TV ekranında gazeteci Yorgo Kırbaki.
“Yunanistan’ın -eski- Dışişleri Bakanı Pangalos’un son kitabı yankılar yapmakta” diyor.
Söylediklerinden aldığım notlardan birkaç satır...
Türkiye’yle ilgili satırları -elbette- dikkat çekici.
Türkiye’den kaçan PKK’lıların Avrupa’daki eğitim burslarını Yunanistan ödüyordu.
Türkiye’den kaçan PKK’lılar Yunanistan hastanelerinde tedavi ediliyordu.
Abdullah Öcalan’ın Nairobi’den Türkiye’ye kaçırılma operasyonunda CIA’nın yanı sıra İsrail istihbarat servisi Mossad da vardı.
Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılışından itibaren Rusya’da, İtalya’da, Yunanistan’da, Kenya’da hep yanında bulundurduğu bir valiz vardı.
Valizde patlayıcılar olabileceğinden kuşku duyuluyordu. Hatta valizde taşıdıklarıyla intihar edebileceği olasılığı da konuşuluyordu.
Türkiye’ye kaçırıldığında o çantayı uçağa alma fırsatı olmamıştı. Çanta açıldığında tıka basa 100 dolarlık para desteleriyle dolu olduğu görüldü.
O dönemde Yunanistan’ın Dışişleri Bakanı olan Pangalos’un kitabından -mealen- yansıttığım ifşaatlar tarihe ışık tutuyor.
Pangalos tam bir Türkiye karşıtıydı.
“Abdullah Öcalan’ın Yunan gizli servisinden bir subay olan Savvas Kalenderidis’i yanına vererek Nairobi’deki Yunan Büyükelçiliği’ne gönderilmesi” onun operasyonuydu.
Öcalan’a “Lazaras Mavros” adına bir sahte pasaport düzenletilmişti...
Lazaras Mavros aslında PKK sempatizanı olarak tanınan Kıbrıs Rum kesiminin ünlü bir gazetecisinin adıydı.
Öcalan’ın Nairobi’deki Yunan Büyükelçiliği’nde kısa süre konuk edildikten sonra Güney Afrika Cumhuriyeti’ne gönderilmesi planlanmıştı.
Güney Afrika’ya mülteci olarak kabul edilmesi için gizli görüşmeler sürdürülüyordu.
TERÖRE YATAKLIK
Pangalos, CIA aracılığıyla ABD operasyonu sonucu Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye paketlenmesi sonrasında “günah keçisi” ilan edilmişti.
ABD ona “bir Bakan olarak uluslararası teröre yataklık” suçlamasını yöneltmişti.
Yunan hükümetine baskı yapıyordu.
O nedenle, Başbakan Kostas Simitis tarafından istifaya zorlanmıştı.
Pangalos’un “Öcalan olayındaki rolü nedeniyle” ABD, Yunanistan’la ilişkilerini 5 yıl süreyle soğumaya almıştı.
Pangalos özel bir TV kanalına “ABD bana ajan muamelesi yapmıştı” diye yakınmıştı.
Pangalos’a göre, “Bill Clinton’dan sonra George Bush’un Başkan olmasıyla bu durum noktalanmış.”
Nereden nereye...
Aradan 21 yıl geçti, aynı ABD şimdi PKK’nın Suriye uzantısının “koruyucu büyük abisi...”
“Uluslararası teröre yataklık” nerede kaldı?
SAFARİYE GİTSİN
ABD Kenya’ya bastırıyordu.
Kenya da Yunanistan Büyükelçisi’ne...
Çünkü...
Yunanistan’dan Nairobi’ye Lazaras Mavros adına pasaportla gelen şahsın kimliği sızmıştı.
O şahıs gerçekte kimdi?
Nairobi’deki Yunanistan Büyükelçisi Costulas Atina’ya telefon etti.
Dışişleri’nden talimat istedi.
Aldığı cevap hayli garipti.
Dışişleri Danışmanı Papaioanou, Kenya hükümetinin soruları karşısında Büyükelçi’nin “bir çoban gibi davranmasını ve kayıtsız bir şekilde ıslık çalmasını” salık veriyordu.
Ayrıca Papaioanou, Büyükelçi’den, Öcalan’a “derhal Yunan topraklarından (Büyükelçilikten) çıkması gerektiğini” de söylemesini istedi.
Ancak...
Öcalan direniyordu.
Büyükelçi’den bunu öğrenen Papaioanou’nun cevabı şöyle oldu:
“Büyük şarkıcı (Dışişleri’nde Pangalos için kullanılan kod adı),biz ona bir kıyak yaptık, pişman etmesin. Öcalan’a söyle, Safariye gitsin! Nereye istiyorsa oraya gitsin. Yeter ki bizim topraklarımızdan çıksın.”
Ancak işler Apo’nun direnişi nedeniyle iyice zorlaştığında Atina’dan Nairobi Büyükelçisi’ne şifreli bir bildirim geldi.
“Büyükanne (Apo) derhal tahliye edilecek.
Yarın size bir futbol takımı geliyor ve gerekirse top oynayacaklar.”
Bunlar olurken Büyükelçi Costoulas Kenya Dışişleri Bakanlığı’na çağırıldı.
“Öcalan’ın elçilikte saklandığını bildikleri” söylendi, Öcalan’ın Kenya topraklarını terk etmesi istendi.
Öcalan’a “istediği ülkeye gitmesi için uçak tahsis edilebileceği de” vurgulandı.
Büyükelçi Costoulas Kenya’nın teklifini Atina’ya bildirdi.
Pangalos derhal kabul etti.
Sonuç...
“Öcalan’ın iki sat içinde gönderilmesi” kararlaştırıldı.
Öcalan “Hollanda’ya gideceğini” zannediyordu.
İki saat içinde Öcalan yanında hiçbir Yunan yetkili ya da PKK’lı olmaksızın Kenya hükümetine ait bir otomobile bindirildi ve havalimanına götürüldü.
Havalimanında Öcalan’ın bindirildiği uçağın içinde ise Türk MİT ekibi hazır bekliyordu.
Öcalan uçağa biner binmez kelepçelendi.
Gözleri bağlandı ve Türkiye’ye getirildi.
...................
Not: Bu yazıda yararlandığım kaynaklar.
Murat Yetkin’in “Kürt Kapanı” kitabı, Kübra Par’la yaptığı röportaj.
CIA dergisinde yayımlanan Öcalan’ın yakalanmasından ayrıntılar. Gülener Kınalı.