Watergate” skandalı sonucu yargıyla anlaşma yapıp görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.
Suç iddiası “rakip Demokrat Parti seçim bürosunu gizlice dinletmekti.”
Ama asıl bomba Nixon’ın yardımcısı Spiro Agnew’in kirli suç yumağıydı.
“Rüşvet, haraç, vergi kaçakçılığı, dolandırıcılık ve bazı komplolar” gibi suçlamalar sıralandı.
Yasal süreçten kaçınmak için o da anlaşma yoluna gitti ve istifa etti.
Daha yakın tarihlerde iki dönem Başkanlık yapan Bill Clinton’un “stajyer Monica Lewinsky ile Oval Ofis’te cinsel yakınlaşmaları” da bir başka büyük olaydı.
Başkan Richard Nixon ve Spirro Agnew “İkisi de masum değildi.”
Clinton önce iddiaları kabul etmedi ve yalan ifadelerle kendini savundu.
Sonunda o da devletle pazarlık yaptı, anlaştı.
İkinci kez Başkan seçildi.
Ülkenin en eski Başkan yardımcılarından biri olan Aaron Burr’a yöneltilen suçlama ise bu sıraladıklarımdan çok daha ağırdı.
Hakkındaki iddia “vatana ihanetti…”
“ABD’nin güneybatı bölgesi ile Meksika’nın bazı bölgelerinden yeni bir ülke yaratmak için ayrılık oluşumlarını kışkırtmak yabancı güçlerle komplolar kurmakla” suçlanıyordu.
Bu arada uçsuz bucaksız araziler alıyor, arazi spekülasyonu yapıyordu.
Başkan Thomas Jefferson yardımcısı Burr’un yargılanmasını istemişti.
Sarah Churhwell WSJ’de (Wall Street Journal) Burr ile ilgili bir karşılaştırma yaptı ve şöyle yazdı…
“Trump, tür olarak değil derece olarak emsalsizdir.
Kendi çıkarına hizmet eden siyasetleri uygulamasına, her anlamda daha ileri gitmesine alan açıldı.
Oysa…
Davranışları tam da Başkan Jefferson’ın kaygı duyduğu karakteri yansıtıyordu.”
LABİRENT
Trump’ın usta avukatları bu davayı hukukun labirentlerine sokacak, dolaştırıp çıkmaz bir koridorun duvar dibine bırakmayı deneyeceklerdir.
Şöyle ki:
Dava açıldıktan itibaren 45 günde “reddedilmesi” için mahkemeye başvurabilirler.
New York’taki “iki yıllık zaman aşımı” süresini öne sürebilirler.
Davanın “esasına” göre değil “adalet yararına” reddedilmesini düzenleyen “Clayton önerisini” sunabilirler.
Bu konuda karar vermek yargıcın takdirine bağlı.
Hukuka veya Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle olası kanıtları engellemeye çalışabilirler.
Yargıcın “kendisini davadan çekmesini istemek” gibi çeşitli “joker” hamleleri yapabilirler.
Davanın Manhattan’dan New York’un komşusu -muhafazakâr- Staten Adası’ndaki mahkemeye naklini isteyebilirler.
Staten Adası Cumhuriyetin kalesi sayılıyor.
……………………….
Bu davanın bir yıl içinde mesafe alması hiç beklenmemeli.