Hemen hemen bütün dillerde olan “üstüne bir de tüy dikti” söylemi nereden geliyor?
Fransa’nın Krallık ve İmparatorluk dönemlerinde “Kraliçeler tuvalete gitmez, Saray koridorlarında çömelir, dışkılarını oracıkta bırakırlardı.”
Kabarık uzun etekleri nedeniyle bu eylemi gerçekleştirmekte zorlanmazlardı.
Kraliçe Marie Antoniette, -diğer kraliçelerden farklı olarak- “başındaki topuzu tutan kuş tüylerinden birini çıkarır, dışkısının üzerine batırırdı.”
“Sı.tı… Üstüne bir de tüy dikti” söylemi işte bu hatundan kalmadır.
……….
Finacial Times’de yayınlanan “Amerika İç Savaşa mı Gidiyor” başlıklı yazı bana bu “üstüne bir de tüy dikti” söylemini hatırlattı.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya lideri ABD, yerkürenin istediği her yerinde dışkısını bırakmakta.
Onun imtiyazı…
Ama bir de iç savaşla dağılırsa seyreyle gümbürtüyü. “Üstüne tüy dikmiş” olur.
CAYDIRICI
ABD iyi kötü NATO lideri olarak gene de özgür ülkelerin koruyucu şemsiyesi…
Otokrat Rusya ve Çin’e karşı “büyük caydırıcı.”
Dünya ekonomisini sürdüren uluslararası para birimi doların kaynağı.
Siber çağın ileri teknolojisinin kutsal vadisi.
Bir iç savaşla dağılırsa dünya düzeninin çivisi çıkar. Yer küre üzerinde bıraktığı bağırsak atıklarına rağmen bu bir gerçek.
YANLIŞ KUTULAR
Barbara Walter’in “İç Savaşlar Nasıl Başlıyor” adlı kitabı Amerika’nın tartışmalar gündeminde.
Ayrıca…
“İç Savaşlar Nasıl Başlıyor
Ve
Nasıl Durdurulur” adlı kitabı da öyle…
Jonothan Martin ve Alexander Burns’un “Bu Geçmeyecek; Trump, Biden ve Amerika’nın geleceği için savaş” kitabı Stephen Marche’nin “Sonraki İç Savaş: Amerikan Geleceğinden Gönderiler” kitapları tartışmayı genişletiyor.
Amerikan medyasını ve siyasetini etkileyen bu kitaplar ciddi kaygılar ortaya koyuyor.
……………
Şöyle ki:
Barbara Walter’in kitabında “bugün ABD demokrasisi tüm yanlış kutuları işaretliyor” uyarısı yapılmakta.
Yani demokrasi testinde Amerika’nın son yıllarda hep yanlış kutulara çek işaretleri yer almakta.
KIRMIZI IŞIKLAR
“Amerika’nın dağılması” için kırmızı ışıklar daha güçlü yanıp sönüyor.
Endişe verici derecede…
Özellikle Trump’ın 2016 Başkanlık seçimlerini kazanmasıyla birlikte bu kaygılar ortaya çıkmaya ve hızla yoğunlaşmaya başladı.
Halkta da paylaşılan ve derinlik kazanan kanaatler tehlike çıtasını yükseltmekte.
Örneğin 6 Ocak 2021’deki Parlamentonun basılması olayını hatırlayın.
Trump’ın yol açtığı bu “isyan” toplumda zehirli soru işaretleri çizdi.
Anketlere göre cumhuriyetçilerin çoğunun son başkanlık seçimi için “demokratların derin devlet tarafından desteklendiğine, Çin yönetiminin Venezüella’nın oy sayımında parmak izleri olduğuna, Cumhuriyetçi oyların çalındığına” inandıklarını gösteriyor.
KIYAMET SÖYLEMİ
1990’da Beyaz Saray’a CIA “Yugoslavya’da siyasetin etnik bölünmelere dönüştüğü gerekçesiyle bu ülkenin 2 yıl içinde dağılacağı” yolunda bir rapor sunmuş.
Şimdi…
Amerika’nın da benzer bir bölünmeye uğradığını iddia eden New York Times muhabirleri Martin ve Burns kitaplarında bir röntgen filmi gibi olayı gösteriyorlar.
Cumhuriyetçiler “ küçük kasaba ve kırsal kesim beyaz halkından” oluşuyor.
Demokratlar ise -neredeyse- “tamamen kentli ve çok etnikli.”
Cumhuriyetçilerin ve Demokratların 3’te 1’inden fazlası “şiddetin, siyasi amaçlarına ulaşmak için haklı olduğuna” inanmakta.
Öyle bir psikoloji ki…
“Bir parti kaybettiğinde, seçmenleri, Amerika sanki yabancı bir güç tarafından işgal edilmiş gibi hissediyor.”
Barbara Walter kitabında durumu “hizipleşmiş bir anokrasi (otokrasi ile demokrasi arasındaki yarı yol)” diye tanımlıyor.
“Amerika açık isyan aşamasına hızla yaklaşıyor” iddiasında.
“Şiddet, Amerika’nın siyasi dilini izliyor” diye yazmakta.
TRAVMA
Ernest Hemingway’in “yavaş yavaş, sonra aniden” söylemine gönderme yapılmakta.
2000 Başkanlık seçimlerini George Bush’a yüksek mahkeme vermişti.
Karar 4’e karşı 5 oyla alınmıştı.
Amerika’da tepki dalgaları yaratmıştı.
11 Eylül İkiz Kulelere ve Pentagon’da saldırılar da toplumda derin travma yaratmıştı.
FBI’ın Hillary Clinton’un neredeyse gülünç derecede önemsiz e-postlarına vahim soruşturması ve Trump’ın seçilmesi demokratlar için güven depremiydi.
Demokratların, Trump’ın seçim zaferini Putin’e atfetmesi de toplumun ruhsal dengesini bozdu.
Bunlar Hemingway’ın söylemindeki “yavaş yavaş” kelimelerinin karşılıkları.
Şimdi..
Söylemin ikinci bölümündeki “aniden aşaması mı” tartışılıyor?
Biden seçilmeden önce “iki partili normalliği geri getirme” sözü vermişti. Bunu “ABD’nin ayakta kalma (beka) şansı” olarak dile getirmişti.
Ama başaramadı.
Öyle ki 2024 Başkanlık seçimi öncesinde Trump Cumhuriyetçilerin başkomutanı gibi.
Kasım ara seçimleri yaklaşırken ABD’deki Cumhuriyetçilerin tişörtlerinde şöyle yazılı:
“Demokrat olmaktansa, Rus olmayı tercih ederim!..”
KARA PANTERLER GİBİ
Amerika’da sağcı milislerin sayısı patlama yaptı.
Beyaz üstünlükçü duygular ABD polis örgütüne bile yayılmış durumda.
1970’lerin -sol- kara panterleri ve isyancı Symbionese Kurtuluş Ordusu gibi grupların sayıca kat ve kat üstündeler.
Yazıda silahlı cumhuriyetçilerin şöyle motive olduklarına işaret ediyor.
Amerika’daki işgalci İngilizler Fransızların yardımıyla Amerikan Gerilla güçleri tarafından yenilgiye uğramışlardı.
“Şimdi Federal Orduyu İngiliz kırmızı paltoluların yerine koyun… O kadar etkisiz olurlar…”
………….
“İç savaş” iddialarını gene de abartılı buluyorum.
Amerika’nın bu krizi aşacağına inanıyorum.
Bir de tüy diktirtmesin.