Umudumuz Kemal bey...

Kemal Gülman’ın şahsında hepimiz bir umutlanmıştık. Bu umudumuzu korumaya devlet yardım etsin; 80’inden sonra mahkemelerin erkeklere de kadınlara da “Yeter abi, geldik gidiyoruz, son bir nefeslenip öyle gidelim” indirimi yapmasını bekliyorum

Hemen Kılıçdaroğlu gelmesin aklınıza. Bu kemal başka Kemal. Aslında izin verirlerse magazin gazetecilerinin alanına giricem ama n’apiyim konu çok ilgimi çekti.
81 yaşındaki (yazıyla seksen bir) ünlü işadamı Kemal Gülman, 21 yaşındaki sevgilisi ile zina yaptığı için eşi tarafından astronomik tazminat talebi ile mahkemeye verilmiş.
Oldu mu şimdi?
Hemcinsleri 60’lı yaşlarda kepengi kapatırken adamcağız yememiş içmemiş kendini bu yaşa hazırlamış. Niye hazırlamış? Kahvede pişpirik oynamak için mi? Ziraat Bankası kuyruğunda hükümeti ve emekli maaşına yapılan zamları çekiştirmek için mi?
Yaşıtları mezar yeri beğenirken beyefendinin “Asude geçen ömrünün son deminde” ne yapmasını bekliyordunuz yani? Boğaz kenarında oltasını salıp istavrit tutmasını mı? Çeşme akarken dolduracaksın diye bir atasözümüz yok mu?
81 yaşında kendini bu kadar dinç hisseden bir adamın yeri mahkeme koridorları değil, olay yeri inceleme laboratuvarları olmalı. O yüzden madalya beklerken boşanma davası ile karşılaşmak nasıl üzer insanı kimbilir...
Şahsen ben 80’den sonra mahkemelerin erkeklere de kadınlara da “Yeter abi, geldik gidiyoruz, şurada son bir nefeslenip öyle gidelim” indirimi yapmasını bekliyorum. Yasa uygun değilse yasa çıkarılsın.
Kemal Bey’in şahsında hepimiz umutlanmıştık, bu umudumuzu korumamıza devlet yardım etsin.

Telefonum patlayacak

Çin’de fişe takılır takılmaz peş peşe patlayan telefonlardan sonra gözüm etrafımda telefonla konuşanlara takıldı. Çevremdeki birçok kişi telefonunu vücudun bir uzvu sayıyor. Sabah kalkar kalkmaz yüzünü yıkamadan telefona sarılanların ülkesiyiz.
“Bütün dünyada böyle” diyenlere turnusol kağıdı o zaman: Geçen gün güneşi batırmak üzere kalabalık bir grupla Gümüşlük’teydik Güneş batıyordu Leros adasının üzerinden. Elinde ekran büyüklüğünde telefonu olanların ve batan güneş yerine telefonlara bakanların tamamı Türk’tü. Bakmayanlar da muhteşem gurubu seyretmek yerine resmini çekiyor ve Twitter’dan paylaşmaya çalışıyordu. Telefonla oynamak yerine batan güneşi seyreden hiçbir masada Türkçe konuşulmuyordu.
O gün orada anladım ki bu telefonlar boşuna patlamıyor.
Ben ise çok az telefonla konuşan ve telefonla konuşurken sıkılan biriyim. Benim telefonum patlasa patlasa sıkıntıdan patlar.

Bacağıma reklam alacağım

Dünyada bacaklara reklam alma modası yaygınlaştığından beri içimi bir umut kapladı. Gerçi şimdilik ağırlıklı olarak kadın bacaklarına reklam veriyor firmalar ama gün olur erkek bacakları da yararlanabilir bu reklam furyasından diye bekliyorum.
Yalnız bir sorun var. Benim bacaklar çocukken top oynadığımdan mıdır, yoksa anamın bezi yanlış bağlamasından mıdır nedir, biraz dışbükey? Yani Salacak’ta oturup diz hizamdan İstanbul’a bacak aramdan bakan biri hiçbir engele takılmadan panoramik İstanbul manzarası izleyebilir.
Hal böyle olunca tek umudum Skoda markası... Benim bacaklara da o yakışır yani.
Ağdamı yaptım; tekliflere açığım.

Prens William ve eşi Catherine’in pazartesi günü bir oğulları oldu.

Kral doğdu, yaşasın kral

İngiltere’nin gelecekteki yakışıklı kralı doğdu nihayet. Yeni bebeğin fotoğraflarını görünce hemen mahallenin her bi halttan haberdar Semanur teyzesine döndüm:
“Ah anası da göreydi keşke” Biliyorsunuz Prens William, Prenses Diana’nın oğlu.
Leydi Diana’nın görevi de belliydi zaten. İngiltere Kraliyet Ailesi’nin genetik yapısını değiştirip görevini yaptıktan sonra melek olup Elton John’un ithaf ettiği şarkısında bahsettiği gibi rüzgarda savrulan bir mum alevi gibi uçtu gitti sevgili Diana. Leydi Diana sayesinde kraliyet erkeklerinin fiziksel yapısı nispeten düzelmişti çünkü. William, babasının aksine daha düzgün burunluydu ve kulakları kepçe değildi.
Kraliyet Ailesi, William’ın Kate Middleton ile yaptığı evlilikten sonra geleceğe daha umutlu bakıyorlar artık. Yeni kral muhtemelen yakışıklı bir kral olacak.
Osmanlı da zamanında yaptı (Bkz. Hürrem Sultan), Monako da... (Bkz. Grace Kelly)
Doğru yolu bulan Kraliyet Ailesi’ne yeni ve yakışıklı kralları hayırlı olsun.
Allah güzel günlerini göstersin. (Amin)