Perşembe günkü Moskova protokolü “başarılı” mı, “başarısız” mı?
Bu sorunun yerine şöyle bir soru gerçekçidir.
“Türkiye’nin yararına” mı?
Açık ve kesin olarak “evet.”
Çünkü...
1- Mehmetçik’in kanı akmayacak.
Şehit cenazeleri gelmeyecek.
Yüreklere ateş düşmeyecek.
2- Sınırlarımıza kaygı duyulduğu gibi milyonun üzerinde sığınmacı dalgaları vurmayacak.
Buna bir de genelde “insani değerler” açısından da bakalım.
3- Varil bombalarıyla kadın, erkek, çocuk insanlar ölmeyecek.
İnsan canından daha değerli ne olabilir?
...................
Devam edelim...
4- Halep’i Lazkiye’ye bağlayan M4 karayolu ile kuzeyindeki ve güneyindeki “güvenli koridor”da TSK ve Rusya güçleri ortak devriye atacak.
Böylece, Türkiye’nin Suriye’de kuvvet bulundurması bir kez daha protokole bağlanmış oluyor.
Suriye’nin “zımni mutabakatıyla” dolaylı “meşruiyeti” vurgulanmış bulunuyor.
5- Suriye daha bir gün öncesine kadar TSK unsurlarının artık çekilmesini istiyordu.
Türkiye de, Suriye’nin TSK’ya “güvenlik noktalarının” ve “üslerinin” Soçi Mutabakatı tarihindeki yerine çekilmesini dayatıyordu.
İki ucu temsil eden bu görüşlerin daha akılcı ve gerçekçi bir formülde buluşması sağlandı.
Protokolde “Suriye Rejim Güçlerinin” binlerce can kaybı pahasına elde ettiği kazanımlarını bırakıp geri çekilmesine de TSK’nın güvenlik noktalarının statülerine de hiç değinilmedi.
Böylece -zımni- bir “yeni statü” oluştu.
Türkiye bununla beraber “kendi unsurlarına bir saldırı olması halinde derhal mukabelede bulunma hakkını saklı tutarak” aba altından sopa gösterdi.
Bahar Kalkanı Harekâtı’yla o sopanın kullanıldığında neler yapacağını artık rejim de biliyor, rejim için alanda bulunan paramiliter unsurlar da.
6- Halep’i Lazkiye’ye bağlayan M4 karayolunun altındaki bölge alttan da rejim güçlerine ait coğrafya.
Yani...
Etrafı sarılı.
Ateşkes bir şekilde bozulursa değil ama delinirse o kısıtlı alanda olacak.
M4’ün yukarısına kaçamayan terör örgütleri rejim güçlerinin önünde kurban konumunda.
Ama...
M4 karayolu Türk ve Rus devriyesinin kontrolünde olduğu için kuzeye, İdlib merkezine ve oradan Türkiye doğru göç dalgaları gene de önleniyor.
7- Dananın kuyruğu bir sonraki aşamada M4’ün kuzeyinde yer alan İdlib merkezine de rejimin saldırmasıyla kopar.
Bir bakıma ateşkesin ömrünü tayin eder.
Türkiye’nin sahada olması bunu bakalım ne kadar öteleyecek, frenleyecek?
......................
Önümüzde Suriye seçimleri var. Esad yeniden seçilmek için kendine muhalif olanlardan saha temizliği yapıyor.
Hedefi, “demografik yapıyı değiştirerek, sandıklardan bir kez daha tartışmasız çıkmak. BM nezdinde Suriye Arap Cumhuriyeti meşru yönetimi statüsünü sürdürmek.”
Burada önemli bir ayrıntıya işaret edeyim.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da okuduğu ortak bildiride “Suriye Arap Cumhuriyeti” ifadesi kullanıldı.
Bu da ufukta bile değil, yakın süreçte zaten istihbarat servisleri seviyesinde başlayan diyalogda çıtanın yükseltileceğinin işareti olabilir.
......................
Peki...
Kazanç tablosunda Rusya ve Suriye “kayıptalar” mı?
Hayır... Onlar da kazançlı...
“Win-win (kazan-kazan)” örneği bir dosyadır bu.
“Case study” denebilir.