Koca İtalya karantina altına alındı. Gerçekten ürkütücü bir manzara.Koca İtalya karantina altına alındı.
Gerisini Ayşe Acar’ın kaleminden yansıtıyorum... (*)
....................
Çin’de yaşayan Nurettin Akçay, Koronavirüs salgın altında gündelik yaşamı anlattı: Bir aydan fazladır hiçbir insanla yüz yüze konuşmadım.
Distopik romanların gerçek olduğu günlerden geçiyoruz. Bu hafta romanın ilk bölümünün yazıldığı ülkeye, Çin’e uzanıyoruz. Şangay Üniversitesi doktora öğrencisi Nurettin Akçay Koronovirüs ile ilgili sorularımı cevaplıyor.
Ben bu satırları yazarken dünyada teşhis konulabilen Koronavirüs (KOVID-19) vaka sayısı 90 bini, bu virüsten hayatını kaybedenlerin sayısı ise 3 bini geçti.
90 bin vakanın, 10 binine Çin’in dışında kalan 76’dan fazla ülkede rastlandı. Tüm dünyada tedavisi yapılıp taburcu edilen kişi sayısı ise 48 bin 139 olarak açıklandı.
Paris’teki Louvre Müzesi ziyarete kapatıldı.
Suudi Arabistan umre ziyaretlerini askıya aldı.
İtalya’da Venedik Karnavalı kutlamaları durduruldu, lig maçları iptal edildi.
Köln Katedrali’nde kutsal suyun kullanılmama kararı alındı. Dünyanın en büyük turizm fuarı olan ITB Berlin 2020 iptal edildi. ABD ve Güney Kore ortak askeri tatbikatları süresiz olarak erteledi.
Japonya’da tüm okullar Mart sonuna kadar tatil edildi.
İran’da virüs milletvekillerine ve bakanlara sıçradı. Milletvekili Dr. Ramazani hayatını kaybetti.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison, Koronavirüs salgınının küresel çapta bir pandemiye dönüşme riski bulunduğunu ve harekete geçilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye; Çin, İran, İtalya, Güney Kore gibi ülkelere olan uçuşlarını iptal etti. Dünya Sağlık Örgütü 28 Şubat tarihli basın toplantısında virüsün risk seviyesini “çok yüksek” olarak belirledi.
Distopik romanların gerçek olduğu günlerden geçiyoruz.Bu hafta bu distopik romanın ilk bölümünün yazıldığı yere, Çin’e uzanıyoruz. Şehirlerin, köylerin, okulların, apartmanların kapatıldığı, hayatın durma noktasına geldiği, dünyanın ekonomi üssü Çin’e...
3 yıldır, Şangay Üniversitesi’nde “Türk Çin ilişkilerinde kamu diplomasi faaliyetleri” üzerine doktora çalışmalarını sürdüren, Independent Türkçe’ye Çin’le ilgili konularda yazılar yazan, Twitter hesabında ilk günden beri Koronovirüs (COVID-19) ile ilgili gelişmeleri paylaşan Nurettin Akçay sorularımı cevaplıyor.
İlk günlerde psikolojim alt üst oldu- Koronavirüs’ü ilk duyduğunuzda ne hissettiniz?İlk duyduğumda telaşlanmadım. Fakat her geçen gün ölü ve vaka sayısının arttığını görünce, burada yaşayan herkes gibi bende de bir korku başladı. “Bana da bulaşacak mı?” endişesiyle yaşamak insanın üzerinde çok ciddi bir psikolojik baskı oluşturuyor. En ufak bir baş ağrısını, ateş yükselmesini “Acaba enfekte mi oldum?” diye yorumlamaya başlıyorsunuz.
İlk günlerde benim de psikolojim alt üst oldu. Ancak zamanla bu durumla birlikte yaşamaya alıştım.
- Virüs Şangay’a kaç gün sonra geldi?
Biz de, herkes gibi 20 Ocak tarihinde virüsten haberdar olduk. O tarihte Hubey’de 200 vaka varken, Şangay, Pekin ve Shenzhen’de de vakalara rastlandığı rapor edilmişti. Ama belli ki bu tarihten önce de Şangay’da vakalar tespit edilmişti.
Şangay’da kalıp olayı gözlemlemek istedim- Vuhan’daki Türkler tahliye edildi. Kalan yerlerdeki Türkler’in birçoğu da uçuş yasağı başlamadan Türkiye’ye döndü.
Siz niye kaldınız?
Olayın nereye gideceğini gözlemlemek istedim. Şangay’da vakaların hızlı bir şekilde artmadığını görünce, durumun burası için çok da kritik olmadığını düşündüm. Mesela Şangay’da rastlanan vaka sayısı 337 kişi ve bu sayı bugünlerde hiç artmıyor. Ama eğer durum kötüye giderse dönmeyi düşünüyordum.
- Nasıl döneceksiniz?
Uçuşlar iptal.Rusya ve başka ülkeler üzerinden hâlâ Türkiye’ye gelme şansım var ama çok meşakkatli bir iş o da. Zira Rusya’da bildiğim kadarıyla önlemler üst düzeye çıkarılmış durumda. Aktarma süreleri çok uzamış. Yine de böyle bir seçeneğimiz olduğunu bilmek güzel.Sanki “The Walking Dead” dizisinin içindeyiz
- Sokağa çıktığınızda kendinizi bir bilim kurgu filminin içinde gibi hissettiğiniz oluyor mu?
Tabii. Özellikle ilk günlerde Çin genelinde büyük bir panik havası vardı. Yeni yıl tatili de olduğu için, insanlar neredeyse hiç sokağa çıkmıyordu. Alışveriş merkezleri, sokaklar boşalmıştı. Otobüsler bomboştu. İnsanlar sadece zaruri ihtiyaçlarını karşılamak için sokağa çıkıyordu. Bütün bir şehrin korku filmi setine dönüştüğünü söyleyebilirim. Sokaklarda yürürken kendimi “I am Legend” filminin ya da “The Walking Dead” dizisinin bir sahnesindeymişim gibi hissettiğim oldu.
.....................
(*) T24’ten yansıttığım bu satırlar gerçekten etkileyici...Bir başka yazıyı ise tüylerim ürpererek okudum.Belki daha tansiyonunu düşürerek önümüzdeki günlerde yansıtırım.