450 bin İran Riyali’nin karşılığı 1 Amerikan Doları.
WSJ (Wall Street Journal) dün bu rakamı vererek ekonomik çöküşteki İran’ın geleneksel düşmanı Suudi Arabistan’la anlaşmasının
-bir bakıma- “zorunluk olduğuna” işaret etti.
…………………
Gerçekten, geçen cuma günü Çin’in ve Suudi Arabistan’ın, Pekin’de “anlaştıklarını” açıklamaları, “Ortadoğu’da dengelerin değişmekte olduğunu, Çin’in Ortadoğu’ya ağırlık koyduğunu, ABD’ye karşı potansiyel alternatif rolünü” işaretliyor.
Türkiye de bölgede bir oyun kurucu aktör olarak bundan böyle ABD, Rusya ve İran’ın yanı sıra Çin’i de dikkate almak durumunda.
BÜYÜK SÜRPRİZ
Geçen aralık ayında Çin lideri Xi Jimping Riyad’a gelmişti.
Orada Körfez ülkesi Arap liderlerle bir zirve düzenlenmişti.
Çin devlet Başkanı Xi“büyük sürpriz” oluşturan bir fikir ortaya atmıştı.
“2023’te Körfez Arap hükümdarları ve İranlı yetkililerin Pekin’de üst düzey bir toplantı yapmaları…”
Daha önce de sadece Suudi Arabistan ve İran istihbarat örgütleri arasında, Pekin’in arabuluculuğuyla toplantılar yapılmaktaydı.
Son 10 yılların “arka kapı diplomasisinde”, istihbarat örgütleri önemli ve öncü rol oynuyor.
Türkiye ve Suriye istihbarat örgütlerinin ve gene Türkiye ile Mısır istihbarat örgütlerinin “kapalı devre, gizli, arka kapı diplomasi ilişkileri” de
birer örnek.
“Pekin-Riyad-Tahran üçgenine” dönelim.
Bu yılın sonlarına doğru gene Çin’in öncülüğünde “İran ile 6 devletten oluşan Körfez İş Birliği Konseyi arasında kapsamlı bir zirve” daha planlanıyor.
Çin, artık yalnızca enerji ve ticarete odaklanmayıp, bölge siyasetine de soyunarak “Büyük oyunda varım” mesajını veriyor.
Yabancı basında “İran-Suudi Arabistan ilişkisi arasındaki ‘Çin Köprüsü’ (China’s Bridge)”
DEVRİM MUHAFIZLARI FAKTÖRÜ
Anlaşmanın detayları henüz açıklanmadı.
Ortadoğu uzmanı Jon Alterman’a göre, “Bölge ülkelerine parmak sallayarak insan hakları dersi veren ABD’nin aksine, Çin hiçbirinin demokratik olup olmadıklarını sorgulamıyor.”
Dahası, “ABD liderliğindeki kurallara dayalı bir düzenin tek yaşam yolu olduğu” yolundaki ABD küresel egemenlik iddiasını da kırmaya yöneliyor.
Bununla beraber, Riyad ile Tahran’da karşılıklı büyükelçiliklerin açılması için henüz erken.
(İki ay süre söylemi dolaşımda.)
Ayrıca…
Bir de “İslam Devrim Muhafızları” üzerindeki soru işareti var.
İslam Devrim Muhafızları onayından yoksun bir anlaşmanın sürdürülebilir olması zor.
Ve…
Devrim Muhafızları da anlaşmaya henüz açıkça onay vermiş değil.
………………..
Öte yandan, İran, Moskova’ya İHA’lar ve SİHA’lar veriyor.
Fakat Ukrayna savaşı nedeniyle zor durumdaki Rusya’nın, ABD yaptırımları yüzünden çöküşteki İran’a ekonomik yastık vermesi gündem dışı.
İran’daki yabancı şirketlerin danışmanı Mostafa Pakzad’a göre, “muazzam uluslararası izolasyon ve ülke içindeki ekonomik çöküşünün eşiğindeki İran için bu anlaşma taktiksel bir hamle…”
Çin, dünyanın en büyük petrol ithalatçısı. İran, Batı kapıları kapandığı için, bu dev petrol müşterisine dört elle sarılıyor.
Ayrıca…
ABD’nin küresel yaptırımları sonucu Çin bankalarında İran’a ait 20 milyar dolarlık fon dondurulmuştu.
Riyad’la anlaşmayla birlikte Çin bu miktarın bir kısmının İran tarafından kullanılmasına izin verdi.
YAKINLAŞMA TAKVİMİ
Aralık zirvesinden bir ay sonra, 2023 Ocak sonlarında Suudi Dış İşleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan, İsviçre’nin Davos kentinde “İran’la diyalog kapısını araladı.”
Ardından, İran üst düzey müzakereci Ali Bagheri Kani’yi ayrıntıları netleştirmek için Pekin’e gönderdi.
Çin’in “İran’ın zor durumdaki para birimine yatırım yapmasını, destek sağlamasını” istedi.
Buna karşılık, “Suudi Arabistan’la müzakerelere girme konusunda
herhangi bir ön koşul koymamak” güvencesini verdi.
Suudi Arabistan ise görüşmelere son yüzyılda krallığın en hassas meselelerinde ülkeyi temsil eden Harvard’lı avukat ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mosaid al-Aiban’ı gönderdi.
İNGİLİZCE YASAĞI
Pekin’de üç heyetin toplantılarında “ortak dil olarak İngilizce dil konuşmamak” kararı alınmıştı.
Gizli görüşmelerde taraflar Arapça, Farsça, Çin’in Mandarin lehçesinde konuştular.
Simültane tercümeler yapıldı.
………………
Suudi Arabistan’ın İran’dan en önemli isteklerinden biri “Yemen’de İran tarafından desteklenen Husi saldırılarının -kesin- sona erdirilmesi” oldu.
İran yapımı dronlar ve füzelerle Husilerin Suudi Arabistan petrol tesislerine saldırıları zaman zaman Suudi Arabistan petrol üretimin yarı yarıya deşmesine neden olmuştur.
Buna karşılık İran, “ülkede aylardır süren kitlesel protestoların arkasında Suudi Arabistan’ın
olduğuna” inanıyor.
Özellikle de “İran International” adlı Farsça haber kanalının provokasyonlarının çok etkili olduğuna…
Kanalın sahibi Volant Medya ise “bağımsızlığını” vurguladı ve arkasında hiçbir devletin bulunmadığını iddia ederek yayınlarına aynen devam
edeceğini açıkladı.
Çin’in en üst düzey dış politika yetkilisi Wang Yi, sağda İran Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Shamkhani ve Suudi Arabistan Devlet Bakanı Mosaid el-Aiban ile cuma günü Pekin’de.
YAŞAYAN ŞEHİT
WSJ’den, “Çin’den önce Irak’ın da Riyad ve Tahran arasında arabuluculuk yaptığını” öğreniyoruz.
Hatta İran’ın “yaşayan şehit” diye anılan ünlü komutanı
“Kasım Süleymani’nin Ocak 2020’de bu amaçla Bağdat’a gittiğini” yazıyor WSJ…
Ancak bu misyonu gerçekleştirecek görüşmeyi yapamadan, Kasım Süleymani “ABD dron saldırısıyla” öldürülmüştü.
Anlaşılan, Süleymani suikastının arkasında olası bir “Tahran ve Riyad yakınlaşmasını önlemek misyonu” da varmış.
……………….
Ortadoğu coğrafyası Arap Baharı’ndan yaza geçiş yapıyor.
Şöyle ki:
Arap ülkeleri Esad’la diyaloğa geçti.
İsrail bütün Arap ülkeleriyle köprüler kurdu.
Türkiye ise Mısır ve başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleriyle yeniden yakınlaşıyor.
Bakalım Çin’in eli uzanınca Ortadoğu’da yaz ayları mı sürecek yoksa bulunduğumuz coğrafya Oscar ödüllü “Yalancı Güneş”e mi dönüşecek coğrafya?