Hazırsanız 1,5 günde İzmir'i geziyoruz
Son zamanlarda İzmir’e yerleşme fikri hemen hemen herkesin aklında olan bir düşünce. Daha sakin, daha stressiz ve daha yavaş bir hayat çoğumuzun hayali. Yaz tatillerinde geçip gittiğimiz İzmir’i şimdi tam bir turist havasıyla gezeceğiz. İşte size 1,5 günlük bir İzmir rehberi. Hadi başlayalım.
Ben uzunca yıllardan sonra İzmir’e otobüsle gitmeye karar verdim. İşe, saatleri ve fiyatları incelemekle başladım ve bazı otobüs firmalarının ekspres seferlerini tercih ederek gece yolculuğuna çıkmaya karar verdim. İstanbul Alibeyköy' den gece hareket eden İzmir otobüsü tam 5,5 saat sonra İzmir’e ulaştı. Otobüste uyuyabilenlerdenseniz İzmir’de güzel bir kahvaltı sonrası gezmeye hazırsınız demektir. İzmir otogarı, Ege Üniversitesi’nin de bulunduğu Bornova’da yer alıyor. Ben kahvaltı yapacağım için Bornova’dan servisle Basmane’ye , oradan da yaklaşık 25 dakika yürüyerek Alsancak Dostlar Fırını’na geldim. Kahvaltı dediğim yumurta, çay ve elbette boyoz.
Kahvaltı sonrasını cumartesi sabahı kahvenizle birlikte biraz Kordon yürüyüşüne ayırabilirsiniz. Yürümek istemezseniz toplu taşıma araçlarını kullanmadan önce mutlaka bir İzmir kart edinin. Eğer Kordon’daysanız vapur iskelesinin oradan 10 TL'ye temin edebilirsiniz. Buraya kadar gelmişken Karşıyaka’ya gitmeden olmazdı. Benim çok fazla zamanım olmadığı için koştura koştura bir yerler gezmek yerine daha sakin kalıp sahil hattı boyunca yürümeyi tercih ettim. Sahilde, spor yapan, koşan İzmirlilerle, çocuklarını kürek yapmaya getiren ebeveynlerle, cumartesi sabahını bisiklette geçiren gruplarla ve bolca balık tutanlarla karşılaşacaksınız. Ben Karşıyaka iskeleden Bostanlı İskele’ye kadar yürüdüm.
Kahve, meyve molası vererek 1,5 saate yakın burada zaman geçirdim. Dönüş için de Bostanlı’dan Pasaport’a geldim. Cumhuriyet Meydanı ve Konak Pier arasında kalan Pasaport, İzmir’in en eski gümrük binalarından. Şimdilerde Karşıyaka vapurlarının uğradığı Pasaport, kahvenizi, çayınızı alıp nefes aldığınızı hissedeceğiniz ve güneşi en güzel haliyle batırabileceğiniz yerlerden biri. Burayı es geçmeyin. Pasaport sonrası yürüme mesafesindeki Konak saat kulesini mutlaka görün.
25 metre yüksekliğindeki saat kulesi Osmanlı Padişahı Sultan 2.Abdülhamit’in tahta çıkışının 25.yılını kutlamak amacıyla 1901 yılında yapılmış. Fotoğraf çekmek isterseniz saat kulesinin etrafını dolaşın. Kalabalığın daha az olduğu bir nokta mevcut. Hazır Konak’a kadar gelmişken 18.yy’da ticaret merkezi olarak kullanılan Kemeraltı'ndaki Kızlarağası’nda bir Türk kahvesi içmeden dönmeyin. Etrafındaki dükkanları gezip serin avlusunda dinlenebilirsiniz. Acıktıysanız da İzmir’in en eski köftecilerinden Köfteci Salih’i şiddetle öneririm. Hem lezzetli, hem uygun fiyatlı. Köfte yanında, piyaz, yağlı ekmek ve yoğurt mutlaka deneyin. Ben gittiğimde salataların sosunu hala kendi hazırlıyordu. Kahvelerimizi içip, karnımızı da doyurduysak sıra asansörde bir İzmir manzarası izlemeye gelmiş demektir. Yıllar önce burada, 2 caddeyi birbirine bağlamak için merdivenler bulunuyormuş. Semtte yaşayan Musevilerden biri merdivenlerden düşüp ayağını kırınca başka bir Musevi de buraya asansör yapılması için kolları sıvamış. Asansör 1907 yılında yapılmış. İlk yapıldığı yıllarda ücretli olan bu tarihi asansör şimdilerde ücretsiz olarak kullanılabiliyor. İzmir’e kadar gelmişken bu manzarayı da mutlaka listenize ekleyin.
Güneşi batırmak için yeniden kordona gelin. Oturmaktan sıkıldıysanız belediyenin bisikletlerini kredi kartınızla ya da kent kartınızla kiralayabilirsiniz. Ben bisikleti, 1 saat sonra kiraladığım yere geri bıraktım ama siz herhangi bir bisiklet istasyonuna bırakabilirsiniz. Güneşi de batırdıysak İzmir’in en meşhuru kumrucu Şevki’de atıştırmaya gidebiliriz. Hatta sahilden bisikletle gidip hızlıca yedikten sonra yeniden bisikletlere geri dönebilirsiniz. Şu anda kesinlikle tek eksik kumru üzerine bir tatlı.
O da elbette İzmir’in efsanesi haline gelen bomba. Ben tercihimi herkesin bildiği Çelebi’den yana kullandım. Çelebi Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde. Herkes biliyor. Bulamazsanız sorun. Önündeki uzun kuyruk sizi korkutmasın, hızlıca ilerliyor. Tatlının aslında oldukça eski bir geçmişi var. Ama ülkemizde tanınması elbette sosyal medya sayesinde artmış. İsterseniz tatlınızı orada oturup yiyebilirsiniz. İsterseniz de benim gibi kahvenizi de alıp kordona gidebilirsiniz. İzmir’de 1,5 gün boyunca yedik, içtik ve gezdik. Ama henüz 1 yarım günümüz daha var.
Pazar sabah tam bir İzmirli gibi kahvaltı yaptım ama evimde değil, kordondaki balıkçıların yanında. Alsancak’ın en iyi gevrek, boyoz ve kumrusunu tesadüfen yedim. Otelin yakınındaki Zeynel Ergin Gevrek Fırını’na yolunuzu düşürün. Termosunuza sıcak suyu da alıp kordonda güzel bir kahvaltı yapabilirsiniz. Çok özel şeylere ihtiyacınız yok. Sahilde bulduğunuz tahta bir bank, fırından aldığınız gevrek, termosunuza doldurduğunuz çayla harikalar yaratabilirsiniz. 1,5 günde İzmir’i tam bir turist gibi gezip yapılması gereken klasikleri hemen hemen tamamladım. Bir hafta sonu kaçamağı isterseniz İzmir'i gezi rehberinize ekleyebilirsiniz.