Dün Korsika’da MED-7, Belçika’da NATO toplantısı daha sonraki zirveler için Yunanistan’ın “zemin kazanma çabasıydı.”
Gerçi...
NATO’da Türk ve Yunan heyetlerinin aynı çatı altında bir araya gelmiş olmaları “Diyalog başlangıcı olabilir mi?” soru işaretini çiziyordu ama...
Yunanistan bu “diyalog” izlenimini vermemek için özel gayret gösterdi.
Ayrıca...
Yunanistan’la Ege ve Akdeniz’de “sorun olduğu” söylemi ne kadar doğru?
“Sorun” sözcüğü “çözüm” sözcüğüne çağrışım yapar.
Oysa...
Türkiye’nin son derece haklı bir durumu var.
“Hukuk” Türkiye’nin yanında.
Neyin diyaloğu kurulacak?
Türk dış politikası küresel kamuoyu önünde “uzlaşmaya kapalı” görülmemek için “görüşmelere hazırız” tavrını sürdürüyor.
Doğru olanı da bu imajdır.
Ancak “çözüm” için değil.
“Ortada bir sorun olduğunu kabul” hiç değil.
Şöyle ki...
Haritada kırmızı renkli bölgenin batısında siyah çizgiyle içi boş alan Türkiye’nin yeni ruhsat sahasıdır.
Sarı çerçeveli ve içinde sarı çizgiler olan alanda Türkiye Navtex ilan etti. Tehditlere rağmen geri adım atmadı. “Seville haritasını tanımıyorum” mesajını verdi.
ADALAR DENİZİ
Ege’nin bir diğer adı “Adalar denizidir.”
Ege’de “Mavi Vatan” sınırları iki ülkenin ana karaları arasında “ortay hatla” çizilmiştir.
İki tarafa da eşit kıta sahanlığı tanınmıştır.
Adaların çoğu ortay hattın doğusunda kalır.
Adaların kara suları vardır.
Türkiye de bu kapsamda uluslararası hukuka ve Lozan’a, Paris’e saygılıdır.
Peki...
Yunanistan ne istiyor?
Açıkçası -müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’ya göre Ege’de “sorun yoktur, sadece Yunanistan’ın talepleri vardır.”
Türkiye ise statükodan yanadır.
Yani...
Lozan Antlaşması’nda hangi hükümler varsa Türkiye bu hükümleri kabul etmektedir.
Şöyle ki...
Ege’deki Saruhan ve Menteşe adalarıyla Antalya körfezine bitişik Meis’in Yunanistan’da kalmasının temel koşulu “gayri askeri” olmalarıdır.
Yani...
“Sadece asayiş için hafif silahlı bir müfreze. (Jandarma)”
Oysa...
Bu 23 adanın 16’sında 1960’tan itibaren ağır silahlı askerler, müzeler, radarlar, bazılarında havaalanları, hücumbotlar var.
Bu durumda Lozan ve Paris antlaşmalarında yer alan 23 adanın 16’sında Yunanistan’ın egemenliği tartışılır hale gelmiştir.
Bunu AB’ye, NATO’ya, BM’ye çok iyi anlatmalıyız.
YUNANİSTAN’IN ASIL İSTEĞİ
Yunanistan’ın taleplerine bakarsak hiç bitmez.
Ta ki Venizelos’un çizdiği “Megalo İdea” sınırlarına ulaşıncaya kadar.
Nedir bu istekler?
1- Ege’deki bütün adalar.
2- Doğu Trakya.
3- İstanbul.
4- Batı Anadolu.
5- Kıbrıs’ın tamamı.
O nedenle, masaya “çözüm” için değil “Lozan’da yer alan statükonun sağlanması” için oturulmalıdır.
VE DOĞU AKDENİZ
Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın kıyısı yok.
Adaların Akdeniz’e bakan kıyı uzunluklarının toplamı ise 167 km.
Yunanistan adaların arasındaki denizleri de “kara” olarak kabul ettirmek istiyor ve “Akdeniz’e olan sınırını 550 km olarak dayatmak” çabasında.
Bütün bunlara rağmen, Türkiye’nin Akdeniz’deki kıyı uzunluğu 1.870 km.
Yani...
Yunanistan neresinden bakarsanız bakın hukuk terazisinde ağırlıktan yoksun.
Bununla beraber dikkat...
Yunanistan 200 yıl içinde 5 kez masaya oturdu ve tek kurşun atmadan topraklarını birkaç misli büyüttü.
.................
Yukarıdaki satırlarımda müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’nın Özlem Gürses’le programından ve gönderdiği makalelerden de yararlandım.
Yunanistan savaşabilir mi?
Çok ilginç bulduğum bir haber.
Yunanistan şu gerilim sürecinde “paralı asker” almak için ilanlar verdi.
Cazip aylıklar sundu.
Kaç kişi paralı asker olmak için başvurdu dersiniz?
“Sadece 300...” Yazıyla da vurgulayayım: “Sadece üç yüz...”
Türkiye’de sözleşmeli asker olmak için çağrıya gelen istekli sayısı ise “500 bin...”
Bu sayılar bile Yunanistan’da Türkiye’yle olası bir çatışma için “Yunan halkının ne kadar isteksiz olduğunun” bir göstergesi sayılabilir.
Yunanistan, Fransa’dan iki firkateyn alıyor.
Deniz Kuvvetleri’nin yeterli personeli yok.
Firkateynlerde “Fransız askeri personel çalıştırılması” konuşulmakta.
Türkiye ise savaşan, savaşmakta olan, tecrübeli Silahlı Kuvvetler’e sahip.
Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Türkiye’nin dağlarında yıllardır tecrübe kazanmış Silahlı Kuvvetler’den söz ediyoruz.
Bununla beraber, Türkiye de elbette kimseyle çatışma istemez.
İlkemiz “Yurtta sulh, cihanda sulh”tür.
Fakat...
Böyle güçlü ve tecrübeli TSK caydırıcılığa sahiptir.
Fransa’nın da atıp tuttuğuna bakmayın...
Türkiye ile çatışmaya girmez.
Yunanistan’ı kullanıyor.
Gelelim hukuka ve diplomasiye...
Macron’un yiğitliği (!!)