Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Fonda harika bir İstanbul silüeti... Tam ortasında “Göbeğinde -el bombası- patlamış ve gözyaşları akan kocaman nazar boncuğu...”

“İstanbul’a nazar değdi” mesajı veren bu karikatür yabancı basından...

Çok duygulandım...

Sayfama aynen koydum...

Çünkü gerçek tam da bu...

Beyoğlu’ndaki terör saldırısını kınıyorum.

Yaşamını yitiren insanlarımıza rahmet, ailelerine ve ulusumuza başsağlığı, yaralılarımıza şifa diliyorum.

Muhabirlik yıllarımızın öğretisiyle dün teröristin Beyoğlu’nda bombayı patlattığı yere de gittim, karanfil bıraktım. Olay yerine Tünel’den giderek yürüdüm.

Haberin Devamı

İstiklal Caddesi boyunca çift sıra dalgalanan bayraklar güven vericiydi.

Cadde, Tünel’den Taksim’e bir hafta içi günün yoğunluğunu aynen sürdürüyordu.

Çoğunluğu Arap, yabancı turistler de fazlaydı. Yani…

Bir panik, çekingenlik amaçlanmışsa “terör saldırısının bu hedefe ulaşamadığını” söyleyebilirim.

Menfur saldırı notları...

TURİZME ETKİSİ

Menfur saldırının gerçekleştiği saatlerde bir grup eski arkadaş bir aradaydık. Yemeğimizi bitirmiş, kahvelerimizi içiyorduk.

Arkadaşlarımızdan ikisi Türkiye’nin en büyük otellerinden bazılarının sahibi. Olaydan habersiz “bu yılki turizmi” konuşuyorduk.

Yüzde 90’nı aşan “otel doluluk oranlarından” her ikisi de memnundu.

Gerçi gelirler dolar bazında yüzde 25 artarken giderler çıtası daha yükselmiş, yüzde 40’ı aşmış ama gene de memnundular.

“Gelecek yıl için daha umutlu olduklarını” söylediler. Dün onlardan biriyle telefonda konuştum. Rezervasyon iptali olmamış.

Buna karşılık pazar gecesi İstanbul’un bazı lüks restoranlarının rezervasyonlarından bazı düşüşler olmuş.

OLUMSUZ YAYINLAR

Ancak başta NYT (New York Times) olmak üzere -özellikle- Amerikan basınında bu menfur saldırının haberi verilirken “turizme olumsuz etki” vurguları dikkat çekicidir.

NYT’nin şu satırlarını aynen yansıtıyorum.

Yetkililere göre, pazar günü hem Türkler hem de turistler arasında popüler olan kalabalık bir alışveriş caddesinde
meydana gelen bombalamada, hepsi de Türk uyruklu 6 kişi öldü.

Beş yıldan fazla bir süredir Türkiye’de bu türden en kanlı saldırıydı.

Haberin Devamı

Kürt ve DAEŞ militanlarının sık sık Türk şehirlerini bombaladığı günlerinin acı hatıralarını canlandırdı.

Ve NYT’nin pazartesi günkü satırları…

Patlama en 6 kişiyi öldürdü, 81 kişiyi yaraladı ve turizm endüstrisi korona virüs pandemisinden kurtulmaya çalışırken, Türkiye’de yıllardır süren sükûnet duygusunu paramparça etti.

Menfur saldırı notları...

YENİ KUŞAK TERÖRİST

Gazetecilik yaşamımda çok sayıda her kesimden teröristlerle -meslek gereği- konuştum.

Gazetemizin Başyazarı ve Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’yi vuran, Papa’yı yaralayan Mehmet Ali Ağca’yla İtalya’nın Ancona Cezaevi’nde…

PKK terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’la Bekaa Vadisi’ndeki kampta…

Parmaksız Zeki lakaplı Şemdin Sakık’la Diyarbakır Cezaevi’nde…

Özal’a suikast girişiminde bulunan Kartal Demirağ’ın yaralı halde ilk sorgulamasının yapıldığı Numune Hastanesi’nde… (Demirağ’la konuşmadım, sadece yaralı halde ifadesini dinledim.)

Ayrıca bu saydıklarıma göre -daha sıradan sayılabilecek- kadın, erkek diğer bazı teröristlerle de karşı karşıya gelmişliğim oldu.

Haberin Devamı

Fakat…

Dün TV ekranlarında gösterilen Beyoğlu’ndaki kanlı ve menfur saldırının faili (avukat kimliğime rağmen zanlısı diyemiyorum)
Ahlam Albashir’in -en azından görüntüde- “hiçbiriyle ilgisi olmadığını” söyleyebilirim.

Omuzlarını kaldırmış, sırtını kamburlaştırmış, pısmış,  tırnakları manikürlü, yüzü makyajlı bu kız
hangi şartlarla ve nasıl “katliam failine” dönüşebilmişti!

“İstanbul’da bir tekstil atölyesinde çalıştığı” da gelen bilgiler arasında.

Menfur saldırı notları...

………………

Beyoğlu’nda patlamak üzere TNT dolu çantayı bıraktıktan sonra koşar adım kaçmaktayken görüntüsü de garip ve düşündürücü.

Başında uzun peçeyi andıran siyah örtü, altında kahverengi daracık ve vücut hatlarını ortaya koyan büstiyer…

Tezat bitmedi. Ve…

Kamuflaj askeri pantolon, siyah savaşçı botları.

Tanımı kolay kolay yapılamayacak ve akılları karıştıracak bir giysi harmanı.

Ama ne olursa olsun, böyle bir eyleme çıkarken “kamuflaj pantolon ve askeri bot” dikkat çekici bir mıknatıs gibidir.

Hele üstünde de siyah peçe gibi bir başörtüsü varsa.

Güvenlik güçlerimizin kısa sürede onu geçirmeleri elbette önemli bir başarı.

Ama şu dikkat çekici giysi harmanıyla keşke eylem öncesi yakalanabilseydi.

Çünkü Beyoğlu’nda en az 150-200 sivil polis sürekli görevdedir.

Ayrıca 250 kişiye yakın “iltisaklı” 50 farklı mekândan toplandı. Böyle bir “ağ/network” dehşet verici.

“İçimizde böyle daha kaç uyuyan hücre var?” sorusunu düşündürüyor.

Ağzımdan yel alsın ama seçime giden Türkiye’yi karıştırmayı amaçlayan “karanlık ellerin kaygısını” duymamak zor.

5+5

Dün Ertuğrul Özkök New York’taki Büyükelçimiz Ferudun Sinirlioğlu’yla yaptığı bir görüşmeye dayanarak yazdı.

“Türkiye’de 5 milyon Suriyeli varsa, sınırın hemen ötesinde Türkiye’nin kontrolündeki topraklarda da bir o kadarının yaşadığına” işaret etti. “Bunların Türkiye’ye de girip çıkabildiğini” belirterek tehlikenin büyüklüğünü gösterdi.

Menfur saldırı notları...

Elbette ırkçılık yapmak istemem.

Fakat Türkiye’nin nüfus yapısı değişiyor.

“Sevinçte, tasada, ortak ülkülerde, vatan tutkusunda bir ve bütün olan, hemen her ailenin köklerinde en az bir şehit bulunan milletimiz ve milli yapımız” bozulmakta.

Güvenliğimiz için de tehdit büyümekte.

Elbette Türkiye’ye uyum sağlayan, bizden biri olanlardan söz etmiyorum.

Sadece güney sınırımızda “Peşaver’e benzeyen” oluşuma da dikkat çekmek istiyorum.