65 yaş üzeri olanlar “kendilerini haksızlığa uğramış” hissediyor.
Hatta...
Kendilerini bu “65+” kesiminden hissetmemek için, pazar günleri “sokağa çıkma izin saatlerinde evde kalmayı tercih edenler” bile var.
Ertuğrul Özkök “65+” pazar serbestlik saatlerinde dışarı çıktığımı gösteren Instagram’daki fotoğrafıma yorum yapmıştı; “Hiç yakıştıramadım.”
Sevgili Ertuğrul iltifatlarını hiç esirgemez...
Hürriyet’in Kelebek eki fotoğrafımı basmış, “Covid 19 şıklığı” yazmış.
Yani...
Olay artık “karizmayı çizdirmek/çizdirmemek!..”
Ne yazık ki Türkiye demokrasi tarihinde bir “darbeler istatistiği” de var. Kime ve hangi partiye karşı “kaç darbe” ya da “darbe girişimi” oldu?
Ortaya şöyle bir tablo çıkıyor.
- Bayar ve Menderes’in DP iktidarına karşı 1 darbe. (27 Mayıs 1960)
- CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün Başbakan’ı olduğu hükümetlere karşı 2 darbe girişimi. (22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963)
- AP Genel Başkanı Süleyman Demirel’in Başbakan’ı olduğu hükümetlere karşı 1 muhtıra ve 1 darbe. (12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980... Her ikisinde de Demirel Başbakanlık’tan indirilmişti.)
- AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde “e-muhtıra”, Cumhurbaşkanlığı döneminde darbe girişimi. (27 Nisan 2007 ve 15 Temmuz 2016... İkisi de başarısız kaldı.)
.....................
Demokrasi tarihimizde bu sayfalar yüz kızartıcıdır.
27 Mayıs ihtilalinde “madalyonun diğer yüzü...”
Günlerdir ekranlarda ve gazete sütunlarında “27 Mayıs ve CHP” tartışılıyor.
Çarşamba gecesi Habertürk ekranlarında iktidara uzak olmayan Nagehan Alçı Kütahyalı -mealen- şöyle diyordu:
“27 Mayıs darbesi olmasaydı CHP ilk seçimde iktidara gelebilirdi...”
İktidara yakın isimler de bu mealde konuşmalar yaptılar.
Gerçekten 1957 seçimlerinden itibaren DP’nin oyları düşüşteydi.
Ama...
“CHP ilk seçimde iktidara tek başına gelir miydi, gelemez miydi”, alternatif tarih yazmak olur.
Bir “Yassıada” anısıyla başlayalım.
Kurtuluş Savaşı yıllarında Kuvayı Milliye komutanı DP (Demokrat Parti) iktidarında Bitlis Milletvekili “Şeyh Selahattin”, Yassıada’da diğer DP liderleri ve milletvekilleriyle birlikte yargılanıyordu. (*)
İddianamede, sıra kendisine geldiğinde, Yassıada mahkemesinin -AKİS dergisinde “dehşetengiz” diye tanımlanan- başsavcısı Altay Ömer Egesel “suçlamalarını” sıralar:
“- Anayasa’ya aykırı Meclis tahkikat komisyonu kararı DP grubunda alındığında, Şeyh Selahattin gerçi toplantıda yoktu, sağlık nedeniyle yurt dışındaydı.
Ama...
Ankara’da olsaydı ve grup toplantısında hazır bulunsaydı, nasıl olsa EVET oyu verecekti...”
Egesel iddiaları (!) sürdürür:
-
Bugün 27 Mayıs...
60 yıl önce bu sabah Cumhuriyet’in ilk darbesine uyandı Türkiye.
Delikanlılık çağındaydım.
Heyecanlanmıştım.
Önce telefon geldi.
“Bir şeyler oluyor, ama ne” diyorlardı.
“Sıkıyönetim nedeniyle hareketlenme” yorumları da yapılıyordu genellikle...
Sonra...
Bayramın ailece yemekleri özeldir.
Zamanla solsa da sepya renkli “hatıralar” olarak hep kalır.
Çocukluk bayramlarımı da işte böyle hatırlıyorum.
Soluk kartpostallar gibi.
Babam beş vakit namaz kılmazdı.
Cumalara da gitmezdi.
Ama bayram sabahı erkenden kalkar, camide bayram namazı kılardı.
Bizler de onunla beraber kalkar bayramlıklarımızı giyerdik.
Hem anne, hem baba tarafından asker torunuyum.
Büyük babam Cumhuriyet öncesinde Doktor Paşaydı.
Dedem ise Boşnak kökenli, -alaylı- Yüzbaşı...
Son görevi Bakırköy Bez Fabrikası Müdürü’ydü.
İstiklal Savaşı’nda Anadolu’ya askeriyede kullanılması için “bez kaçırtırmış.”
Ailede başka askerler de var.
Merhume ablamın eşi Org. Ragıp Uluğbay, halamın eşi -Harp Okulu Komutanı- Arif Olgaç, Cumhuriyet’in ilk Hava Kuvvetleri komutanlarından Muzaffer Ergüder, Prof. Dr. Recai Ergüder Paşa...
Onların bir kısmıyla sohbetlerim oldu.
Köşemde sunduğum fotoğraf Roma’dan...
Kafeler ve restoranların bir kısmı -yasak kalkmış olmasına rağmen- açılmamış.
Neden?
Fotoğrafları, arkadaşım, mimar ve turizm işletmecisi -İtalya/Toscana da şarap üreticisi- Mete Nisari gönderdi.
20 yıl önce İtalya’da yıldırım aşkla vurulduğu güzel Alexandra’yla evlenmişti.
Roma’da -bir grup arkadaşla konuk olduğumuz- tarihi binadaki evleri, Toscana’da üzüm bağları var.
Şarap üretimi yapıyor, bağ evindeki odaları kiralıyor.
İstanbul Arnavutköy’de bir mekânı, İzmir Alaçatı’da da butik oteli işletiyorlar.