Rusya ile Ukrayna arasında savaş kıvılcımları yeniden uçuşmaya başladı.
Sebebi...
“Putin’in oylarının düşmesini önlemek için yaratılmış bir gerilim” olabilir mi?
Gerçekten...
Son kamuoyu araştırmaları Putin’in olası bir seçimde oylarının yüzde 27’ye düştüğünü gösteriyor.
- Kovid-19 pandemisi nedeniyle soğuyan ekonomi...
- ABD yaptırımları...
- Enerji ihracı gelirlerindeki düşme...
Bunlar Rus halkında hoşnutsuzluk dalgaları üretti.
Ayrıca...
Protesto gösterileri, muhalif lider Navalni’nin hapsi sonrası daha da tırmanışa geçmiş, “siyasi baskılar” toplumda tansiyonu yükseltmişti.
...................
Putin’in önümüzdeki seçimlere kadar ekonomiyi toparlamak şansı yok gibi.
Bu nedenle Batı basınında “Putin’in Ukrayna’da bir kazanım daha sağlayarak popülaritesini yeniden yükseltmeye çalıştığı” yolunda yorumları yapılmakta.
Putin, Anayasa ve yasa değişiklikleriyle üç başkanlık seçimine daha girebilmek, yani 2036’ya kadar iktidar kapısını açtı.
Ama...
Yüzde 27 oyla mümkün değil.
Çarlık dönemi ve Sovyetler Birliği’nin süper büyüklük yıllarının anılarıyla yaşayan Rus halkının bir kez daha milli hislerine oynuyor.
Ukrayna’da ulusunun gururunu kabartacak bir askeri başarıyla oylarını karbonatlamak çabasında.
ABD REAKSİYONU
Putin daha önce “Ukrayna’dan Kırım’ı alarak” popülaritesini hormonlamıştı.
NATO üyesi Avrupa ülkeleri ve ABD homurdanmış ama Rusya’yı engelleyememişti.
Trump ile Putin arasındaki, algılanan ama görünmeyen bağlar “Kırım’ın göz göre göre yutulmasının” sebeplerinden biri olmuştu.
Bu kez durum aynı değil.
ABD’nin yeni başkanı Biden, NATO’yu sahipleniyor ve daha aktif ve güçlü olmasını amaçlayan yeni bir ABD profili çiziyor.
Ve bakın...
Ukrayna’yla birlikte Karadeniz’de 24 ülkenin katılacağı “defender (koruyucu)” adlı bir büyük tatbikat yapılacak.
Bu isim Putin’e mesaj olarak seçilmiş olmalı.
ABD tatbikata “savaş gemileriyle de görkemli katılım yapacağını” açıkladı.
Bu görkemli NATO tatbikatı mayıs başına kadar sürecek.
ABD savaş gemileri de Karadeniz’de haftalarca bayrak göstermiş olacak.
Yani...
Bu kez ABD ve NATO Putin’e meydanı boş bırakmıyor.
Ayrıca...
“Ukrayna’nın NATO üyeliği” de gündemde.
NATO sözleşmesinin 5’inci maddesi “üye ülkelerden birinin topraklarına tecavüzün, bütün ülkelere yapılmış sayılacağı ve topluca karşılık verileceği” yolundadır.
Yani...
Kâğıt üzerinde Putin’in eli bu kez zayıf...
Ancak...
Başka gerçekler de var.
Putin, 20 yıldır dünyanın üç süper büyüğünden biri olan Rusya’nın başında.
Diğer dünya liderlerine göre çok daha deneyimli.
Ve usta bir siyasi satranç oyuncusu.
Şimdiye kadar yaptığı hamlelerde hep kazandı.
Hesabını “ABD ve Batı bloku barış konformistidir. Sıcak çatışmaya girmeyi göze alamaz” öngörüsüne ve varsayımına dayandırmıştır.
Haklı çıkmıştır.
Şimdi de gene aynı soru gündemde.
“ABD ve NATO ülkeleri, Ukrayna’nın iki sınır şehri için ellerini ateşe uzatır mı?”
Görkemli ve çok uluslu NATO tatbikatı başka...
Elini ateşe sokmak başka.
Bir soru daha.
Yüzde 27’ye düşmüş oylar şeffaf bir seçimde Ukrayna’da olası bir kazanımlarla yükselir mi?
Putin’i “sandıklarda kötü sürprizden korur mu?”
....................
Bütün bu oluşumlar Montrö Sözleşmesi’nin Türkiye için büyük koz olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Hem NATO üyesi olmak, hem Boğazları kontrol altında tutmak, hem Rusya’yla ilişkilerini sürdürebilmek “Montrö’süz çok zor ve riskli” olurdu.