Son zamanlarda gündelik yaşamın yükü ağır, belirsizlikler zaman zaman içimizi yorabiliyor; ve çoğu zaman bu yoğunluk; bir tabak makarnada, bir dilim kekte, bir avuç çerezde çıkış yolu aratıyor. Farkında olmadan, kendinizi yemekle teselli ederken buluyor olabilirsiniz. Hepimiz insanız, duygularımız yemek dahil birçok günlük aktivitemizi etkileyebiliyor. Peki ya bu gerçekten açlık mı? Yoksa duygulara tercüman bulamadığında yaşadığımız o ‘duygusal açlık’ mı? Gelin detaylarıyla inceleyelim.
Fark nedir?
Fiziksel açlık yavaş gelir. Mide guruldar, enerji düşer, beden haber verir.
Ama duygusal açlık anidir. Genellikle belirli bir yiyeceğe (çoğunlukla tatlı ya da karbonhidrat) yoğun bir istekle gelir. Bu, beynin stres altındayken kendini ödüllendirme arzusu olarak da tanımlanabilir. Çünkü o anda aç değilsinizdir; sadece rahatlamak, yatışmak istersiniz. Kendinizi mutsuz veya üzgün hissettiğinizde, yemek yemek daha iyi hissettirecekmiş gibi gelir.
Bu dört adım size yardımcı olabilir
Böyle zamanlarda suçluluk hissetmeden, fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçları karşılamak için şefkatli bir yaklaşım içerisinde ilerlemeniz en doğrusudur. Hatırlayın, kendi fiziki ve ruhsal sağlığınızı koruduğunuzda çevrenizdeki insanlara da maksimum faydayı sağlamış olursunuz.
* Açlık hissettiğinizde durun, kendinize şu soruyu sorun: Bedenim mi aç, ruhum mu?
* Duygularınızı tanımaya çalışın. Bir şey yeme ihtiyacın varsa, önce bir bardak su içip, kısa bir yürüyüş yapıp, nefes almayı deneyebilirsiniz.
* Duygusal açlık durumlarında su oranı ve lif oranı yüksek atıştırmalıklara, su ve tarçınlı bitki çayına yönelebilirsiniz.
* Yediklerinizi ve duygularınızı yazdığınız bir günlük tutmak da duygusal açlığı yönetmenize yardımcı olabilir.
Uyku destekçileri
Özellikle stres ve kaygının artmasıyla uykusuzluk problemi yaşıyor olabilirsiniz. Gün içinde stresi azaltmaya yönelik adımlarınız gece uykuya geçişinizi kolaylaştıracaktır.
Nefes egzersizleri, meditasyon, yoga gibi rahatlatıcı aktivitelere alışkanlığınız dahilinde yer vermeye çalışın. Akşam yürüyüşleri yapmak, yatmadan kitap okumak da seçenekler arasında sayılabilir. Uyumakta zorlanıyorsanız yastığınıza 5-6 damla lavanta yağı damlatmayı deneyebilirsiniz.
Beslenme yönünden ise uyku ve stres ikilisi dendiğinde aklınıza magnezyum gelsin. Magnezyum kaynağı besinleri mutlaka sofranıza eklemeye özen gösterin. Magnezyum içeren besinlerin başında, kabak çekirdeğini örnek verebilirim. Ispanak, pazı ve marul gibi yeşil yapraklı sebzeler, nohut, fasulye ve bezelye de magnezyum içerir. Kaju, badem ve bitter çikolata, en sevilen magnezyum kaynağı gıdalar arasında sıralanabilir.
Uyku ve stres döngüsünde bazı bitkisel destekler ile ilgili de pek çok soru alıyorum. Örneğin kediotu kökü olarak bilinen valeriana’nın fitomelatonin içeriği ile rahatlatıcı ve uykuyu tetikleyen özelliğe sahip olduğu araştırmalarda gösteriliyor. Safran da, antioksidan içeriği ve sinir sistemi üzerindeki olumlu etkileriyle bilinen, kıymetli bir baharat. Yapılan araştırmalarda ciddi bir yan etki olmadan uyku kalitesini iyileştirebildiği görülmüş. Bu etkiyi içerisindeki krosin maddesi sayesinde melatonin düzeylerini arttırarak gösterdiği belirtiliyor.
Tüm bunların elbette her doğal destek gibi, bilinçli ve bireysel farklılıklara göre kullanılması gerekiyor. Bilinçsiz takviye ve desteklerin özellikle hamilelik ve emzirme döneminde doktora danışmadan kullanılmaması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Tunca Bengin
Özel’in çapraz aday bulmacası...
14 Nisan 2025
Cem Kılıç
Sosyal medya hesabı 'iş'te sorun olur mu?
14 Nisan 2025
Didem Özel Tümer
Bakan Fidan, ADF’nin kapanışında basın toplantısı düzenledi! ‘Kaza’ya karşı görüşmeler var
14 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Torunlarınız sizden utanacak
14 Nisan 2025
Hakkı Öcal
İsrail ile neden uzlaşmayacakmışız?
14 Nisan 2025