Sevr anlaşmasının imzalandığı 10 Ağustos, sessiz sedasız geçti.
Haritasını görüyorsunuz...
Okullarda bize öğretildiği gibi “Türkiye’ye ters çevrilmiş kaz şeklinde” bir küçük toprak parçası bırakılmıştır.
Karadeniz’de Adapazarı, Zonguldak, Sinop, Samsun…
Kara sınırlarını ise Bursa, Kütahya, Afyonkarahisar, Nevşehir, Kayseri, Amasya oluşturuyordu.
İstanbul, İngiltere, Fransa, İtalya’nın ortak yönetiminde olacaktı.
Ege, Akdeniz, Doğu-Güneydoğu Anadolu, Trabzon’dan Batum’a kadar Karadeniz, Trakya...
Hepsi paylaşılmıştı.
Atatürk işte bu “utanç haritasını” değiştiren büyük liderdir.
Bugünkü Türkiye’nin sınırları İstiklal Savaşı sonrası imzalanan Lozan Anlaşması ile çizildi.
Türkiye “yutulacak kaz” olmadığı gerçeğini, işgalci devletlere kanırta kanırta kabul ettirdi.
Tarihin böyle önemli sayfaları genç nesillere iyi anlatılmalıdır.
Fransa’da öğrencilik yıllarımda tarihten yapraklar, TV’lerde belgesellerle gösteriliyordu.
Tartışmalar yapılıyordu.
Toplum hafızası diri tutuluyordu.
ADALAR
1.Dünya Savaşı sonrası İtalya elindeki Ege adalarını Yunanistan’a verdi.
Osmanlı parmağını bile kaldıramadı.
Neden?..
Zaten teslim olmuştu...
Lozan öncesinde İstiklal Savaşı neden Adaları almak için deniz savaşına evrilmedi?
Çünkü...
Donanmamız yoktu.
Abdülhamid, koskoca donanmayı, Haliç’e kapatmıştır.
Donanma 10 yıllarca hareketsiz kalmış, çürümüş, paslanmıştı.
Hareket kabiliyeti kalmamıştı.
Neden?
Abdülhamid, donanmanın denize çıkıp toplarını Yıldız Sarayı’na çevirmesinden korkuyordu.
Adaları polemik konusu yapanlar bu tarihi gerçeği yadsıyamazlar.
Abdülhamid’in “donanma evhamının” bedelini Ege’de hala ödüyoruz.
KIBRIS’I KİRALADI
Ya bugün Doğu Akdeniz’deki enerji yatakları nedeniyle önümüze çıkan Kıbrıs adası?
Abdülhamid Kıbrıs’ı İngiltere’ye kiralamıştır.
Sonra da kira falan hikâye...
İngiltere Kıbrıs’ı ilhak etmiştir.
Olayı Sinan Meydan’dan satırlarla yandaki sütundan sunuyorum.
YILDA 22 BİN 936 KESE ALTIN KİRA
‘Bugün uluslararası şirketlerin üşüştüğü Kıbrıs, bir zamanlar tamamen bizimdi.
Kıbrıs bundan tam 141 yıl önce 1 Temmuz 1878’de, II. Abdülhamid tarafından savaşsız İngiltere’ye bırakıldı.
Şöyle ki…
……………….
Rusya’yla 93 harbinde Osmanlı ordusu, Rus ordusundan çok zayıf sayılmazdı.
Hatta -sonradan Abdülhamid’in Haliç’te çürüteceği- Osmanlı donanması, Karadeniz’de üstün durumdaydı.
Bu nedenle Rusya, kara savaşlarına önem verdi.
Ancak savaş başlayınca II. Abdülhamid, İstanbul’da kurduğu Meclis-i Askeri ile savaşı saraydan yönetmek istedi.
II. Abdülhamid, 93 harbinin başından sonuna, 2 yılda 8 sadrazam değiştirdi.
Savaş sırasındaki bu istikrarsızlık Rusya’nın işine yaradı.
Kısacası, bugün “strateji dehası” olarak parlatılan II. Abdülhamid, 93 harbini kazanacak bir deha gösteremedi.
Hatta savaşın kaybedilmesinde etkili oldu.
Ama Osman Paşa ve Ahmet Muhtar Paşa ile birlikte ona da “Gazilik unvanı” verildi.
13 Haziran 1878’de Alman Bismarc’ın başkanlığında Berlin Kongresi toplandı.
…………………
Kongreye Osmanlı, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Avusturya ve İtalya katıldı.
13 Temmuz 1878’de Berlin anlaşması imzalandı.
Bu anlaşmayla Osmanlı İmparatorluğu paramparça edildi.
Osmanlı, toplam toprağının 5’te 2’siyle toplam nüfusunun 5’te 1’ini terk etmek zorunda kaldı. (B.H.Sumner, “Berlin Anlaşması, Türkler için bir hezimetti” diyor.)
SAVAŞMADAN TESLİM
Berlin Kongresi öncesinde İngiltere “Kıbrıs’ın kendisine verilmesi şartıyla kongrede Osmanlı’ya yardım edeceğini” bildirdi.
Osmanlı Dışişleri Bakanı Saffet Paşa İngiltere’ye itiraz etmeye kalkınca İngiliz Büyükelçisi Hanry Layard onu şöyle tehdit etti:
“Eğer Osmanlı bu karara karşı çıkarsa İngiliz temsilcileri Berlin Kongresi’nde Osmanlı’ya yardım etmeyecekleri gibi İngiltere’nin Kıbrıs’ı zorla istila edeceği de bilinmelidir.”
Bazı Bakanların itirazına rağmen Sadık Paşa, “Padişahın arzusu da bu merkezdedir” diyerek Kıbrıs’ın İngiltere’ye verilmesini istedi.
İngiltere ve Osmanlı arasında 4 Haziran 1878’de Kıbrıs mukavelenamesi imzalandı.
2 maddelik o anlaşamaya göre İngiltere’nin Rusya’ya karşı Osmanlı’yı rahat savunabilmesi için, Kıbrıs İngiltere’ye terk ediliyordu.
İngiltere her yıl Osmanlı’ya 22 bin 936 kese altın ödeyecekti.
Osmanlı 7 Temmuz 1878’de İngiltere’nin Kıbrıs’a asker çıkarmasına izin verdi.
İngiliz birlikleri Kıbrıs’a çıkarak adanın yönetimine resmen el koydular.
Türk bayrağını törenle indirip yerine İngiliz bayrağını çektiler.
II. Abdülhamid de Kıbrıs’ı İngiltere’ye bırakan bu anlaşmayı imzaladı.
Prof. Dr. Fahir Armaoğlu şöyle yazıyor:
“Böylece Osmanlı Devleti, tarihinde ilk defa olarak, savaş yapmaksızın bir toprak kaybediyordu…”
Gerçek şu ki, 1571’de Venedik’ten alınan Kıbrıs, 307 yıl sonra, 1878’de İngiltere’ye verildi.
Sonra…
Kıbrıs’taki Türkler adadan ayrılmaya başladı.
Türklerden boşalan yerlere Rumlar yerleştirildi.
Birinci Dünya Savaşı başlayıp da Osmanlı, Almanya’nın yanında savaşa girince İngiltere, 5 Kasım 1914’te Kıbrıs’ı ilhak etti.’
Abdülhamid siyasetinin bir kurbanı da Kıbrıs’tır.