Gonca Kocabaş

Gonca Kocabaş

gonca.kocabas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Uzun bir kış mevsiminden sonra havaların ısınmasını fırsat bilen İstanbulluların kaçmak için fırsat kolladıkları bir yer olan Heybeliada'yı keşfe çıkıyoruz.

Prens Adaları arasında en yeşili ve bence en sakini olan Heybeliada'ya Bostancı, Beşiktaş, Kadıköy veya Eminönü'den ulaşmak mümkün. Eski Rumca'da Halki yani bakır anlamına gelen Heybeliada kızılçam ormanları arasında eşsiz bir güzelliğe sahip. Büyük Ada'nın keşmekeşinden eser yok burada. Ada'nın sokaklarında dilediğiniz gibi kaybolduğunuzda her sokak sizi farklı bir manzarayla karşı karşıya getirecek. Ada'da Çam Limanı'na doğru ilerlerseniz, yolun sonunda sizi Heybeliada Sanatoryumu karşılayacak.


Bu sanatoryum, 1924 yılında Mustafa Kemal ATATÜRK'ün isteğiyle verem hastalarının tedavisi için kurulmuş. 1980 sonrasında hastaneye devlet tarafından gelen destek kesilince hastane ayakta kalmakta güçlük çekmiş. 2005 yılına kadar yapılan yardımlarla ayakta kalmaya çalışan sanatoryum daha fazla direnemiyor ve bir daha açılmamak üzere kapatılıyor. Sanatoryumun demir kapısından içerideki bahçenin fotoğrafını çektikten sonra atın kendinizi hemen yan tarafraki banklara. Sessizlik ve manzaraya bırakın kendinizi. Unutun bir süreliğine her şeyi ve herkesi. Sonra gelin kendinize kaybolun ara sokaklarda, eski evler arasında...

Adaların en yeşili sensin Heybeliada