İngiltere, “Kovid-19”u göğüslemek için “sürü bağışıklığı” yöntemini seçmişti.
“Virüsü alanlar alsınlar, hayatta kalanlar bağışıklık kazanarak kalsınlar, yaşamın akışına müdahale etmeyelim...”
İngilizlerin böyle bir “cool” tavrı vardır.
İkinci Dünya Savaşı’nda ülke Nazi Almanya’sının uçakları tarafından bombalanırken bile geleneksel “saat 5 çayı” ritüelini sürdürmüşlerdi.
Nazi Almanya’sına “Ne yaparsan yap, paniğe uğratamazsın, sonunda biz galip geleceğiz” özgüven tavrıydı bu.
.....................
Gerçi “sürü bağışıklığı” söylemi pek de şık değil...
Ama ne ilginçtir ki bu kararı alan hükümetin başbakanı Boris Johnson da “koronavirüse yakalandığını ve kendini karantinaya aldığını” açıkladı.
Zaten işler sarpa sarınca “cool” tavrın sökmediği anlaşılmıştı.
İkinci aşama tedbirlere geçilerek, vidalar sıkıştırılmıştı.
Evlere kapanma, evlerde çalışma, pub’ların bile kepenk indirmesi...
Başbakanın da “çoban” değil “sürüden biri olması” yaşamın kara mizahı...
Kimse için dilemeyiz.
Allah şifa versin.
........................
Bu virüse “korona” adının verilmesi etrafını çevreleyen taç şekli.
Biliyorsunuz korona... Crown (taç)...
Kovid-19 Boris Johnson’dan önce başı taçlı olan, bir başka prensi; İngiltere Prensi Charles’ı vurdu.
Şimdi...
“Virüs, Charles’a nereden bulaştı” tartışmalarında parmaklar taçlı bir diğer başı gösteriyor; Monaco Prensi Albert’i...
Çünkü Prens Charles’la konuştuktan birkaç gün sonra, Prens Albert de kendini karantinaya almıştı.
Peki...
“Neden Kovid-19’u Prens Charles’a Prens Albert bulaştırdı” deniyor da bulaştıranın “Charles” olabileceği düşünülmüyor?
Anlatayım...
.......................
Kısa bir süre önce Monaco’nun en yüksek dereceli din adamının emekliye ayrılması ve yerine yenisinin gelmesi şerefine büyük bir davet düzenlenmiş.
Bu yemek davetine Avrupa’nın ve dünyanın her tarafından yüce din adamları katılmış.
Ve tabii Monaco Prensi ile Monaco Başbakanı da bu yemekte yer almışlar.
Bol bol el sıkışılmış, kucaklaşmalar olmuş.
Sonrasında...
Monaco Prensi Albert, İngiltere Prensi Charles’la bir araya gelmişler.
“Büyük olasılıkla Charles, virüsü bu görüşmede Albert’ten almış olmalı” yorumları yapılıyor.
Süreç içinde...
Önce Monaco Başbakanı’nın Kovid-19’u kaptığı ve hastalandığı belli olmuş. Başbakan karantinaya girmiş.
Ardından da Monaco Prensi Albert... Şimdi...
Monaco’lular evlerine çekilmiş durumda.
Yollar, caddeler bomboş.
Ünlü kumarhanesi, oteller, eğlence yerleri kepenklerini indirmiş.
...................
Koronavirüs salgınına karşı tedbirlerin sıkılanmasında belki de bu virüsün “mavi kanlılar” denilen asillere, seçilmişlerin en tepe isimlerine de bulaşmış olmasının etkisi var. Baksanıza, Amerika’da Bakan ve Senatör...
İngiltere’de Prens, Başbakan ve Sağlık Bakanı... (“Sürü bağışıklığı” fikrinin mimarı Sağlık Bakanı’nın da virüsü kapması ayrı bir mizah. )
Kanada Başbakanı ve eşi...
Birçok ülkede bakanlar bu virüsü almış durumdalar.
Almanya Şansölyesi Merkel bile kendini karantinaya çekti.
Ve...
Tedbirler birden 2-3 basamak sıkılaştırıldı.
Virüs sadece halkı vursaydı, üst kesimlere bulaşmasaydı, düşünüyorum da bu kadar ciddiye alınır, tedbirler, yaptırımlar böylesine sertleşir miydi?
Prensler, başbakanlar, bakanlar sadece karantinaya çekilmekle kalmamalı, yüzyılın bu en büyük belasına çare bulunması için, bilim adamlarına yeterli fonları, imkânları da vermeliler.
