Prof. Maurice Duverger, “Seçilmiş Krallar” söylemini siyaset bilimine sokmuştu.
Başkanların “olağanüstü yetkilerle donatılmış olmalarını” böyle tanımlıyordu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu tanımın çağımızdaki “rol model ikonudur.”
..........
Dün Putin...
Bugün Putin...
Yarın Putin...
Yaşam boyu Putin...
Rusya’nın siyaset genlerinde yazılı kod bu.
Cuma, cumartesi ve pazar günleri yapılan Duma (Yasama Meclisi) seçimlerini Putin’in “Birleşik Rusya Partisi” fark atarak yine kazandı.
Anayasa’yı değiştirebilecek 3’te 2’i çoğunluğu bir kez daha elde etti.
“3’te 2’i çoğunluk” Putin’in “seçilmiş çarlık” statüsünü sürdürmesi için “olmazsa olmaz ekosistemdir.”
“Putin’e ikişer dönem yeniden adaylık koyma ve başkan seçilme yasal yolunu” açmıştı, açacaktır.
Ve Putin’in “ömür boyu” Rusya Başkanı kalmasının sigortasıdır.
Bel altı yumruklar
Seçim sonuçlarına bakarak “Sezar’ın hakkı Sezar’a, Putin’in hakkı Putin’e” diyemiyoruz.
Çünkü...
Rusya’daki son seçim “fırsat eşitliği, şeffaflık, dürüstlük” gibi her seçimin “demokratik raconlarından” yoksundu.
Başta en güçlü muhalefet lideri
Aleksey Navalni ve güçlü muhalefet siyasetçilerinin bir kısmı çeşitli bahanelerle hapse atılmıştı.
Seçilme şansları büyük diğer muhalefet politikacılarının da aday olmaları devlet tarafından engellendi.
İpleri Putin’in elinde olan bazı yapay partiler kurduruldu. Onların adayları seçime sokuldu.
Paralel seçim listeleri hazırlanarak onların isimlerine oylar kullanılmış gibi gösterildi. (İddialar)
Adaylık şansını elde etmiş bazı güçlü muhalif adayların isimlerini mahkeme kararıyla almış “trol adaylar” da seçime girdiler. Seçmenlerin kafalarını karıştırdılar.
Dijital (çevrimiçi) oy kullanımında ise muhalefete göre en büyük “alicengiz oyunları” döndü.
“Putin Leninleşti”
Oy sayımlarında gözlemciler dışarı çıkarıldı. (Muhalefet bunların örneklerini açıkladı.)
Muhaliflerin oylarını en akılcı/verimli kullanmalarını sağlayan “akıllı oy” uygulamasını devlet gücü Google’dan ve Facebook’tan kaldırttı.
İktidarın oy deposu olarak gördüğü devlet memurlarına ve polise seçim ikramiyesi gibi “100-200 euro arası” bahşiş dağıtıldı.
Muhalif eğilimli görünen kamu personeline “sürgün tehdidi” yapıldı.
Seçim tartışmaları sabah 7, akşam 11 gibi televizyonların en az izlendiği saatlere programlandı.
Bütün bunlar elbette demokrasi ringinde “bel altı” faul yumruklar.
Putin’in yarım porsiyonu
Ancak...
“Sezar’ın hakkı Sezar’a, Putin’in hakkı Putin’e” diyemiyoruz ama “Putin’in yüzde 50 hakkını Putin’e” gerçeğini de görmeliyiz.
Dünkü Washington Post, “Rusya’daki seçim sonuçları” ile ilgili analiz yazısında “istikrar” faktörüne işaret etti.
Seçmen psikolojisi için “çok önemlidir...”
Kamuoyu araştırmalarında Putin’in Birleşik Rusya Partisi’ne çıkacak oylar “yüzde 30 dolaylarında” görünüyordu.
Fakat...
Sonuç “yüzde 50...”
Yukarıda belirttiğim “alicengiz sandık oyunları” tek başına bu farkı açıklayamaz.
Washington Post’a göre, sandık önüne geldiğinde Rus seçmenin bir kesimi “ya istikrar bozulursa kaygısıyla oyunu Putin’in partisi için kullanmış” olabilir.
.............
Rusya’da özellikle gıda fiyatları yüksek.
Satın alma gücü düşüyor.
Halk ekonomiden hoşnut değil.
Ama...
“Bütün bunların muhalefet tarafından düzeltilebileceği” kanısında da değil.
Hatta...
“Siyasi istikrar bozulursa ekonominin daha da kötüleşeceği, krize dönüşeceği” kaygısı var.
“Putin karşıtlığı” ile dolu olsalar bile “daha kötü koşullara düşmek” tedirginliği, “ellerini tutmuş, muhalefete oy vermelerini engellemiş” olabilir.
21 yıldır süren Putin iktidarı “her geçen yıl daha da otoriterleşmesi, dikta algıları” üretmesine rağmen gene de istikrarı temsil ediyor.
Boş sokaklar
Seçim sonrası için bunca “sandık hilesi, baskı, tehdit, Ali Cengiz oyunlarından” öfkeli halkın “meydanlara, caddelere akacağı” beklentisi vardı.
“İnsan sellerini güvenlik güçleri önlemekte zorlanacak, ölçüsüz şiddet kullanacak” tahminleri yapılmaktaydı.
Ve...
“Toplanma yasağı” uygulanacağı düşünülüyordu.
Ama...
Tam tersi oldu.
Başta Moskova olmak üzere birkaç büyük şehirde protesto gösterileri için sokağa çıkanlara devlet güçleri engel olmadı.
Çünkü...
Katılım çok cılızdı.
Kısa süre sonra polis müdahalesine gerek kalmadan dağıldılar.
Washington Post bunu “halktaki korku” olarak yorumladı.
İliklere kadar işlemiş “korkunun” yanı sıra halktaki “Hiçbir şeyi değiştiremeyiz, hiçbir anlamı kalmadı” yılgınlığı da hesaba katılmalı.
Bu da “Putin’in hakkını, -yüzde 50’de olsa- Putin’e vermek” gerçeğinin altını çiziyor.