Çubuk Barajı Cumhuriyet’in ilk barajıdır.
Atatürk Köşkü, Baraj Gölü yeşillikler ve bakımlı çiçek tarhlarıyla Ankaralıların nefes aldığı rekreasyon alanıydı.
Şah, kral, kraliçe, devlet ve hükümet başkanları orada ağırlandılar.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın, Başbakan Adnan Menderes’in, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in (o zamanlar DSİ Genel Müdürü’ydü) ağırlandıkları Çubuk Barajı Ankara’nın gözde yeriydi.
Uzun süredir aktif değildi.
......................
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ihmale uğramış, adeta unutulmuş Çubuk Barajı ve çevresini, Barajdaki Atatürk Köşkü’nü, Atatürk’ün gezinti yaptığı tarihi motoru Ankara’ya yeniden kazandırıldı.
Yıllar boyu Ankara’nın su ihtiyacını karşılayan Baraj gölü de yeniden doluyor.
Açılışı 29 Ekim de yapıldı.
Başkan Yavaş’ı kutluyorum.
ÇOCUKLUĞUM VE GENÇLİĞİM
Çocukluğumda kardeşim ve ablamla birlikte Çubuk Barajı’na çok kez gitmiştik.
Piknik yapmıştık...
Annemiz ve babamız bizi göl çevresinde dolaştırırlardı.
Baraj gölü bana deniz gibi görünürdü.
Orada çok güzel anılarım vardır.
................
Gençliğimde, gazetecilikteki ilk yıllarımda Baraj’a sık sık giderdim.
Sanat Sevenler Kulübü’nden dostum/abim Kemal Baytaş Baraj Müdürü’ydü.
O sıralar Ankara’nın en gözde bekârlarından biriydi.
Kız arkadaşlarımızı Çubuk Barajı’na götürürdük.
Baytaş’ın talimatıyla tarihi motora binerdik.
Kaptan bize bir Baraj turu yaptırırdı.
Kız arkadaşımızla yakınlaşır, romantik dakikalar geçirirdik.
Baytaş’ın gösterdiği yakınlıkla hava atardık.
Geceleri yemeğe gittiğimiz de olurdu.
Sanat Sevenler Kulübü’nden güzel bir grubumuz vardı.
Kerim ve Esin Afşar, Tenor Hilmi Girginkoç, Haluk Kurdoğlu ve daha birkaç opera ve tiyatro sanatçısı dost...
Hilmi Girginkoç o gecelerimizde opera aryaları söylerdi.
KRALLAR, KRALİÇELER
Kemal Baytaş Çubuk Barajı’nın simgesiydi.
Amerika’da master yaparken aldığı kırmızı açık İmpala otomobili, o yılların Ankara’sında statü gibiydi.
Kral Faysal’ı, İran Şahı Rıza Pehlevi ve eşi Kraliçe Süreyya’yı, Yugoslavya Devlet Başkanı Tito’yu ve daha bir dizi devlet adamını Atatürk Köşkü’nde ağırlamıştı.
Kemal Baytaş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a, Atatürk Köşkü ve Baraj’la ilgili ilginç bilgiler içeren bir mektup yazmış, önerilerde bulunmuş.
Umarım Başkan Yavaş bunlardan yararlanmış olsun.
Ancak...
Açılışta davetliler arasında Baytaş’ın olmayışını yadırgadım.
MESUT YILMAZ’I KAYBETTİK
Türkiye’nin en istikrarsız yıllarında 3 kez başbakanlık yapmıştı.
Özal hükümetinde Devlet Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı, Dışişleri Bakanı’ydı.
İyi bir devlet adamı, sağlam bir dosttu.
ANAP kongresini kazanıp Genel Başkan olduğu gece evindeydim.
Yemek masasında eşi Berna Hanım, can dostları merhum Feyyaz Tokar, Cavit Kavak ve bir de ben vardım.
Hiç abartısı olmayan...
Bir ertesi gün hükümeti kurmakla görevlendirilecek başbakan heyecanını yansıtmayan, gerçekçi...
Pek boş laf etmeyen bir Mesut Yılmaz.
Zaman zaman espri yapıyordu ama o nükteleri de düşündürücüydü.
......................
Geçen hafta eşi Berna Yılmaz’la yazıştık.
Çok üzgündü.
“Tek tesellim, uyutulduğu için acı çekmiyor” demişti.
Turgut Yılmaz’la da telefonda konuştuğumda artık Mesut Bey’in “2 kapılı handa” son adımlarını atmakta olduğunu hissettim.
Nur içinde yatsın...
Rahmet diliyorum.
Ailesine, sevenlerine başsağlığı...
YAVRU MÜDÜR
Irak Kralı Faysal Ankara ziyareti yaptığı sırada henüz 17 yaşındaydı.
Dışişleri protokolü genç Kral için Çubuk Barajı’nda bir davet düzenlemişti.
Kemal Baytaş, Kral’ın rahatsız edilmemesi için güvenlik görevlilerine, “Etrafta tedbir alın, bilmediğimiz tanımadığımız kalabalıklar oluşmasın” der.
Güvenlik görevlileri etrafı kontrol ederken bir kalabalık görür, dağıtmak ister.
Ama kalabalık dağılmaz.
“Biz burada film çeviriyoruz” diye direnirler.
Tartışma uzayınca filmin başrolünde oynayan Zeki Müren, güvenlik görevlileriyle konuşur ve durumu öğrenir.
“Sizin müdürünüzü ben bir göreyim, belki izin alırız” der.
Atatürk Köşkü’ndeki Baytaş’ın bürosuna gelir, bir bakar ki müdür kelli felli, yaşlı başlı bir adam beklerken karşısındaki henüz 30’una bile varmamış bir genç adam!
Baytaş’a şöyle der:
“Irak Kralı deyince yaşlı bir adam bekliyordum, meğer 17 yaşında bir yavru kralmış.
Okkalı bir müdürle konuşacağımı sanarak geldim, karşımdaki de bir yavru müdür!..”
......................
Daha sonraki karşılaşmalarında Zeki Müren sahneden Kemal Baytaş’a hep “Yavru müdür” diye laf atardı.
ŞEYH BAYTAŞİ
Kemal Baytaş Ankara’nın duayen bürokratıdır.
Baraj Müdürlüğü’nden sonra Turizm ve Tanıtma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı ve Müsteşarlığı’nı yaptı.
Bir süre Bakan’a vekâlet etti.
Türk turizmine sınıf sıçraması yaptıran yasanın arkasında Baytaş vardır.
Emekliliğinden sonra Türk Tanıtma Vakfı’nı kurdu.
Türkiye’nin temsili için küresel etkinliklere imza attı bu vakıf.
Ayrıca...
Çok sayıdaki dostları onu “modern çağların şeyhi” ilan ettiler.
Atatürkçü, laik, demokrat ve çağdaş “Şeyh Baytaşi” ve aralarında bakanlar, gazeteciler, yargıçlar, öğretim üyeleri, doktorlardan oluşan müritleri...
Baytaş, “Türkiye-Rusya”, “Türkiye-Çin” dostluk derneklerinin kurucusu ve eş başkanıdır.
Not: Şu satırları yazdıktan sonra Ege 6.6 büyüklüğünde depremle sarsıldı. Binalar yıkıldı. Enkaz altında kalan vatandaşlarımız var. Ulusumuza geçmiş olsun diyorum. Yaralılara şifa, hayatını kaybetmiş olanlara rahmet diliyorum.