Dün “asıl 2. dalga”nın gelmekte olduğunu yazmıştım.
1’inci gibi, Çin’den yükselip dünyaya yayılacak bir “mega tsunami...”
Bu 2. dalga “teknoloji alanında...”
Çin’de “yapay zekâ bağlantılı 200 milyon kamera” bütün vatandaşları izliyor.
Bu yapay zekâ donanımları “vatandaş görüntülerini tanımlıyor.”
Hatta “psikolojilerini tahlil ediyor.”
24 saat boyunca her hareketiniz gözleniyor.
“Not” veriliyor.
Kovid-19 salgını Çin’de sıfırlanmış.
Yani...
“Sıfır Kovid-19 vaka...”
Ama...
Dünyaya yaydığı dalga hâlâ milyarları etkilemekte.
Ölümler, yoğun bakımdaki yüz binler, maskelenmiş insanlık...
...................
Bu kez Çin’den yükselen “2. dalgayı” dehşetle okudum.
Dünkü yazımda Hitler ordularının sınırlarımıza dayandığında gerçekleştirilen “çok gizli bir operasyondan” bahsetmiştim.
Aralarında “kutsal emanetlerin de bulunduğu manevi değerler ve sanat eserlerinin çinko kaplı özel sandıklara yerleştirildiğini, özel bir trene konularak Niğde ve Ulukışla’daki camilere gönderildiğini” yazmıştım.
Bu camiler ibadete kapatılmıştı.
Gündemin üst sıralarındaki konulardan biri de “Ayasofya’nın ibadete açılması...”
Bu konu çok yıllardır her iktidar döneminde konuşulmuştur.
Ancak...
“Müze” statüsünde bırakılmıştır.
Hatta...
Birkaç yıl önce “Ayasofya ibadete açılsın” sesleri duyulduğunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Önce diğer camileri dolduralım da” mealinde bir söylemle, bu önerileri geri çevirmiştir.
......................
Bu kez durum “ciddi” görünüyor.
Hafta sonu...
Koronasız, siyaset dışı “gururumuzu okşayacak” az bilinen gerçeklerle dokunmuş bir yazı.
Armstrong’un “Benim için küçük ama insanlık adına büyük bir adım” diyeceği en heyecan verici dakikalar henüz gerçekleşmemişti.Tarihler 20 Temmuz 1969’u gösterdiğinde 1 milyar 500 milyon insan televizyonlarına odaklanmış “Neil Armstrong’un Ay’da yürüyecek olmasını” heyecanla izliyordu.
ABD/Tullahoma’da bir evde nefeslerini tutmuş bir grup bilim insanı...
Putin’e karşı darbe mi?
Dünden devam...
Moskova’nın nabzını iyi tutan gazeteci Hasan Aksay’ın “ilginç ötesi” yazısıyla “Putin’e darbe mi?” yazılarından ikincisini özetle sürdürüyorum. (*)
.....................
ABD, “yangın yeri..” Başkanlık seçimi öncesi Trump’ın altındaki zemin sarsıntıda...
Peki ya sakin görünen Rusya’da durum nedir?
Rusya’da çok uzun süre gazetecilik yapan ve Moskova’nın nabzını iyi tutan Hasan Aksay “ilginç ötesi” bir durumu gündeme taşıdı.
Yazısından bazı bölümleri özetle yansıtıyorum... (*)
......................
“Rusya’da yakında darbe olabilir!”
Daha neler!
Saçmalamayın, ne darbesi!
Bilim kurgu filmi olsa ancak Amerika’da yaşanan bu son görüntüleri izleyebilirdik.
Siyahı ve beyazıyla Amerika, caddelerde, sokaklarda...
Arabalar devriliyor, polis araçları ateşe veriliyor, lüks mağazalar yağmalanıyor.
Ve...
ABD Başkanı Trump, ailesiyle birlikte iki geceyi bir nükleer saldırıya karşı inşa edilmiş olan sığınakta geçiriyor...
Dış tehlikelere, örneğin Çin’den ya da Rusya’dan fırlatılabilecek nükleer başlıklı füzelere karşı inşa edilmiş olan “Başkanlık sığınağında” geçen iki gece...
Ama...
Kendi ülkesinin insanlarından korunmak ve kaçınmak için... (Beyaz Saray yalanladı ama kaç gün sonra!.. Yalanlama gerçeği mi yansıtıyor?)