Yazının başlığı 2022 eşiğindeki dünyamızda “ruh halini” yansıtıyor.
Gazeteye göre, “Tüm dünyayı Kovid nedeniyle anksiyete ve depresyon dalgaları dövmekte. Kovid sürecinin eski veba salgını gibi yıllarca devam edeceği duygusu büyüyor.”
İstatistikler...
Yüzlerce farklı görüş...
Uyarılar...
Kapatmalar...
Yeniden açılmalar...
İki yıldır süren zikzaklar...
Korkunç kayıplar... (Resmi rakamlar 5 milyon 200 bin. Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre, bunun iki ya da üç misli olabilir...)
Baştan çıkarıcı “sahte şafaklar...”
Sınırların kapanması, sınırların açılması ve sınırların tekrar kapanması...
Okulların kapanması, okulların açılması ve tekrar kapanacağı kaygıları...
Yalnızlık...
Ekran başında geçen günlerin getirdiği yorgunluk ve yılgınlık...
SOĞUK DUŞ
Hıristiyan dünya -nihayet- biraz rahatlamış ve umutlu olarak “Noel tatili programları” yapıyordu.
Dünyada gerilim düşer gibiydi.
Yeni yıl için birliktelik programları, yılbaşı tatili için projeler yapılmıştı ki...
“Omicron” haberinin patlaması bir kez daha psikolojileri bozdu.
“Delta” varyantının üstesinden “İki doz aşıyla gelinebileceği” umudu henüz yeşerirken, iki kat daha bulaşıcı “Omicron” buz kestirdi.
O nedenle, NYT (New York Times) “Her plan geçici bir plan” diye yazdı.
LİNEER - DAİRESEL
Hayatımız “lineer”di.
Düz bir çizgi halinde akardı.
Kovid-19’la birlikte hayat “dairesel” oldu.
Belirttiğim gibi...
Örneğin...
“Sokağa çıkma yasakları.”
Kapanıyoruz, açılıyoruz, tekrar kapanıyoruz ya da bunun endişesi içindeyiz...
“Evden çalışmaya geçiyoruz”, sonra “ofislere dönüyoruz”, gene “evden çalışma” zorunluğu ya da endişesi...
“Okullar” için de aynı şey.
Restoranlar, kafeler, diskolar da “dairesel...”
Sınırlar kapanıyor, açılıyor, kapanıyor ya da kısmen...
“Zoom” üzerinden yapılan toplantılar sürecinden sonra “fiziki” toplantılar ve gene sanal toplantılar ya da bunun endişeli beklentileri...
3’ÜNCÜ VE 4’ÜNCÜ AŞILAR
“İki aşı ile özgürlük geliyor” sanılırken “hatırlatma” ya da “takviye 3’üncü aşı” ardından Omicron haberiyle birlikte “4’üncü aşı...”
..................
Bir yıl önce aşı sunumları “emekleme” dönemindeydi.
Bugün dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 47’si aşılanmış.
Vaka sayıları hâlâ yüksek ama ölüm oranları düştü.
Yani...
2022’ye -ekonomik koşullarda olumsuzluklara karşın- zihnen, hiç değilse hayatımız için iyimser işaretlerle girmeye hazırlanmıştık.
Ancak...
“Omicron” varyantı psikolojimizin sırça köşklerini vurdu.
Camları paramparça aşağı indirdi.
DÜNYANIN ÇİVİSİ
Ve...
En tehlikeli olanı, “küresel bir tepki ve önlem uyumu sağlayamamak.”
Her coğrafyada farklı görüntülerle dünyanın çivisi çıkmış gibi...
Brezilya’da günlük ölüm sayısı nisan ayında 3 binden şimdilerde 300’ün altına düştü.
Samba konserleri ve dans konvoyları yine caddelere akmakta.
Havai fişekler fırlatılıyor.
Şimdilik Omicron iplenmiyor.
Ama...
Kaç hafta sürecek bu iyimserlik?
Çin, sınırlarını kapatarak, toplu testler, ani karantinalar ve yüksek teknoloji temaslı izlemeler uygulayarak “sıfır Kovid politikasında” başarılı oldu.
Ama Omicron’la birlikte yasakların yeniden başlaması konuşuluyor.
Toplum psikolojisinde travma tırmanışta...
Ölüm oranı yüksek olan Rusya’daki psikoloji için bir örnek.
45 yaşındaki bir adam bu ay bir Rus hükümet ofisine ateş açtı.
“Maske takması”nı söyleyen iki kişiyi öldürdü.
Gerekçe olarak “pandemi salgınını bir komplo olarak gördüğünü” açıkladı.
Rus terapist Anna Shepel “hastalarının virüs bulaşına takıntılı olduklarını, sürekli korku yaşadıklarını” söyledi.
İtalya’nın Psikologlar Loncası’nın Başkanı David Lazzari “pandeminin başlamasından bu yana toplumda anksiyete ve depresyon vakalarının iki katına çıktığını, 18 yaşın altındakiler için bu seviyenin yüzde 25’e ulaştığını” söyledi.
Dört kişiden biri...
Fransa... Epidemiyolog Melchior’ın gözlemi şöyle...
Ergenler ve genç yetişkinler ekranlara yapışmış ve genellikle son iki yıldır flört edemeyerek mutsuz ve yalnız yaşıyorlar.
Çevrimiçi arkadaşlarla ve gerçek temastan yoksun geçen bu sürede anoreksiya ve bulumia çok yaygın.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün son raporuna göre İtalya’da olduğu gibi “Fransa’da da depresyonla anksiyete normal düzeyin yaklaşık iki katı...”
NOTLAR
Ve bazı gözlemler...
27 ülkeden oluşan AB’de politikalar parçalı durumda.
Reaksiyonlar da öyle.
Örneğin...
Almanya’da futbol stadyumları boş.
Ancak...
Fransa’da dolu.
İngiltere 3’üncü doz aşı zorunluğunu koydu.
Tedirginlik yükselişte.
Aşının bulunduğu Almanya henüz düğmeye basmadı.
Norveç yeniden kapanıyor.
Ve Çin’den ilginç bir not...
Vuhan’da Dr. Lei arkadaşlarını -vücudunu harap eden yeni bir hastalık hakkında- uyardı ve öylesine resmi tehditler aldı ki artık “şehit” sayılıyor.
Dr. Lei’nin hesabı “insanların teselli aradığı” bir internet adresi.
“Çin’in ağlama duvarı” olarak tanınıyor.
O hesaba gelen mesajlar “ülkedeki ruhsal durumun yansıması” gibi algılanabilir.
Türkiye’deki durumu hep birlikte yaşıyoruz.
Ayrıca yazmama gerek yok.
Ama...
Gene de “enseyi karartmayalım.”