Kudüs’teki yangın büyüdü, çevreyi sardı. “Ortadoğu tarihinin yeni ekseni” olarak tanımlanan sürecin üzerine de alacakaranlık çöktü.
Türkiye’nin de devrede olduğu “Ortadoğu tarihinin yeni ekseni” söylemini açayım.
..............
Geçen eylül ayında eski ABD Başkanı Trump coşkuluydu.
Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Netanyahu ile Bahreyn ve BAE’den (Birleşik Arap Emirlikleri) üst düzey liderlerin imzaladıkları “Abraham (Hz. İbrahim) Anlaşması’nı” şöyle kutsuyordu: “Tarihin akışını değiştirmek için buradayız.
10 yıllarca süren bölünme ve çatışmalardan sonra artık yeni bir Ortadoğu’yu selamlıyoruz. Bu anlaşma bölgede kapsamlı barışa öncülük edecek.”
.........................
Gerçekten, izleyen haftalarda önce Sudan, sonra da Fas, İsrail’le “normalleşme süreçlerine” girdiler.
Kudüs...
“Mescidi Aksa”nın birkaç yüz metre ötesinde eski bir taş bina...
Kapısında “Dünya Barış Merkezi” yazılıdır.
Girişte Musevilerin kutsalı “Kral Süleyman’ın mezarı” vardır. Museviler, önünde saygıyla eğilirler.
10-15 basamakla çıkılan bir üst katta ki büyük salon ise Hıristiyanlar için kutsaldır.
“Hz. İsa’nın havarileriyle son yemeğinin burada gerçekleştiğine ve arkadaki pencereden göğe yükseldiğine” inanılır.
Salonda Hıristiyan grupların elleri havada “haleluya” tapınmalarına şahit olmuştum.
Gene 10-15 basamak daha...
8 Mayıs’ta “Avrupa Günü” kutlandı.
8 Mayıs İkinci Dünya Savaşı’nın sona erdiği tarihtir...
Nazi Almanya’sının müttefiklere (ABD, İngiltere, Rusya, Fransa) teslim oluşunun yıl dönümüdür.
Avrupa’da “zafer günü” olarak kutlanır.
“Avrupa Birliği” için simge gün 9 Mayıs’tır.
Ya 8 Mayıs’ın Almanya için anlamı? Çünkü 8 Mayıs Almanya’nın yenildiği, teslim bayrağını çektiği gün.
Almanya -gene de- bu tarihi algılamakta ikircikli.
Ülkenin işgali ve ikiye bölünüşünün yıl dönümü mü, yoksa Hitler ve onun liderliğindeki Nazilerden “kurtuluş” yıl dönümü mü?
Napolyon Bonaparte ölümünün 200. yıl dönümünde anıldı.
“Zeitgeist (zamanın ruhu)” söylemine imza atan Alman filozof Friedrich Hegel Napolyon’u “at sırtındaki tarih” olarak gördü ve şöyle tanımladı:
“Seferleri ve savaşlarıyla, askeri taktik ve stratejiler icat etti. Kıtayı fethederek Avrupa’nın feodal düzenini bozdu. Doyumsuz kibir ve benlik tarafından tüketilen romantik bir dünya kahramanı ve de mahkûm bir tiran olarak öldü.”
Napolyon, Fransızların “ulusal gurur ikonudur.”
Yükselişi ve düşüşüyle destanıdır.
HİTLER, TRUMP VE MACRON
Napolyon, kaybettiği Waterloo Savaşı’nda İngilizlere esir düşmüştü.
Son yıllarını Atlantik’in ortasında bir adada sürgün olarak tamamladı.
Suriye’de art arda 3 dönem Başkanlık yapan Beşar Esad 4’üncü dönem için de adaylığını koydu.
Seçileceği “banko” olan Beşar Esad 21 yıllık iktidarına bir 7 yıl daha ekliyor.
3 Mayıs’ta Anayasa Mahkemesi Esad’ın adaylığını onayladı(!)
Sanki “onaylamamak” elindeymiş gibi!..
26 Mayıs’ta yapılacak seçim sonucu için Fransa, İngiltere ve ABD şimdiden “Tanımayacağız” açıklamasını yaptılar.
Batı medyasında da bu seçimlerle dalga geçiliyor.
“Saçmalık...”
Polisin görev yaparken görüntüsünü almak yasaklandı...
Bir sürü kirli odağın karanlık tezgâhlar kurduğu Türkiye’de askerin, polisin ülkede nasıl da çetin koşullarda görev yaptığı tartışılmaz gerçektir.
Daha yeni, yüzlerce insanımızın hayatını kaybedebileceği bir kanlı eylem önlendi.
Hatırlayın...
17 günlük kapanma sürecinin başında otobüs terminaline yerleştirilen yüksek etkili patlayıcılar polis tarafından bulundu.
Toplu katliamdan son anda kurtuldu insanlarımız.
Dağlarda, sınır ötesinde çarpışan, zaman zaman şehit haberlerini aldığımız güvenlik güçlerimize de şükran borçluyuz.
...................
Amerika’nın New Jersey eyaletinde “Bir aşı, bir bira” teşviki uygulanıyor.
Aşı olduğuna dair belge gösterenler kentteki mekânlardan bir şişe bira alabiliyor.
Detroit kentinde ise “birisini aşı olmaya ikna ederek getiren” herkese “50 dolarlık ön ödemeli kart” verilmekte.
Yani...
Jo, eğer George’u ikna ederek aşı olmaya götürürse 50 dolarlık ön ödemeli kartı hak ediyor.
Herhangi bir dükkânda alım yaptığı zaman tutarın 50 dolarlık kısmı bu karttan karşılanıyor.
Maryland’da ise aşılanan devlet çalışanlarına 100 dolarlık ödeme yapılmakta.
Connecticut’ta en az 1 doz aşı yaptırmış olanlara valilik eyaletteki -katılımcı- restoranlarda ücretsiz alkollü veya alkolsüz içecekler sunuyor.
Küresel “alt Sapiens” sınıfı oluşmakta.
Bu konuyu 3 Mayıs tarihli Washington Post gazetesi gündeme getirdi.
“Aşı pasaportları” insanlığı iki sınıfa ayrıştıracak bir yolun taşlarını oluşturuyor.
Bazı özel şirketler şimdiden, “uçaklara, kruvaziyer gemilerine binmek veya konser gibi etkinliklere katılmak isteyenler” için “zorunlu aşı uygulamasına” geçmeye başladı.
...................
Dün de AB Komisyonu, üye ülkelere “AB onaylı aşıları yaptırmış olanlara seyahat kısıtlamalarını kaldırın” önerisinde bulundu.
Komisyon sadece AB üyesi ülkelerin yurttaşları değil, “AB onaylı bir aşının dozlarını tamamlayan herkese de kapıyı açıyor.”
Bunun Türkiye için anlamı “AB ülkelerine girişin sadece BioNTech aşısı olanlara açık olabileceğidir.”