Hafta sonu…
Yazıya gülümseyerek başlayalım.
İngiltere’nin Veliaht Prensi Charles “vasiyetnamesinde bütün varlığını 96 yaşındaki annesi Kraliçe Elizabeth’e bağışlamış!”
Bu espri Kraliçe Elizabeth’in tahtta 70’inci senesinin platin yıldönümü” olarak kutlamaları bağlamında “çevrimiçi…”
………………
Kraliçe Elizabeth İngiltere tarihinin tahtta en uzun süre kalan hükümdarı.
İkinci ise gene bir kadın.
Kraliçe Victoria’nın da 60’ıncı senesi “elmas yıldönümü” olarak 1897’de kutlanılmıştı.
Ancak…
İkisi arasında önemli fark var.
DÜNYANIN DÖRTTE BİRİ
Victoria döneminde İngiltere dünyanın dörtte birine egemendi.
Üzerinde “güneş batmayan imparatorluk” diye anılıyordu.
Kraliçe Victoria’nın “elmas yıldönümü” muhteşemdi.
Bütün sömürgelerinden, söz gelişi Hinditan’dan, Güney Afrika’dan uzaklardaki Trinidad’lardan ve Malta adasından 25 bin asker geçit töreni için Londra’da toplanmıştı.
Hyde Park’ta onlar için binlerce asker çadırı kurulmuştu.
Dünyadan 3 bin milyon kişi kutlamalar için Londra’ya akmıştı.
Sarıklı Sihler, Kanada dağlıları, kızıl derili şefler ve eşleri…
11 sömürge Başbakanı ve onların delegasyonları geçit töreninde yürümüşlerdi.
Kraliçe Victoria günlüğüne şöyle yazmış:
“Sanırım o 6 millik cadde geçişindeki alkışlarla İngiltere ve dünya tarihinde kimse karşılaşmamıştır.
Tezahürat sağır ediciydi.
Bütün yüzler gerçek bir neşeyle dolmuştu.
Çok duygulandım ve memnun oldum.”
SADE AMA İÇTEN
Kraliçe II. Elizabeth’in platin jübilesi ise Victoria’nın elmas jübilesine göre çok daha sade.
Ve az ihtişamlı.
Buckingham Sarayı balkonun önünden geçit yapanların sayısı mütevaziydi.
Ayı postu serpuşlu 1400 asker ve maskot olarak “Seamus” adlı bir İrlanda kurt köpeği.
Kraliyet hava kuvvetlerinden -Kraliçenin platin yıldönümü- bağlamında 70 jet uçağı…
İkinci Dünya Savaşı’na katılmış olan pervaneli uçaklarla nostalji…
İngiltere artık çok küçüldü.
Üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk değil.
İmparatorluk yerine -İngiliz tacıyla olan bağlarına kayıtsız- İngiliz milletler topluluğu hala var.
ÖZÜR BEKLENTİSİ
II. Elizabeth hala Krallık dışındaki 14 ülkenin -kağıt üzerinde- devlet başkanı olmaya devam ediyor.
Ama bu sayının daha da düşeceği kesin .
Jamaika ve diğer beş Karayip ülkesi, Barbados’un izinden giderek İngiliz monarşisiyle bağlarını kesmenin arifesinde.
Kanada ve Avusturalya gibi büyük batı demokrasilerinde de “ayrılık” rüzgarları esiyor.
Artık “ebeveyne ihtiyacımız yok, eşit durumdayız” diyorlar.
Ama gene de “platin yıldönümü” nedeniyle ikinci Elizabeth’e sevgi ve saygı sunumlarını -samimiyetle- yaptılar.
Bununla beraber -Kraliçe II. Elizabeth’in kişiliğinden bağımsız olarak- eski sömürgeler İngiltere’den “özür dilemesini” bekliyorlar.
Bölgedeki uzun süreli kölelik yılları ve dominyon sömürüsü için “özür ve tazminat” talepleri var.
Jamaika’da kanaat önderleri tarafından imzalanan bir mektup Prens William’a verilmişti.
“İngiltere, sömürgelere tarihteki en büyük insan hakları trajedisini yaşattı” gibi ağır ithamlar vardı mektupta.
Kenya’lı bir siyasi yorumcu olan Patrick Gathara ise Associated Press’e “Kenya kolonisindeki insanlara yapılan baskı, işkence, mülksüzleştirme için özür dilemek bir yana, kamuoyu önünde itiraf bile edilmedi” suçlamasını yöneltti.
Bir sömürge akademisyeni ise “Kraliçeyi düşündüğümde gözümün önüne tatlı bir yaşlı kadın geliyor” dedi.
“Onunla ilgili değil. Öfkemiz atalarımızın sırtına yüklenen Kraliyet ailesinin zenginliğiyle ilgili.
Çok acı verici bir geçmişin mirasıyla boğuşuyoruz.”
SON JÜBİLE Mİ
Washington Post’a göre II. Elizabeth’in “platin yıldönümü” Krallığın “son jübilesi” olabilir.
Kraliçenin varisleri sevilmiyor.
Genç Britanyalılar arasında “monarşizm karşıtları hızla çoğalmakta.”
Gazete “Kraliyet sonlanabilir” mesajını veriyor gibi.
İngiltere gibi gelenekleri güçlü ve köklü olan bir ülkede böyle bir son “uzak ihtimal” ama “sıfır ihtimal” değil.
W.P’tan şu satırları aynen yansıtıyorum.
‘II. Elizabeth, Victoria’nın gücüne sahip olmaktan çok uzak.
Elizabeth’in akrabaları genellikle “Kitsch…”
Onlar artık “dedikodu” kahramanları.
Artarda skandallar yaşıyorlar.
Magazin sayfalarında boy gösteriyorlar.
Halk arasında onlarla matrak geçiliyor.
Çoğu kez merak ve hatta acıma nesneleri.
Bazen mükemmel ve prestijli televizyon programı konusu da olabiliyorlar.
Fakat…
Genellikle Prens Andrew’in -iddia edilen- cinsel suçlarından Windsor Şatosu’nun aile içi çekişmelerine kadar -bayağı- entrikaların yansıtıldığı, tabloid gazetelerin haber kaynağılar.’
……………
Sonsöz…
70 yıl boyunca şerefli ve başarılı hizmet veren II. Elziabeth herhalde bütün bunların bilincinde…
Ve o nedenle tahtını 73 yaşına gelmiş oğluna bırakmıyor, ona bile güvenmiyor.
Hayata sımsıkı asılı 96 yaşına geldi.
“Varislerinin vazoyu kırmadan taşıyabileceklerine” güvenemiyor olmalı.