Köşemde sunduğum fotoğraf Roma’dan...
Kafeler ve restoranların bir kısmı -yasak kalkmış olmasına rağmen- açılmamış.
Neden?
Fotoğrafları, arkadaşım, mimar ve turizm işletmecisi -İtalya/Toscana da şarap üreticisi- Mete Nisari gönderdi.
20 yıl önce İtalya’da yıldırım aşkla vurulduğu güzel Alexandra’yla evlenmişti.
Roma’da -bir grup arkadaşla konuk olduğumuz- tarihi binadaki evleri, Toscana’da üzüm bağları var.
Şarap üretimi yapıyor, bağ evindeki odaları kiralıyor.
İstanbul Arnavutköy’de bir mekânı, İzmir Alaçatı’da da butik oteli işletiyorlar.
Mete, dünkü turizm tesisleri ve restoranlarla ilgili yazımı okumuş, İtalya’daki durumdan dolayı karşılaştırmalar yaparak kaygılarını iletti.
“Neden?” sorusunun bazı cevapları da burada...
ÖNLEMLER:
Restoran ve barlar açılınca aylarca “asosyal” yaşamanın rövanşı olarak “sosyalleşme” dalgasının yaşanması bekleniyor.
Ama...
Daha çok gençler söz konusu.
Dün de yazdım...
Çok güzel önlem projeleri hayata geçirilecek.
Mekânlara “sertifika verilmesi...”
Denetlenmesi...
Masalarda yan yana 60 cm, karşılıklı 1 metre mesafe...
Her müşterili masa arasına 1 boş koruma masası...
Tabak, çanak, çatal, bıçağın müşteri önünde 60 derece alkolle dezenfekte edilmesi...
Menülerin özel aplikasyonla telefonlara indirilmesi...
Garsonların istekleri telefon ekranından okuması ve sadece servis yapması...
Bahşiş dahil kartla ödeme...
E-Fatura...
KEPENK AÇMAYANLAR
Mekân kiraları çok yüksek.
İtalya’da o nedenle bir kısmı kepenk açmamış.
İlk günlerdeki kalabalığın bir nedeni de bu olmalı...
Kısıtlı sayıda mekâna yığılma yaşanmış...
Fakat...
Sel suları gibi çekilmiş.
Orta yaş ve üstü ihtiyatlı ve kaygılı.
Kepenk açmayanların gerekçesi:
“Çalışmadığımız sürece kiranın sadece yüzde 50’sini ödüyoruz. Risk almaktansa kapalı duralım.”
......................
Ayrıca...
Çok ağır cezalar da var.
Açılan mekânda çalışanlardan ya da müşterilerden biri “Kovid-19 kaparsa” mekân sahibine çok ağır ceza, artı tedavi masraflarını ödeme zorunluğu getirilmiş.
Bizde durum ne olacak?
Düzenlenmiş değil.
Bu da mekân sahiplerini kaygılandırıyor olmalı.
Sertifika verilen mekânlara böyle nedenlerle ceza ve zorunluklar yüklenmemesi gerekiyor.
KİRA SORUNU:
Kiralar çok yüksek.
TURYİD Başkanı Kaya Demirer’in TV’deki röportajından “ciro-kira” sistemi önerisini not ettim.
Yani...
“Kiraların ciroya endekslenerek” ödenmesi...
Her şey iyi giderse eylülden sonra normal kira ödemelerine dönmek.
Zaten kira borçları var.
“Hassas” bir durum daha.
Kiralayanlardan bazıları, belki de çoğunluğu kiracı işletmecinin, kiralarını “temlik” etmiş.
Alacaklı kimlik değiştirmiş.
İlke olarak alacaklılar artık “bankalar...”
Bu durumda devletin elinin uzanması düzenleme için çok önemli.
K.Ç.Ö...
Personele kısa dönem çalışma ödeneği uygulanıyor.
Personel ücretinin yüzde 60’ını devlet ödüyor.
İşletmeler de yüzde 100’e tamamlıyor.
Kapalıyken süren bu uygulama haziranda bitmekte.
Sektör temsilcileri bu uygulamanın eylüle kadar uzatılmasını istiyor.
Yani...
Geçiş döneminde de desteğe ihtiyaç var.
İki milyon çalışan söz konusu...
TEDARİK ZİNCİRİ:
İşletmeler ansızın kapatıldığı için tedarikçilere borçlu kaldılar.
Bu da bir sorun.
Nasıl çözüm getirilecek?
Tedarikçiler bu sürede alım yapmadılar, ithalat gerçekleştirmediler, akışı nasıl sağlayacaklar?
İşletmecilerin “ticari kredi kartları” var.
Belki bu bir çözüm ama orada da bir başka engel gölgesi hissedilmekte.
KGF:
Bu 3 harfin açılımı “Kredi Garanti Fonu.”
Bankalar -piyasayı açmak amaçlı- bir fon oluşturdu.
Geri dönmesi riskli kredilerin yüzde 7’sine devlet garantisi getirildi.
Bundan turizm işletmelerinin ve restoranların çoğu yararlanamıyor.
Bankalar zaten güçlü olanlara açıyor kredileri.
Oysa...
Turizm ve restoran işletmecileri bu yüzde 7 oranın içinden yüzde 2’sinin sadece kendilerine ayrılmasını istiyorlar.
Eğer böyle olursa...
Devlet “Neden turizmcileri ve restoranları, yeme içme sektörünü bu fondan desteklemedin?” diye hesap sorabilir.
...................
Bir de koşullar sorunu...
Sektörün önerisi şöyle:
“6 ay ödemesiz... 6 ay sadece faiz... İlave 36 ay kredi ve faiz birlikte geri ödemeli 48 ay vade...”
....................
Mekânların kapalı bölümlerinde servis yapılmayacak.
Belediyeler kaldırımlarda masalara alan açmalı.
Bazı uygun sokakları trafiğe kapatmalı.
.....................
Konuyu çok iyi bilen, sektörün içinden gelen, başarılı Bakan Mehmet Ersoy’a bir dış ses olarak duyurmakta fayda gördüm.