'FIFA UNCOVERED (FIFA Çıplak)’ dizisinden notları, başka kaynaklardan bilgilerle ve kişisel yorumlarımla harmanlayarak dünden devam…
KRAL ÇIPLAK
Aslında bu daha çok bir “Kral Çıplak” yazısı…
Beş dönem üst üste FIFA Başkanlığı’na seçilmiş, bir sürü büyük yolsuzlukların içinden sıyrılabilmiş “çok maharetli” Sepp Blatter’in ekseninde bir dizi…
……………….
Yıl 1998… FIFA Genel Sekreteri Sepp Blatter 1 buçuk milyon dolar rüşvet aldığını belgelediği 24 yıllık Başkan Havelange’ye şantaj yapmıştır…
“Başkanlıktan çekilmek ve yerine Blatter’i aday göstermek” sözünü almıştır.
Havelange ise “Onur Başkanı” olarak kalacaktır.
Ancak…
Her şey Havelange’nin işaret parmağıyla onu göstermesi sonucu olup bitecek kadar kolay ve basit değildir.
Ama…
Pek maharetli Blatter çoktan kendisine oy verebilecek ülkeleri ve gruplarını “bağlamıştır!!” bile. Burada FIFA Başkanlığı mekanizmasına bir parantez açayım.
DEREBEYLİKLER
FIFA üyesi her ülkenin bir oy kullanma hakkı vardır. Almanya, Fransa, ABD, İngiltere, Brezilya, Rusya ve Çin gibi büyük devlerle Trinidad gibi mikro ülkeler aynı tek oy hakkına sahiptir.
Bu nedenle, küçük ülkelerin çokluğu manipülasyon, oy satın alma gibi oyunlara elverişlidir.
Bununla beraber, ülke gruplarının bölge bölge oluşturduğu federasyon başkanları ve genel sekreterleri de küçüklerin oylarını yönlendirmede etkilidir.
Onlar derebeyleri gibidir.
Yeniden kongreye dönelim.
Amerika Federasyonu CONCACAF Başkanı Jack Warner ve Genel Sekreteri Chuck Blazer’i Blatter kendi yanına çekmiştir bile. Asya Federasyonu
AFC’nin Başkanı Muhammed bin Hammam da Blatter’in ağındadır.
Oy kullanma operasyonunun arkasında içi para dolu kahverengi zarfların elden ele dolaştığı ise “bilinen sırdır.” Blatter’in rakibi UEFA Başkanı L. Johnason’du.
Kongrede yaptığı konuşmada ne“küçük ülkelere yardım ve finansal destek” sözü verir ne de “kahverengi zarf dağıtma” becerisi vardır.
“Demokrasiden, dayanışma ve şeffaflıktan” bahseder. “Temiz futbol, temiz FIFA” der.
Blatter ise “Havelange’nin yolunu izleyeceğini” söyler. “Dünya Kupası’nı Afrika’ya getireceğinin” sözünü verir. Ve… Seçilir.
BARAJ YIKILIYOR
Blatter başına geçtiği organizasyonu herkesten iyi biliyordu.
Her sorunu, her skandalı “aile içi” diyerek sızıntısız çözmekte ustaydı.
İç dengeleri fevkalade kullanıyordu.
Üç yıl ufak tefek “Paralar nerede?” gibi avukat sızıntıları olsa da krizlerin atlatılmasıyla geçti.
Ama…
Ama 2001’de FIFA’nın para barajı ISL’nin duvarları çöktü. ISL iflas etti.
Bununla birlikte belgeler, suç duyuruları uçuşuyordu ki 2001-2002 Kongresi’ne gelindi.
Blatter’in rakibi Afrikalı Issa Hayatou’ydı.
Blatter gene kazandı.
Gene “birlik ve dayanışma” sözlerini tekrarladı.
Para kaynaklarını ve sponsorlukları yeniden toparlamıştı.
KARA BULUTLAR
İlk homurtu CONCACAF Başkanı J. Warner için yükseldi.
Onun ülkesi Trinidad’ın futbolcularına “kupa maçlarından reklam geliri ve eleme bonusundan gelecek paralardan pay” sözünü vermişti.
Warner sözünü tutmadı.
Bu arada Genel Sekreteri Chuck Blazzer de Brütüs rolüne soyunmuştu.
Başkan Warner’i sırtından bıçaklamanın hazırlığı içindeydi.
…………………
Chuck Blazzer’e de bir parantez açmakta fayda var. CONCACAF’la Genel Sekreterlik anlaşması gereği ona sponsorluk ve tüm diğer gelirlerden yüzde 10 ödeniyordu.
Chuck Blazzer, Carl Marx sakallı, kocaman gövdesiyle müthiş bir iş bitiriciydi.
J. Warner’i CONCACAF Başkanı seçtiren kampanyada başarısı nedeniyle Genel Sekreter olmuştu.
2006-2011 arasında CONCACAF’tan 21 milyon dolar almıştı.
Ayrıca…
Kurumsal AMEX kartından 30 milyon dolar harcamasını da CONCACAF karşılamıştı.
Miami, Bahamalar ve New York Trump Tower’daki konutlarının (2 daire), otomobillerinin parasını da CONCACAF ödemişti.
Ama o New York caddelerinde koca gövdesiyle scooter kullanıyordu.
Su gibi para harcıyordu.
Yani…
Blatter’in onu doyurması hiç de kolay değildi.
Bununla beraber Blatter’i hep destekledi.
Blatter, “Dünya Kupası’nı Kuzey Afrika’ya götüreceğinin” sözünü vermişti.
LİDERLE DOST
Blatter, Putin’le ve Güney Afrika’nın lideri Nelson Mandela’yla iyi dosttu.
2010 kupası Güney Afrika Cumhuriyeti’ne verilirse “o ülkede ırk ayrımcılığının sona erdiğinin bir göstergesi” olacaktı.
Afrika ülkesi Fas da Kupa’ya adaydı.
Fakat Fas değil, Güney Afrika -belgesele göre- para vermeye hazırdı.
Neler döndüğünü tam bilemiyoruz.
Bununla beraber, süreç içinde J. Warner’e bir 10 milyon dolar gitmiş, bunun 1 milyon doları da Blazzer tarafından kapılmıştı bile.
Oysa…
1998 Fransa, 2002 Güney Kore ve Japonya, 2006 Almanya’da oynanan Dünya Kupaları için hiçbir dedikodu, hiçbir pis koku gelmemişti.
Güney Afrika yeniden şaibe söylentilerinin uçuştuğu bir kupa seçimi oldu.
GÖLGELİ İKİ KUPA
2008’e gelindiğinde FIFA Kongresi Avustralya’daydı…
“2018 ve 2022 kupalarının ihalelerinin tek seferde yapılmasına” karar verildi.
İki turnuvayı tek seferde satmak “çok para” demekti.
2018 kupasını isteyen ülkeler ABD, İngiltere Rusya ve Katar’dı.
Bununla beraber, 2018 için en kuvvetli aday İngiltere, 2022 içinse ABD görünüyordu.
2018 Dünya Kupası Blatter’in dostu Putin’in Rusya’sıydı.
2022 içinse tercihi ABD’ye söz vermişti.
Kararın açıklanacağı gün Prens William, eski Başkan Clinton, Katar Emiri ve Putin temsilcileri oradaydı.
Zarflar açıldı.
Ve hayret…
2018 Kupası Rusya’ya verildi.
2022 Kupası ise Katar’a…
Nasıl olmuştu da 2022 için Katar seçilmişti?
Yaz aylarında oynanan Dünya Kupası maçlarının Katar’a verilmesi cehennem sıcağını kabullenmek olurdu.
Bütün gelenekler değişti.
Katar için 2022 Kupası kış aylarına kaydırıldı.
Afrika Konfederasyonu Başkanı Issa Hayalou, UEFA Başkanı Platini, CONCACAF Başkanı Warner, CONMEBOL Başkanı N. Leoz ve AFC Başkanı Mohammed bin Hammam, Blatter’e rağmen Katar için oy kullanmışlardı.
Bu nasıl olmuştu? Katar oyları satın aldı mı?
Bu iddia için başrolde bir kadın ortaya çıktı; Phaedra Al Majid.
Phaedra “kahverengi zarflar içinde paraların dağıtıldığını” gözleriyle gördüğünü söylüyordu.
Ama bu zarflar rüşvet miydi?
Çünkü Katar uluslararası ilişkiler kurarak bazı ülkelere “yatırım paraları” da verir.
“Oy satın almanın” kanıtı yok.
Ancak…
2022 Kupası’nın oynanacağı ülke olarak ABD gibi bir deve karşılık 350 bin nüfuslu Katar seçildi.
GENE BLATTER
Bu arada önemli gelişmeler oluyordu.
Sessiz ve derinden.
Muhammed bin Hammam FIFA Başkanlığı’na oynuyordu.
Kesenin ağzını açmıştı.
Warner, Muhammed bin Hammam’ın dağıttığı paralardan almıştı ama başında bulunduğu federasyondan birkaç başkan bu ödemeleri kabul etmemiş, ihbarda bulunmuştu.
Warner istifa etti.
Muhammed bin Hammam da Blatter’in karşısında adaylığını koymaktan vazgeçmek zorunda kaldı.
“Blatter kol kırılır, yen içinde kalır” felsefesiyle üstünü örtse de artık devreye FBI girmişti.
Warner kendisini sırtından vurmaya kalkan Genel Sekreter’i Blazzer’i de “birlikte yanmaya götürmekte” kararlıydı.
GİZLİ TANIKLAR
Blazzer’in 15 yıl hiç vergi ödemediği ortaya çıktı.
Bunun üzerine Blazzer -hapis yatmamak için- “FBI’la iş birliği anlaşması” imzaladı..
Artık FBI, FIFA’ya savaş açmıştı.
Blazzer ise gizli tanığı ve ihbarcısıydı.
Blatter “yeni bir şeffaflık dönemini” açıklamıştı ama çok geç.
………………
2015’te Blatter sanki hiçbir şey olmamış gibi 5’inci kez FIFA Başkanı seçildi.
Ve FIFA’nın üstüne adeta FBI çığı düştü.
İsviçre’de FIFA delegelerinin kaldığı otele baskın düzenleyen ABD ve İsviçre yetkilileri, aralarında 9 üst düzey FIFA yetkilisinin de bulunduğu 47 kişiyi sorguya alır. 16 kişi tutuklanır.
Blatter seçilmiş olmakla beraber görevi bırakır.
Yerine FIFA’nın Genel Sekreteri İnfantini seçildi.
BRÜTÜS III
İnfantini de aslında yanında çalıştığı başkan Platini’nin Brütüs’üdür.
Platini’nin “Blatter’den 2 milyon İsviçre frangı aldığı iddiasıyla” zaten hem ona hem Blatter’e önce 90 gün ayrılma kararı bildirilir.
Sonrasında da altı yıl boyunca FIFA ve UEFA’da görev yapmamak üzere disiplin kararı…
Çok marifetli Blatter gene hapisten kurtulmuştur.
Katar için karar veren 24 kişilik heyetten sadece 1’i hâlâ görevde kalmıştır.
Ve İnfantini İsviçre’den konutunu Katar’a taşımıştır. Eşi ve çocuklarıyla orada yaşıyor.
Noktayı Blatter’den şu sözle koyayım:
“FIFA yolsuzluktan kurtulabilir mi diye sorarsanız, dünya yolsuzluktan kurtulabilir mi diye sormanız lazım.”