İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Millet İttifakı’nı saran sis bulutunda ışıklar yaktı.
Taha Akyol’un Karar TV’deki Gündem Özel programında “CHP, Ekrem İmamoğlu’nu veya Mansur Yavaş’ı aday gösterirse hayır demem. İkisine de sıcak bakarım” mesajını verdi.
Programı izlemeyenler, diğer kanalların TV haberlerinde “Akşener’in İmamoğlu veya Mansur’un adaylıklarını empoze ettiği” izlenimini aldılar.
Öyle değil.
İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının adları, donanımlı ve deneyimli gazeteci Taha Akyol’un ustaca yönelttiği sorular sonucu telaffuz edildi.
Şöyle ki...
Geçici Cumhurbaşkanı
Taha Akyol, Akşener’e “bir cumhurbaşkanı tanımınız var mı?” diye soruyor.
Akşener “birkaç yıl için geçici görev yapacak, parlamenter sisteme geçiş için misyon duygusu olacak, görevini sembolik cumhurbaşkanı gibi sürdürecek ve elbette kazanabilecek birisi” cevabını veriyor.
Böyle bir tanım “parti liderlerini adaylıktan dışlar” nitelikte.
Bunun üzerine Taha Akyol “Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimlerini” dile getirince Meral Akşener “itirazım olmaz. İkisine de sıcak bakarım” diyor.
Akşener Millet İttifakı ortak adayının seçimlerden önce “Cumhurbaşkanlığından istifa etmesi gerektiğini” de söylüyor.
Güçlü başkan yardımcısı
Cumhurbaşkanı “birkaç yıllık geçici ve sembolik” bir kişi olacaksa “icra gücü kimde olacak?”
Meral Akşener “parlamenter sistemdeki başbakan gibi görev yapacak bir güçlü cumhurbaşkanı yardımcısı” formülünü sürüyor. Akşener bugüne kadar hep “cumhurbaşkanlığına değil başbakanlığa talibim” diyordu.
Ama...
Anayasa değişikliği, referandum, yeniden seçim gibi çok aşamalı ve nispeten uzun vadeli bir süreci gerektiren “başbakanlık” gerçekçi görünmüyordu.
Ama...
“Başbakan gibi görev yapacak güçlü başbakan yardımcısı” öyle değil.
İlk seçim sonunda gerçekleşmesi mümkün ve taşların yerine oturduğu bir siyasal “rol dağılımı.”
Akşener programda “Başkan Yardımcısı ben olurum” demedi ama “Başbakan” karşılığı bir “Cumhurbaşkanı Yardımcılığı” söylemi, anlamlı değil mi?
Bu rol dağılımına bir de “Babacan Maliye Bakanı” diye ilave yapın.
.........
Bakalım CHP’de, Akşener’in bu formülü nasıl karşılanacak?
Demokles’in Kılıcı
Efsaneye göre, Siraküza Kralı Dionysos,
“kral olmanın rahatlığını ve güzelliğini” dile getiren Demokles’e ders vermek ister.
Onu sarayında yemeğe davet eder.
Demokles’i ince bir sicimle tavana bağlanmış, ağır ve keskin kılıcın tam altındaki koltuğa oturtur. O koltuk diğer koltuklar arasında en ihtişamlı olanıdır.
Dionysos, Demokles’e “bu gece yemeğini benim koltuğumda oturarak yiyeceksin” der.
Demokles, “tepesinde sallanan kılıcın düşüp başını ikiye ayıracağı korkusuyla” saatler boyu o koltukta oturmaya mecbur kalır. Dionysos böylece Demokles’e ihtişamlı koltukta oturmanın ne kadar tehlikeli, ne kadar zor olduğunu göstermiş olur.
..........
Türkiye’nin önünde çok zorlu sorunlar var.
Tepemizde nice kılıçlar asılı...
Ege’nin öbür yakasında Yunanistan çılgınca silahlanıyor.
Türkiye’nin ayağı sürçtüğü anda yüzyılın rövanşını almak hayalleri içinde.
Güney’de her an patlayabilir.
Yüzbinlerce Suriyelinin yeni göç dalgaları ufukta.
Güneydoğu’da PKK’nın uzantısı YPG’yi ABD donattı, eğitti, 40-50 bin kişilik düzenli bir ordu oluşturdu.
Ekonomiyi sert rüzgarlar vurmakta.
........
Türkiye bu “ciddi ve büyük sorunlara” odaklanmalı, enerjisini israf etmemeli.