RIAC (Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi) Genel Müdürü ve tarih doktoru Andrey Kortunov Rus TASS ajansına bir röportaj verdi.
Önemli açıklamalarda bulundu.
Yansıtıyorum:
Kürtler (Kuzeydoğu Suriye yapılanması) “askeri özerkliği” de sürdürmeleri halinde Suriye devletine entegre olmaya hazırlar.
Bunu Şam’a bildirdiler.
Ancak…
Suriye’nin toprak bütünlüğünü yeniden kuran Şam, “Arap Cumhuriyeti’nin diğer bölgelerinin koşullarından farklı olacak herhangi bir statü sağlamaya hazır ve niyetli olmadığı” cevabını verdi.
Şam ve Kürtler uzlaşma konumunda değiller.
Her iki tarafın da diğerinden taviz beklentileri yüksek.
Türkiye’nin olası kara operasyonu diğer bazı etkenlerin yanı sıra “Kürt pozisyonunu uzlaşmacı olmaya zorlayabilir.”
……………………
Ya Erdoğan-Esad görüşmesiyle ilgili son gelişmeler?..
Kortunov “iki ülke liderleri arasında bir görüşmenin -artık- mümkün olduğu” görüşünde.
“Ancak tam bir restorasyondan bahsetmek için henüz erken” diyor.
Ve “bir tür diyaloğun çoktan başladığına”
işaret ediyor.
O diyaloğun şartlarını aşağıda anlatacağım.
Ama…
Kortunov’un TASS ajansına Türkiye’nin kara harekâtı için söylediklerine bakalım.
Moskova’da görüşebilirler.
Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Lavrentyev..
ASTANA’DAN SESLER
Kazakistan’ın başkenti Astana’da Türkiye, Rusya ve İran’ın katılımıyla düzenlenen toplantı önemliydi.
Kortunov bu toplantıdan sonra gazetecilere “Rus müzakereci Lavrentyev’in yaptığı açıklamaya” gönderme yapıyor:
“Türkiye’yi kapsamlı kara harekâtından kaçınma çağırısına…”
Şu yorumu çok önemli:
“Amerika ne NATO üyesi Türkiye’yi görmezden gelebilir ne de Kuzeydoğu Suriye Kürtlerini terk edebilir.”
Peki, ne olur?
“Türkiye hava harekâtı yaptığı gibi, tampon bölge içinde de kara harekâtı gerçekleştirir fakat Kürt birliklerini tampon bölgeden çıkarmakla sınırlı kalacak bir harekât olur.”
Bu arada yöredeki Amerikan askerleriyle karşı karşıya kalmamak için Türk güçleri özen göstermeli.
Pentagon’un dünkü “Suriye’deki Amerikan askerinin güvenliğinin tehdit altında olduğu” yolundaki bildirisine dikkat.
Zaten, Türkiye’nin açıkladığı harekât hedefi de bu tanımlar kapsamında.
AP’ye konuşan SDG Komutanı (!!) Mazlum Abdi ABD’ye sırtını yaslamış görünüyor.
Ve bakın ne diyor: “Türkiye ve Suriye arasında uzlaşma sağlanması için hiçbir zemin yoktur. Böyle bir şey gerçekleşirse, bu, Suriye’nin bazı bölgelerinin işgaline ………..” cümlenin sonunu yansıtmakta yarar görmüyorum.
Alenen Esad’ı tehdide yöneliyor.
Stratejinin ilk 3 adımı. Sırada Esad.
SİSİ’NİN MANGO SUYU
Daily Ummah “Erdoğan-Esad görüşmesi ne zaman ve nerede?” başlıklı bir analiz yayımladı.
Bu yazıda Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’nin köşesinde yer verdiği “Grand Strateji’ye” gönderme yapılıyor.
Selvi “İlk aşamalarda istihbarat ve arka kapı diplomasisiyle Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’la ilişkilerde mesafeler alındığını, sırada Suriye’nin olduğunu” belirtiyor.
Bunun “lider diplomasisi” boyutu olduğunu vurguluyor. Olayın bir de siyaset magazini boyutunu yazmış.
Erdoğan Külliye’deki toplantılarda bakanlara ve AK Parti yöneticilerine mango suyu ikram ediyormuş. Bunun hikmeti sorulunca, “Sisi gidip gelenlerle bize mango suyu gönderiyor” cevabını vermiş.
Yani…
Doha’da Erdoğan ve Sisi el sıkışmasının gerisinde “mango suyu” da var anlaşılan.
Esad’ın makası.
CAZİP TEKLİFLER
Paranaliz.com’a göre arka kapı ve istihbarat diplomasisiyle Esad’ın önündeki Türkiye şartları ilginç... (Esad için cazip olmalı. G.C)
Şöyle ki…
Suriye yönetiminin
“Kürtlerin kontrolündeki bölgelere dönerek yeniden egemen olması…”
Kürtlerin, “Suriye doğal gazı ve petrolünü kullanmasının engellenmesi” için adımlar atılması.
Türkiye’deki sığınmacıların geri dönmesi…
Çok sayıda kaynağa göre, “Erdoğan ile Esad artık görüşebilir. Bu görüşme 2023 seçimlerinden önce bile olabilir. Yeri ise büyük olasılıkla Moskova.”
Dün Kremlin Sözcüsü Peskov da “Erdoğan ve Esad’ın Moskova’da görüşebileceklerini” söyledi.
……………………
Zaten Esad’ın da temel yaklaşımı “Suriye’de toprak bütünlüğünü koruyarak YPG/PYD elindeki enerji alanlarının kontrolünü yeniden Şam’a geçirmek…”
“Mültecilerin dönüşü nasıl olabilir?”
Bu sorun da müzakerelerle bir yere bağlanabilir. Ancak “Esad karşıtı muhaliflerin geleceği, sisteme nasıl dâhil olacakları” masadaki en çetin problemlerden biri.
…………………….
Bütün bunlar yaşanmayabilirdi.
Buralara gelinmeyebilirdi.
Ama… Artık önümüze bakmak ve çözüme odaklanmak gerek.