Seçim yasasında 220 kez değişiklik yapılmış.
Ama...
Yarım yüzyıla yakın süre içinde ilk kez “seçim barajı” değiştiriliyor.
“Yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürülmesi” planlanıyor.
1980 ihtilalini yapan generaller yüzde 10 seçim barajını “etnik ayrılık ve din odaklı siyaset yapan partilerin Meclis’e girmelerini önlemek için” koymuşlardı.
“Bu yüksek barajı uçtaki partilerin aşamayacağını” hesap etmişlerdi.
Parlamentoya sadece ana akım siyasi partilerin girmeleri öngörülmüştü.
Uzun süre de böyle oldu.
Aradan geçen 10 yıllar boyunca “Meclis çoğunluğuna sahip iktidarların da yüzde 10 barajı kaldırmak ya da indirmek” işlerine gelmedi.
İttifaklar dönemi
Ne zaman ki “cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi ve partiler arası ittifaklar kurularak seçimlere girildi”, yüzde 10 baraj da işlevini -neredeyse- yitirdi.
..........
Barajın yüzde 7’ye çekilmesi kararı açıklandıktan sonra TV tartışmalarında, gazete sütunlarında “türlü çeşitli” yorumlar yapılmakta.
Çoğu “Bık bık... Bla bla!..”
Oysa...
Sağlam sandık matematiğine dayalı, akılcı bir Cumhur İttifakı operasyonudur bu.
Kamuoyu araştırmaları, “iktidardaki AK Parti ve destekçisi MHP’nin oylarında aşınmalar” gösteriyorsa elbette bunun gerektirdiği şeyler yapılır.
“MHP’nin en kötü ihtimalle yüzde 7 dolaylarında oy alacağı” hesapları yapılmışsa barajın da yüzde 7’ye çekilmesi doğal.
Aksi halde, “MHP’nin AK Parti listesinden seçimlere gireceği ve böylece yüzde 10 barajı aşabileceği bir Cumhur İttifakı modeli” gerekebilirdi ki AK Parti milletvekili sayısı MHP’li vekil sayısı kadar “az” olurdu.
Ve...
Cumhur İttifakı’nın Meclis’teki toplam oy sayısı -belki- azınlıkta bile kalabilirdi.
Kıymetiharbiyesi yok
Bunun ötesinde barajı yüzde 7’ye çekerek “3. ittifak seçeneğini oluşturmak” ve buna benzer iddiaların “kıymetiharbiyesi” yoktur.
.......
Avrupa’da da seçim barajları vardır.
Genellikle yüzde 4-5 dolaylarındadır.
Örneğin...
İsveç, Norveç, Polonya...
Yüzde 10 “temsilde adalet ilkesine aykırı” denebilecek kadar yüksekti.
Demokrasiyle uyumsuzdu.
Fakat...
Sadece barajı indirmek ileri demokrasi için yeterli değildir.
Siyasi partiler yasasında değişiklik yaparak “lider sultası” kaldırılmalıdır.
Mevcut sistemde “listeler fiilen liderlerin kalemlerinden çıkmaktadır.”
Seçmenin oy verdiği listedeki vekiller, aslında liderin intihabıdır.
“Seçmen, lider intihaplarını onaylamış” olmaktadır.
“Ön seçimler kural değil, istisna olmaktadır.”
Demokrasi-nin bütün kurum ve kurallarıyla işlemesi için “parti içi demokrasinin de sağlanması” zorunluktur.
İŞKENCE, TECAVÜZ, GÖZALTI
Birleşmiş Milletler tahminlerine göre “2016-Mayıs 2021 arasında 280 bin Suriyeli sığındıkları ülkelerden resmi olarak geri dönmüşler...”
BMMYK (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) bir araştırma yapmış.
“Suriyeli mültecilerin yalnızca yüzde 2.4’ü önümüzdeki yıl (2022) geri dönmeyi planlıyormuş.”
Türkiye’de eğer -kayıt dışı olanlar dahil- 5 milyon Suriyeli varsa “yüzde 2.4’ünü oluşturan sadece 100 bin Suriyeli sığınmacının geri döneceği” söylenebilir.
Devede kulak...
BMMYK’nın araştırması “komşu ülkelerdeki Suriyeli sığınmacıların yüzde 70’inin ise ‘bir gün dönmeyi’ umduğu” yolunda…”
Niyet okuma yapalım...
“Kısmetse bir gün inşallah!..”
İşkence, tecavüz, hakaret
Uluslararası Af Örgütü’ne göre, Suriyeli sığınmacılar geri dönmeye korkuyor.
Dönenleri “keyfi gözaltı, işkence, tecavüz, kaybolma” riskleri bekliyor.
Dünkü Le Monde gazetesinde şöyle satırlar yer aldı.
‘Suriyeli
subay, oğlu ve kızıyla birlikte yurduna dönen Noon adlı kadını (adı değiştirildi) bağıra çağıra hakaretler savurarak sorgular.
“Suriye’den niçin ayrıldın?
Çünkü Beşar Esad’ı sevmiyorsunuz.
Suriye’yi de sevmiyorsunuz.
Teröristsiniz...
Suriye, istediğiniz zaman ayrılıp, geri döneceğiniz otel değil...”
.........
Ve...
Karakolda kadına, 5 yaşındaki kızına tecavüz.
Çıplak fotoğraflarının çekilmesi...
..........
7 Eylül Salı günü yayımlanan bir raporda Uluslararası Af Örgütü 13 çocuk ve 15 kadın da dahil olmak üzere Suriye’ye geri dönen mültecilere karşı 66 ciddi insan hakları ihlalini belgeliyor.
82 bin dolaylarında insan gözaltına alınmış, 3 bin 500 kişi kaybolmuş.
Muhaliflerin kontrolündeki bölgelerden gelenler “terörist” suçlamasıyla tutuklanmışlar.
Türkiye’den ülkesine dönüşünde tecavüze uğrayan ve oğlu kaybolan Aya (adı değiştirildi), şöyle diyor: “İnsanlara Suriye’ye geri dönmemelerini söyleyin. Geri dönmeyin. Geri döndüğüme pişmanım. Uzlaşma kocaman bir yalan...”
........
Ya Suriye rejiminin mültecilere çağrısı?
“Geri dönün, güvenlik içinde olacaksınız...”
Bunun arkasındaki niyet “ülkenin yeniden inşası için uluslararası bağışlar ve mali destek sağlamak...”
Sığınmacılar ve seçim
Suriyeli sığınmacılar önümüzdeki Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde oyları etkileyecek önemli bir sorun.
AK Parti’nin Ankara’da uygulamaya başladığı “Suriyeli sığınmacılara operasyon” 81 ile yayılacak gibi görünüyor.
AK Parti’nin başını ağrıtan “Suriyeli sığınmacılar sorunu” için CHP’nin “Hepsini geri göndereceğiz” vaatlerine gelince...
CHP’nin gerçekçi olması gerekir.
1951 Cenevre Sözleşmesi geri gönderilmelere karşı Suriyeli sığınmacılar için koruma kalkanı.
‘First Lady’lik istemiyorum’
Melania Trump kocasına rest çekti.
“2024 Başkanlık seçimi kampanyasında hiçbir şey yapmak istemiyorum!..”
CNN’de pazar günü yayımlanan “Inside Politics” programında Melania Trump mesajlar verdi: “Başkanlık seçim kampanyasında yer almak ve üreten bir varlık olmak niyetim yok. Tekrar Beyaz Saray’da olmakla da ilgilenmiyorum. Tekrar First Lady’lik istemiyorum.”
..........
Huffpost gazetesine göre, eski arkadaşı ve yardımcısı Stephanie Wolkoff tarafından gizlice kaydedilen bir Melania Trump yakınması da aynı doğrultuda...
“Noel tatili için Beyaz Saray’ı dekore etmekten” şikâyet eden eski First Lady “Biliyor musun, Noel ıvır zıvırları ve süsleri kimin umurunda ama bunları benim yapmam gerekiyor değil mi?...”
Trump, Melania’yı nasıl bıktırmışsa artık Beyaz Saray’ın lafını bile etmek istemiyor.