Kulağım çınlıyordu, Tansu Çiller'in şuh kahkahalarını duyuyordum derinden gelen ve şu an beni kim çekiştiriyor acaba endişesi ile yaşıyordum...
Önce tiz bir düdük sesi duyuldu...
Düğmeye bastım...
Arkasından daha boğuk bir tiz sesi daha...
Düğmeye bastım...
Sonra sesler duyulmaz oldu...
* * *
Fakat duyma testi sonuçlarını yüzüme bakarak ve çekinmeden haykıran doktorun sesini duyuyordum.
% 32 oranında sağırdım artık ve yarından itibaren hatta o gece 24 gün sürecek ağır bir kortizon tedavisi görmem gerekiyordu.
Kemancı'da kolonun dibine yapışıp Teoman dinlemek bana bir kulağa mal olmuştu...
Önce kulağımı Teoman'dan istemeyi düşündüm. Tek böbrekli şarkıcı olabildiği gibi tek kulaklı şarkıcı da pekala olabilirdi...
Sonra vazgeçip yeni bir doktora gittim.
8 doktorla konuşmadan ve hepsinin okeyini almadan bana kortizon aldıracak bir doktor daha henüz doğmamıştı çünkü (Naomi Hanım kulak burun boğazcı olsa da sonuç değişmezdi emin olun).
Yeni doktorum Mazhar Bey bunun geçici sağırlık olabileceğini diğer kulağıma söyledi.
Beni bu kez başka bir audio test merkezine gönderdi.
Önce tiz bir düdük sesi duyuldu...
Düğmeye bastım...
Arkasından daha boğuk bir tiz sesi daha...
Düğmeye bastım...
Sonra sesler duyulmaz oldu...
* * *
Kulağımdaki çınlama azalmış, Tansu Çiller'in kahkahaları da yerini gözyaşlarına bırakmıştı.
Doktorum test sonuçlarını gene yüzüme haykırdı:
"Kulağın yüzde yüz sağlam. Duydun mu sağlam dedim..."
"Ne bağırıyorsun Mazhar Bey. Sağır diiiliz duyuyoruz herhalde..."
Kulaklarıma yeniden kavuşmanın sevinci ile fırladım hastaneden.
Doktorum hafta sonuna kadar gürültülü yerlerden uzak durmamı söylemişti ama Türkiye'de yaşadığımdan haberi yoktu galiba...
Sokağa çıkar çıkmaz "İşte benim Türkiyem" diye bir top patladı sağ yanımda.
Anavatan'ın seçim otobüsü kalan kulağımı da sağır edebilecek bir gürültü ile geçiyordu hastanenin önünden. O bitti DYP'nin "Geliyooor geliyooor cesur yürek geliyor" otobüsü toplumun işitme organlarını yok edip daha sonra bunun tedavisi için oy istemek üzere geçip gitti.
En sessiz yerin eğlence yerleri olduğuna karar vererek Sezen Aksu'yu dinlemeye gittim aynı gece...
Ama kulağıma iki pamuk tıkayarak...
"Ulan insan kulağına pamuk tıkayıp Sezen Aksu'ya gelir mi? Bu kadar da kötü söylemiyor ki kadın" diyen bakışlara aldırmadan şarkıları boğuk da olsa duyabilmemin keyfini çıkardım.
Seyircilerin arasına girdikçe Sezen kulaklarımdaki pamukları görecek diye ödüm patlıyordu ama emir büyük yerden gelmişti bir kere.
Gece ikide çıktım.
Kulaklarımda hafif bir çınlama, Tansu Çiller'in isteri nöbetleri ve Sezen'in şarkısı "Seni pamuklara sarmalar sararım"...
Keyiflendim...
"Ulan Gani dedim kendi kendime... Sendeki kulak Van Gogh'ta yok..."