Putin “Dört gün içinde iki kez -netameli- nükleer silah” kelimelerini telaffuz etmişti.
Bu kez de Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov “ 3. Dünya Savaşı nükleer ve yıkıcı olur” dedi.
Putin ayrıca “taktik nükleer savaş rampalarını” kapsayan, “özel alarm” emrini de vermiş bulunuyor.
Çok tehlikeli, insanlığın sonunu getirebilecek, dehşet verici söylemler bunlar.
Saygın Princeton Üniversitesi’nde Rusya ile ABD arasında bir nükleer savaşın simülasyonu yapıldı.
Yazının ilerleyen bölümlerinde görüntülerle yansıtacağım.
Ama önce tek bir nükleer bombanın bile korkunç etkisi için birkaç satır…
220 BİN ÖLÜM
“Yıkıcı gücü” 140 kiloton tek bir nükleer bomba kullanılması doğrudan 220 bin insanın can kaybına ve 450 bin kişinin yaralanmasına neden olur.
Patlama sonrasında oluşan mantar bulutu patlama merkezini çevreleyen 1.2 mil karelik alanı kaplar. Orada bulunan nüfusun yüzde 50’si ile yüzde 90’ı arasında ölüm demektir bu.
Ayrıca…
Ölümler patlamayı izleyen günler ve haftalar sonrasında da devam eder.
Nükleer radyasyon nedeniyle zehirlenmeler en korkunç ölüm yollarından biri.
Ayrıca mide bulantısı, sürekli kusma, kanamalar, kanlı ishal, cildin şiddetle yanması sonucu derinin soyulması ve insanın bunları çekerek hayatta kalması…
Bir sonraki aşama patlamanın 17 mil karelik alanda etkisiyle oluşuyor.
Yıkım, enkaz, her yere yayılan yangınlar ve birinci aşamanın sınırlarına yakın coğrafyada olanlar arasında yaygın ölüm.
Üçüncü aşama 33 mil kareyi kapsıyor.
Bölgede bulunan “herkes” 3’üncü derece yanıklara maruz kalır.
Parlak ışıklar yapraklar, dallar ve giysiler gibi yanıcı cisimlere temas ettiğinde yangınlar çıkar.
Bu parlak ışıklar bireylerin sinirlerini yakar.
Bu nedenle ağır yaralılar acı hissetmezler.
Bazı uzuvları kullanamaz hale gelir, kesilmesi gerekir ama bunu da hissetmezler.
4’üncü aşama nükleer patlama etkilerinin ulaşabileceği en uzak mesafe olan 134 mil karelik alanı kapsıyor.
Ölüm riski ve yaralanmalar bu alanda da var.
Evlerin pencere camları parçalanır.
Rüzgâr nükleer radyasyonla kirlenmiş nesneleri oraya da taşır.
Ve…
İnsanları -başta kanser- çeşitli hastalıklara maruz bırakır.
Uzun vadeli kötü sonuçlar ise siyah duman ve rüzgârlarla taşınacak radyasyonlu parçacıklardan kaynaklanacaktır.
Atmosfere yayılacak, gezegeni çevreleyen stratosfere kadar yükselecektir.
NÜKLEER SONBAHAR
Ben Putin’in böyle bir çılgınlık yapacağına inanmıyorum.
Elindeki “nükleer” kart dâhil bütün güçlerini sonuç alma hedefli oynuyor. Ona “deli” diyenler var.
“Her Rus’un ruhunda delilik ve azizlik vardır” söylemi bir yana “delilik ile deliyi oynamanın” arasındaki ince çizgide yürüdüğünü düşünüyorum Putin’in.
Yoksa…
Nükleer silaha başvurmanın karşı tarafın nükleer silahlı cevabına çağrı olduğunun elbette bilincindedir.
İKİNCİ NÜKLEER SAVAŞ
Bütün nükleer silahların kullanılmadığı nispeten sınırlı bir nükleer savaş simülasyonu düşünelim.
50 nükleer bombanın kullanıldığını farz edin.
Sınırlı bir nükleer savaşı…
5-6 ton arasında değişen büyük siyah mantar dumanlar ortaya çıkar. Güneşi dünyadan gölgeleyecek “küçük buz çağına” dönüşeceğimiz iklim değişikliği oluşur.
Patlamayı izleyen ilk beş yıl içinde tarım ürünleri yüzde 40 oranında azalır.
Sıcaklık düşüşü 10 yıl boyunca devam eder.
……………..
2 milyar insanı kıtlıkla karşı karşıya getirir. Ve 2 milyar insanın ölümüne neden olur. Daha fazla yiyecek ve su kaynağına sahip olmak için “ikinci bir nükleer savaş” da olabilir.
Bütün bunlara verilen ad “Nükleer Sonbahar.”
NÜKLEER KIŞ
Ama…
Ya 6 bin 450 nükleer başlığa sahip Amerika ve 6 bin 850 başlığa sahip Rusya 2 bin nükleer
başlık kullanırlarsa?
150 milyon ton siyah duman oluşur. Birkaç hafta içinde bütün dünyaya yayılır. Sıcaklıklar -6 dereceye düşer.
İlk yıl böyle sürer.
İkinci yıl -4 dereceye yükselir.
Ve tabii insanlık tarihinde eşi görülmemiş bir iklim değişikliği olur. Milyarlarca insan ölür. Mahsul yetiştirmek neredeyse imkânsız hale gelir. Hayatta kalabilenler açlıktan ölür.
Büyük miktarlarda radyasyonun yeryüzüne sızmasıyla insanlığın devamı bile tehdit altına girer.
Uygarlığın sonu olur.
Einstein’ın “3’üncü dünya savaşı olur mu bilmem ama 4’üncüsünün sopayla, taşla yapılacağını biliyorum” söylemini hatırlayın…