Muharrem İnce epeydir beklenen basın toplantısını yaptı.
Ancak…
Soru almadı,
o nedenle en önemli
soru işareti hala cevaplanmış değil.
Yani…
CHP’den istifa etmiyor ama ne yapmak istiyor?
İnce’nin ifadesine göre “parti kurmayacak.”
Bu bir “1000 gün hareketi…”
1000 gün boyunca tüm Türkiye’yi dolaşacak.
Ne için?
Net değil.
“CHP Genel Başkanlığı’na mı oynuyor, Millet İttifakı’nın “ortak Cumhurbaşkanı adaylığına” mı?
Yoksa…
1000 günlük yolculuk sürecinde ya da sonunda “bir siyasi parti mi kuracak?”
CHP dışında “Cumhurbaşkanı adaylığı gibi daha derin proje mi var?”
Soruların hepsi de cevapsız ve “yoruma açık.”
3 GENEL BAŞKAN
MİLLET İttifakı yerel seçimlerde -gerçekten- başarılı oldu.
CHP’nin, Büyükşehirleri ve özellikle İstanbul Belediyesi’ni AK Parti’den alması, ilk kez iktidar olabilmenin umut ışığını yakmıştı.
Kazanılan ivme nedeniyledir ki 2023’te kurulacak sandıklar için CHP’de “iktidara geliş seçimi” söylemi kullanılmaya başladı.
Muharrem İnce’nin bu çıkışı “iktidar yürüyüşü iddiasına” taş koymak olur mu?
………………
Öte yandan…
Kemal Kılıçdaroğlu tek aday olarak girdiği CHP kurultayında ittifaka yakın oyla yeniden Genel Başkan seçildi.
Önce Yerel Seçimlerde başarılı sonuçlar alan aday saptamaları ve kurduğu Millet İttifakı sonra da kurultayda aldığı oylarla Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olarak en güçlü döneminde.
İşte tam da bu sırada “1000 gün hareketini başlatmak” -eğer CHP Genel Başkanlığı’na oynamaksa niyeti- Muharrem İnce için talihsiz bir zamanlama değil mi?
CHP’NİN NE İÇİNDE NE DIŞINDA
İLK izlenimler -çoğunlukla- şöyle:
Muharrem İnce istifa etmedi.
Ancak…
“Son hedefi parti kurmaksa CHP yönetimi tarafından ihraç edilmeyi” beklemek…
Böylece “CHP’ye ihanet, bir bölen olmak” gibi iddiaların dışında kalmak.
Görünmez mürekkeple çizilmiş notasına devam etmek…
……………
Veya…
“Cumhurbaşkanı seçiminde, CHP’nin ve Millet İttifakı’nın ortak adayı olmak, Abdullah Gül ya da CHP dışından başka bir adayın önünü kesmek de olabilir.”
Daha önce bunu başardı.
Fakat…
2018’den bu yana köprülerin altından çok sular aktı.
Abdullah Gül tek seçenek değil…
Artık CHP içinde muhafazakâr kesimden de oy alabilecek Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş gibi isimler var.
Ayrıca…
2018 seçimlerini Recep Tayyip Erdoğan’a karşı 10 milyon oy farkıyla kaybetmiş Muharrem İnce, neden yeniden Millet İttifakının ortak adayı gösterilsin?
Üstelik hafızalarda 2018 seçim gecesi için bir “kaybolma” anısı ve “adam kazandı” mesajı silinmiş değil.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Ve nihayet 2018 Cumhurbaşkanı adaylığı sırasında Muharrem İnce, Başkanlık Sistemi için “Erdoğan bu sistemi kullanıyor, seçildiğimde ben neden kullanmayayım” anlamında bir söylemde bulunmuştu.
Başkanlık sistemine karşı tavır koymamıştı.
Oysa…
Millet İttifakı’nı oluşturan CHP ve İYİ Parti’nin hedefi “kuvvetlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş…”
Arada ciddi bir ayrışma var.
İnce’nin “2018’de
bazı sandıklarda CHP’nin gözlemci bulundurmadığı, o yüzden de kazanamamış olabileceği” iddiasına
gelince…
Recep Tayyip Erdoğan 10 milyon oy fark yaparak kazanmıştı.
4 milyon oy sonucu değiştirmezdi.
Bunu bizzat İnce de söylemişti.
Fakat…
4 milyon oyu kapsayan sandıkları gözlemsiz bırakmak da ilgi/ilgisizlik olarak ayrıca irdelenmeli.
GÜLEK MODELİ Mİ?
Öncelikle belirteyim ki Muharrem İnce sempatik, karizmatik kitlelerle iyi diyalog kurabilen bir politikacı.
Çok önceleri Kasım Gülek “asa ve çarıkla” Türkiye’yi gezerek bir hareket
başlatmıştı.
Amerika’dan gelen, birkaç dil bilen bu dinamik adam ilgi odağı olmuş CHP teşkilatında güç kazanmıştı.
İnönü’ye karşı genel başkanlık mücadelesi yapmıştı.
Muharrem İnce de yoksa “Gülek modelinden” mi esinleniyor?
Tüm Türkiye’ye karış karış Ayak basmayı hedefleyen
“1000 gün hareketi” sonrası,
bu görüş İnce’ye CHP içinde ağırlık kazandırır.
İnce’nin “adayların örgüt tarafından seçilmesi gerektiği görüşünde olduğu” söylenmekte.
Elbette demokratik olan budur.
Ama…
Bir soru.
Yerel Seçimleri CHP’ye kazandıran Ekrem İmamoğlu’nun, Mansur Yavaş’ın örgüt oylarıyla aday gösterilmesi mümkün müydü?
……………….
Sonuç…
Muharrem İnce medeni cesaretle yeniden sahne alıyor.
Demokratik hakkını kullanıyor.
Ancak…
Beraberinde çok sayıda soru işareti var.
Ve…
Başta CHP’nin 4 eski genel başkanı olmak üzere partinin kanaat önderleri tarafından olumlu karşılandığı söylenemez.