Taliban’ın Afganistan’daki hedefi “afyon üretim alanlarında kontrolü ele geçirmek... Dünyadaki eroinin yüzde 90’ını sağlayan kaynağa sahip olmak...”
Şimdiden Afgan afyon üretiminin yarısına el koymuş durumunda.
Le Monde’un Pazar nüshasında Taliban’ın bu hedefini anlatan bir haber analiz yayınlandı.
“Taliban, Afganistan’da afyon savaşı başlattı” başlıklı satırlar ilginçti.
“Yaptırımlar” nedeniyle finansal zorluklar ve silah alımları için zehir ticareti gelirleri çok önemli bir kaynak.
Silahların narkotikle değiştirildiği “kaçakçılık ağları” Taliban’ın ikinci adımı.
Lashkar Gah’ın başkenti olduğu Helmand eyaletinde BM’ye göre 2020’de tek başına tüm ülkenin haşhaş ekiminin yarısından fazlası gerçekleşiyor.
Bu kent artık Taliban’ın.
Gündemdeki bir hassas konu da “3. doz aşı...”
Bu konuda kendimi “laboratuvar gönüllüsü” gibi farz ederek yaşadığım deneyimi yazıyorum.
Yararlı olması dileğiyle.
.........
Eşim Canan’la birlikte yılın başlarında Çin üretimi Sinovac aşılarını olduk.
3 hafta arayla 2 doz Sinovac...
Aradan 3 hafta daha geçti.
Antikorlarımızı ölçtürdük.
Kelimelerine zehir emdirilmiş şöyle fısıltılar dolaşımdaydı:
“Bir termik santral yangından bile korunamıyorsa nükleer santral çalışmaya başladığında çok daha büyük tehlikelerden nasıl korunabilecek?”
Böyle uğursuz, kademsiz söylemler dolaşıma sürülürken Kemerköy Termik Santrali’nin, alevlerden kurtarılabilmiş olması -kendi çapını aşan- önemdedir.
Evet...
Kemerköy Elektrik Santrali’nde -son saatlerde bile olsa- alevlerin üretim ünitesine varmadan önlenebilmiş olması, santralin kendi işlevinin ötesinde sembolik bir anlamı yansıtıyor.
GÖNLÜM YEŞİL ENERJİDE
Beyin ve gönül olarak “yenilenebilir enerjiden” yanayım.
NASA’nın “FIRMS” adını verdiği “Yangın Bilgilendirme ve Kaynak Yönetimi Sistemi’nin uydu haritasını” sayfama koydum.
Kırmızı noktalarla gösterilen yangınlar sadece Türkiye’yi değil dünyayı sarmış.
.......
Ve... Bir de “kehânet” iddiası dünya medyasında.
İngiltere’nin saygın haftalık dergisi “THE ECONOMIST”in kapaklarında her yıl “dünyanın geleceğine dair işarette bulunduğu” inancı yaygındır.
2021 yılı için yayınladığı kapakta da bir “orman yangını” sembolü var.
Yani... The Economist’in bir kez daha kehaneti gerçekleşmiş mi oluyor. Anlatayım.
Ekonomist’in 2021’in kapağını oluşturan “kumar makinesinde”, son sütunun ikinci figürü “bir ağaç ve etrafını kuşatan alevler daire içinde.”
Satırlarımın arasına koyduğum karikatürde bir grup “Aşıya hayır” pankartları taşıyan protestocu...
Ve...
Onlarla kahkahalar atarak “Ne şanslıyız ki şaşkınlara karşı bir aşı yok” diye dalga geçen virüsler...
..........
Özgürlüğün sınırı
“Zorunlu aşı” dayatmasına başından beri karşıyım.
Ama...
“Aşı olmamak özgürlüğünün, bir başkasına pandemi bulaştırmak olasılığıyla sınırlı olduğu”
Pandemiye karşı aşı üreten en iddialı şirketler “yapay zekâlar” da kullanarak “ikinci nesil haberci RNA”lar üzerinde çalışmakta.
Yapay zekâlar Kovid-19 virüsünün ve daha sonraki Delta mutasyonunun yakın gelecekte hangi varyantlara dönüşebileceğini öngörme amaçlı araştırmalar yapıyor.
Daha bulaşıcı, daha tehlikeli, daha ağır bütün -olası- virüslere karşı “yeni aşılar” tasarlanmakta.
Yunan alfabesi
Çünkü...
Biliniyor ki her ne kadar BioNTech ve Moderna aşıları Delta varyantını büyük ölçüde önleyebiliyorsa da bu böyle sürmeyecek.
Bir veya daha çok mutasyonun görülebileceği uzak değil.
Her mutasyon Yunan alfabesinden harflerle adlandırılmakta.
7 milyona yakın “göçmen/sığınmacı” için çok düşündürücü bulduğum bir söylem. “Az öteye gidin, buraya bir millet yerleşiyor!..”
“Bir millet” ifadesi elbette doğruyu yansıtmıyor. Türkiye’deki sığınmacılar, mülteciler elbette farklı coğrafyalardan gelmişler.
“Millet” tanımına girmezler...
Sayı olarak bir Yunanistan, İsveç milleti kadarlar.
.........
Dün “Uluslararası Mülteci Sözleşmesi”nin BM’de kabul edilişinin 70. yıl dönümüydü.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi’nin bu bağlamda önemli bulduğum bir yazısı Le Monde’da yayımlandı.
Ne yazık ki dünya, mülteciler konusunda, ilerlemeler kaydedecek yerde geriye gitmiş.
ABD çekiliyor. Afganistan başkenti Kabil’in havaalanı TSK tarafından korunacak.
Hem bu kritik görev nedeniyle hem de ivme kazanan Afgan göçüyle “Taliban, Türkiye gündeminin ilk sıralarında.”
.........
Afganistan yeniden “uluslararası cihatçılığın” sığınağı/merkez üssü olursa Türkiye’nin “Afgan göç seli” ve “Kabil Havaalanı’nın korunması” ikizi daha da ciddi tehdide dönüşebilir.
Taliban’ın verdiği söz
Son Amerikan askerinin Afganistan’dan ayrılması yakın.
“Taliban destekli El Kaide tarafından gerçekleştirilen 11 Eylül saldırılarına misilleme olarak” ABD 2001 yılında Afganistan’a girmişti.
ABD’nin en uzun savaşı...