Pandeminin yaşamımıza getirdiği “eksiler” arasında bir yenisi daha...
Bilim adamları buna “beyin sisi” adını koydular.
Kovid-19’u hafif geçirenlerden bazıları birkaç ay sonra “aşırı yorgunluktan, güçsüzleşmekten, konsantrasyon azalmasından” şikâyetçiler.
Baş ağrısı, geçici koku kaybı da görülebilmekte.
................
Ancak özellikle “konsantrasyon bozukluğu” daha çok rastlanan bir semptom.
Örneğin...
“Pandemi sürecinde çalışma hayatının olmazsa olmazı online konferansları takip etmekte zorlanmak...
Konuşurken heceleri karıştırmak...
Ansızın uyku bastırması...”
Semptomlar öylesine yaygın ki Le Monde gazetesi “bu sendromu geçirmekte olanların dernek kurduklarını” yazıyor.
“All Partners Covid... (Bütün Kovid Paydaşları)”
Yerkürede bu adı taşıyan dernekler yayılmakta.
TETİKLEYEN FAKTÖRLER
Gözlemlere göre “beyin sisi” entelektüel aktivitelerle tetikleniyor.
Çalışma hayatını sürdürmek zorunluğu “beyin sisi” tetikleyicisi ama daha ileri aşamada “hafıza sorununa” da dönüşebiliyor.
“Anksiyete, depresyon, nefes darlığı ve taşikardi” semptomları da yaşanabiliyor.
“Sürekli yorgunluk” ve “korku zinciri...”
Zaman zaman “koku duygusunun kaybedilmesi”.
“Hapşıramama” hali...
Tabii hepsinin bir arada olması çok nadir.
Ama hiç değilse bunlardan biri ve özellikle “beyin sisi” hastalık sonrasında yaşanabiliyor.
Le Monde’deki haber analize göre, genellikle “spor” çok etkin bir rehabilitasyon sağlayıcı.
Neyse ki...
Bir süre sonra -genellikle- bu semptomlar yok oluyor.
9 öneri
Parkinson’s News Today’e göre, “beyin sisini yönetmek” için 9 öneri şöyle...
1 Bir şeyler yazın
Bir yapılacaklar listesi ve takvimi yazın. Görünür bir yerde tutun.
2 Egzersiz yapın
Egzersiz, zihni meşgul eden tüm olağan şeylerden uzaklaşma şansı sunar. Ayrıca uykuyu iyileştirebilir.
3 Zihin egzersizi yapın
Bulmaca, sudoku ve yapboz bulmacaları gibi düşündürücü alıştırmalar yapın. Yeni bir dil öğrenmeye çalışın. Hobiniz olsun.
4 Günün doğru zamanını seçin
Zor ve karmaşık görevlerin üstesinden gelmek için her gün konsantrasyonunuzun en yüksek olduğu bir zamanı seçin.
5 Sağlıklı beyin diyeti yapın
Fındık, avokado, hindistancevizi yağı ve omega-3 bakımından zengin yiyecekler tüketin.
6 Bol dinlenin
Kaliteli uyku ve onarıcı şekerlemeler önemlidir. Hafta sonları bile rutin uyku ve uyanma saatlerinizi değiştirmeyin.
7 Kendinizi yormayın
Aşırıya kaçmayın. Enerjiyi korumak için mümkün olduğunca dinlenmeye çalışın. Sakinleştirici aktivitelere katılın.
8 Evinizi ve çalışma alanınızı düzenleyin
İhtiyaç duyduğunuz her şeye düzenli olarak kolayca erişilebilecek şekilde düzenleyin.
9 Önceden planlamak
Her şeyinizi hatta ilaçlarınızı bile önceden planlayın. (İlaç kutusu halinde sıralayın.)
YALE’DEN DÜŞÜK FAİZ ROTASI
Merkez Bankası başkanları “yüksek faiz” politikası uygularken, Cumhurbaşkanı Erdoğan sürekli karşı görüşteydi.
“Düşük faizin düşük enflasyon ürettiği” görüşünü yıllardır savunuyor.
Washington Post’a göre, “Erdoğan’ın görüşünün birkaç savunucusu var.”
Bunların ortak paydası, Yale Üniversitesi ekonomisti Irving Fisher’e uzanıyor.
Bu bilim adamı “enflasyon, nominal faiz oranları ve reel faiz oranları arasındaki ilişkileri” incelemiş ve teorisini geliştirmişti.
Daha sonra Bloomberg Opinion köşe yazarı Noah Smith tarafından finans profesör yardımcısıyken bu teori “yeniden doğuş” yaptı.
Bu akım “Neo-Fisherite İsyanı” olarak adlandırıldı.
“Düşük faiz oranlarının düşük enflasyon ürettiği” görüşünün yapılandırıldığı teori “faizin, öngörülen enflasyonla belirlenmesini” savunuyor.
“Faiz oranları arttığında borçlanmanın azaldığı, tüketicilerin daha az harcama yaptığı ve böylece enflasyonun düşürüldüğü” diye özetlenebilir.
Ekolün karşıtları “kronik olarak yüksek enflasyondan muzdarip ve dış kaynaklara bağımlı olan Türkiye gibi ekonomiler için Neo-Fisherite teorisinin geçerli olamayabileceği” iddiasındalar.
KUCAĞINDA BULDU
Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Prof. Şahap Kavcıoğlu da gerek yaptığı açıklamalarda, gerek gazete yazılarında “önceliğinin enflasyonla mücadele olduğunu” vurguladı.
Söylemleri ve yazıları “faizi düşüreceğinin” işaretleri algılanıyor.
Ancak...
1 hafta önce göreve gelseydi bu rota için daha düşük bir oranla demir alacak, “Vira bismillah” diyebilecekti.
Bir de önünde, 2 yılda 4’üncü kez başkan değiştirmiş olan TC Merkez Bankası’nın imaj faktörü var.
Yüzde 16 enflasyon ise start yaparken kucağındaki bir ağırlık.
Öte yandan...
New York Times, “Prof. Kavcıoğlu’nun düşük faiz oranıyla büyümeyi canlandırmayı da hedeflediğini” yazdı.
GECE HEYECANI
Sayfaya, internetten aldığım bazı fotoğrafları koydum.
Banka isimlerini -yanlış yorumlara neden olmamak için- kestim.
Pazar gecesi, saat 21.00-22.00’den itibaren “sıcak saatler” başlamıştı.
Ansızın “8.39’dan dolar alış bildirimleri” düşüyordu internete.
“Yüzde 10’un üzerinde bir devalüasyon” demekti bu.
“N’oluyordu?”
Bir bankacı dostumu telefonla aradım.
Bu “zembereği boşanmış” para piyasasının nedenini sordum.
Böyle olayları çok yaşamış deneyimli bankacı dostum anlattı:
Artık döviz alım satımları eskisi gibi değil.
İnternete giriyorsun, döviz alıyorsun, döviz satıyorsun.
Uzakdoğu borsaları şu anda aktif.
Merkez Bankası’ndaki ani değişiklik nedeniyle Uzakdoğu’dan bazı yatırımcılar hareketlendiler.
TL değer kaybeder gibi görünüyordu.
Bizim bankalar da derhal “tedbir konumuna” geçti.
“8.39” hatta “8.77”ye dolar alımı açıkladı.
Böylece ucuz fiyattan dolar satıp, yarın zarara girmeyi önlediler.
Sabah... Bu rakamlar bir miktar iner.
Gerçekten de öyle oldu.
İnternetten girerek düşük fiyattan döviz alıp, ertesi sabah daha yüksek fiyatla satmak hesapları -sanıyorum- tutmadı.
................
Ancak gene de daha ılımlı bir yöntemle başkan değişikliği böyle durumlar üretmeyebilirdi.