Türkiye’nin ilk yerli otomobili Koç Grubu tarafından üretilmişti.
Adı sıcak ve bizdendi: “Anadol”...
Bu isim için Koç Grubu “ödüllü anket” düzenlemişti.
Anket yoğun ve yaygın ilgiyle karşılandı. Ve sonunda “Anadol” jürinin seçtiği isim oldu.
Sonuç...
Hem bu anket nedeniyle etkili bir “reklam kampanyası” gerçekleşmiş oldu hem de halkın katılımıyla gerçekten güzel ve buram buram “memleket” kokan bir marka bulundu.
.........
Bakın “buram buram memleket” diye yazdım. Anadol’dan çok yıllar sonra bu kez yeni kurulan Muharrem İnce’nin partisinin adı da kucaklayıcı ve bizden: “Memleket”...
Anadolu’yu da, Trakya’yı da temsil ediyor.
“Memleket” adını “sımsıcak ve başarılı” buldum.
Aklıma çok sevdiğimiz, dinlerken duygulandığımız “Memleketim” şarkısı geldi. Ayten Alpman’ın sesinden ilk kez duyduğumuz “Bir başkadır benim memleketim” şarkısı duygu yüklüdür.
Memleket Partisi’nin kurucularından bazı tanıdıklarıma “Kimin buluşu?” diye sordum.
Fikrin “Muharrem İnce’ye ait olduğunu ama kendi aralarında tartışıldığını ve kabul edildiğini” öğrendim.
Notalar ve rakamlar
“Memleketim” şarkısının notalarından “Memleket” Partisi’nin rakamlarına geçelim.
Elimde henüz parti kurulmadan önceki anket rakamları var.
Avrasya’nın araştırmasıyla başlayalım.
2021 Şubat ayı sonuçlarında Memleket Hareketi yüzde 1.5 görünüyor.
Yeni kurulan diğer iki partiden Davutoğlu’nun Gelecek’i yüzde 2.7, Ali Babacan’ın Deva’sı ise
yüzde 2.5...
AK Parti ve CHP oylarını -spekülasyon olmasın- geçiyorum... Ancak...
Akşener’in İYİ Parti’si yüzde 13.1...
“Yeni” sayılır ama sağlam ve geniş bir taban oluşturdu.
.........
Metropol’ün Mart 2021’de açıkladığı araştırmasına göre “İnce’nin oyu yüzde 1’e yakın.”
Ankette soruyu “Memleket Hareketi” olarak değil “Muharrem İnce” olarak sormuş olmalılar.
.........
Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet’in köşesine taşıdığı ankete göre “Muharrem İnce’nin partisi yüzde 5’in üzerinde oy potansiyeline sahip...”
AK Parti her ay birden fazla şirkete anketler yaptırıyor.
Gazeteye göre, bu anketlerin “ucu açık” sorularına cevaplarda “yüzde 5-6” oranında “Muharrem İnce ismi” çıkıyormuş...
Umut Z kuşağı
Merhum Süleyman Demirel’in “Doğmamış çocuğa don biçilmez” söylemini hatırlayalım.
Bunlar İnce’nin partisi kurulmadan öncesini yansıtan oranlar.
Önümüzdeki süreçte yapılacak araştırmaları izlemek gerek.
Memleket Partisi’nden bazı kurucu dostlarla konuştum.
“Büyük bir oran oluşturan kararsızların ve 2023’te sandığa gidecek 10 milyona yakın Z kuşağı genç seçmenin hedef alındığını” öğrendim. Elbette diğer partilerden de oy kaymaları bekliyorlar.
Ama... “kararsızlar” ve 10 milyon gibi çok büyük bir “ilk kez oy kullanacak Z kuşağı gençlik” umut veren hedef kitle.
..........
Kuruculardan şu söylemle noktayı koyayım.
“Hoparlörlerinden yükselen ‘Memleketim’ şarkısı yankılanırken meydanlara girecek seçim otobüsünü düşünün. Seçim zamanının ruhu başkadır.”
BIden ‘Bibi’yi seviyor’
İsrail Başbakanı Netanyahu “Bibi” diye anılır. ABD Başkanı Biden Netanyahu’ya imzalı bir fotoğrafını vermiş. Üzerine şöyle yazmış:
“Bibi, söylediğin hiçbir şeye katılmıyorum, ama seni seviyorum.”
İkisi arasındaki bu yakınlık nereden geliyor?
Sorunun cevabı dünkü New York Times’tan...
40 yıl önce Netanyahu Washington’daki İsrail Büyükelçiliği’nde misyon şef yardımcısıydı.
Biden ise “dış ilişkilere” ilgi duyan genç bir senatör...
Tanıştılar, arkadaş oldular.
Ancak... Çok ender aynı fikri paylaştılar.
Yedi Amerikan başkanlığı sürecinin dördünde Netanyahu Başbakan’dı.
Biden ile arkadaşlıkları derinleşti.
Fakat...
Genellikle karşı karşıya geldiler.
‘Ben bir siyonistim’
Her şeye rağmen onların dostluğunun çimentosu Biden’ın Yahudilere duyduğu duygusal yakınlıktı.
Örneğin...
Biden 2007’de bir İsrail televizyon kanalına “Ben bir siyonistim. Siyonist olmak için Yahudi olmak zorunda değilsin” demişti.
Biden henüz 30 yaşındaki bir genç senatörken dönemin İsrail Başbakanı Golda Meir’i ziyarete gitmişti...
“Çok etkilendiğini” söylemişti.
O kadar ki... Biden, Obama’nın başkanlık sürecinde onun yardımcısıyken her yıl ikametgâhında büyük bir
“Roş Aşana partisi” verirdi.
(Roş Aşana Yahudi yılbaşısıdır.)
Sessiz ve derinden
Biden demeçlerinde “İsrail, Hamas’a karşı kendini savunuyor” dese de Netanyahu’yla telefon konuşmalarında “ateşkes için” bastırıyor.
Salı günü Beyaz Saray Basın Sekreteri Jen Psaki gazetecilere bu özel durumu vurguladı:
“Başkan Biden uluslararası bir çatışmayı sona erdirmek için en iyi yolun, -genellikle- kamuoyu önünde tartışmamak olduğunu bilecek kadar uzun süredir bunu yapıyor. Bazen diplomasinin perde arkasında kalması, sessiz olması gerekir.”