Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları

Bayram dolayısıyla Türklerin akınına uğrayan 82’nci vilayetimiz, “yakın Yunan adaları” bayramda küçük bir Türkbükü’ydü. Veya usulüne uygun söyleyeceksek “Yunanbükü”ydü. Bu adalarda sayısız vakit geçirmişliğim var. Sizlere küçük bir “Yakın adalar rehberi” yapmak istedim

Yunanbükü rehberi


Simi: En estetik Yunan adalarından biridir. Adanın ana limanına bakan evler, hatta boş evler bile belediye tarafından oya gibi rengarenk boyanmış olduğundan seyrine doyum olmaz. Toplu ulaşımı zor bir adadır. Bodrum’dan seyrek de olsa feribotlar kalkar. Datça’nın pazarı olan cumartesine denk gelen günler ise Datça-Simi arasında iki sefer yapılır, hepsi bu. Bu yüzden gidenlerin çoğu özel tekneleri ile gider Simi’ye. Eline tavasını alıp iki Tarkan,
üç Serdar Ortaç şarkısı çalıp, biz ayran budalası Türkleri soyup soğana çeviren sevimli ama bir
o kadar pahalı balık lokantası Manos’un artık balıkçı olduğundan bile şüphelenmeye başladım. Bence Yunanistan’ın bütçe açığını kapatmaya yeminli bir maliye görevlisi Manos.
İki arka sokakta veya Pedi’de aynı lezzetleri dörtte bir fiyatına yemeniz mümkün çünkü.
Bu arada Panoromitis koyundaki manastırdaki müzeye göz atmanızı tavsiye ederim.

Yunanbükü rehberi
Yarabbim ben cennete mi düştüm?

Kos: Bodrum’un kapı komşusu bir adadır. Her gün karşılıklı iki feribot, iki ada arasında ulaşımı sağlar. Bodrum’a benzer ama daha güzel değildir. Yemesi içmesi daha ucuzdur. Platani köyünde genellikle Türkler yaşar ve buradaki tavernalar da çok sevimlidir. Tekneyle gidecekler için Yunanistan’a giriş limanıdır Kos. Dimitri ile evlenip Kos’a yerleşen eski Bodrum’lu Seda Hanım, Fanos Travel’de tüm gelenlere güleryüzüyle yetişmeye çalışır. Adanın Kardamania ve Kefalos bölgeleri sörf ve yelken için çok uygundur. Ama Kos’un en güzel tarafı insana “Yarabbim ben cennete mi düştüm! Burası neresi?” dedirten genç İskandinav turistlerdir. Bekar erkekler Kos’a diyorum, başka bir şey demiyorum...
Kalimnos: Türklerin ihmal ettiği, doğası muhteşem bir adadır. Burası da bir giriş limanıdır. Adanın batısındaki Talendos adası ile ada arasındaki kanal hem manzara hem deniz olarak harikadır. TurgutReis’ten feribot kalkar karşılıklı. Tekneyle gidenler ise adanın doğusundaki minik balıkçı limanı Vathi’yi tercih ederler. Fiyatları makul, insanları güleryüzlüdür.

Hıncahınç Türk dolu
Leros: Yunanbükü tabirini en çok hakeden adadır. Her hafta sonu Pandelli Körfezi ve kenarındaki balıkçılar hıncahınç Türk dolar. Türklerin parasını ve duasını alan Leros Belediyesi nedense gelen teknelerin çöplerini almak istemez. Allahtan esnafı durumun farkındadır. Ha bu arada esnafı Türkiye’deki fiyatların da farkındadır. Sizi evinizde hissettirmek için ellerinden geleni yaparlar. Özelikle Pandelli’de. İtalyanlar tarafından işgal edildiğinde yeniden dizayn edilen adanın Lakki bölgesi bir İtalyan adasını andırır. Çok sevimlidir. Giriş limanı değildir. Bodrum’dan direkt sefer yapılmaz bu adaya. Nasıl olsa kriz var, bakan olmaz, yasal giriş yapmadan gelebilirsiniz diyen esnafla Yunan sahil güvenliği aynı fikirde değildir.
Arki: 70 kişinin yaşadığı bu küçük adayı meşhur yapan aslında adanının batısında kalan Marathos adasındaki tavernalardır. 1978 yılında Avusturalya’dan kalkıp bu adaya yerleşen Yunan aile sonraları mitoz bölünmeyle çoğalmış ve taverna sayısı artmıştır. Ben gitmedim ama her giden övgüyle bahseder. Arki Adası’ndaki Tiganakia plajı ise gerçekten görülmeye değer.

Fiyatlar acayip ucuz
Lipsi küçük dantel gibi koyları olan bir ada. Kos, Patmos’tan ve Leros’tan düzenli seferlerle de gidilebilir. Tekne ile gidenlere küçük bir marina bile yapmışlar ama bu ada da turistleri ve çöpleri sevmiyor. Asık suratlı marina görevlisi “Al çöpünü, s....git, tekneye götür” diye nazikçe uyardığından biliyorum. Platus Gialos ise en güzel plajı olabilir.
Patmos: Uzaktan öyle görünmese de takım adalarının en sevimli adası. Chora tepesinde bir mağarada İsa ile görüştüğünü söyleyen Aziz Yuhanna sayesinde hac merkezi kabul edilen ada sayısız güzel koya sahip. Grikos, Ormos ve Kambos plajları şayanı tavsiyedir. Şehrin araç trafiğine kapalı küçük bir caddesinde Alaçatı izleri bulabilirsiniz. Bir fark; burada kimseye omuz atarak yürümek zorunda değilsiniz. Henüz Türklerin fiyat politikalarını bilmediklerinden restoran fiyatları acayip ucuzdur.

Yaktın beni Oğuz Abi...
“Grinin Elli Tonu” üçlemesi ile dünya çapında ün yapan romancı E.L. James 100 milyon dolara yakın para kazanmış geçen yıl. Kentli kadınların fantezi merakını gıdıklamak bütün dünyada iş yapıyor çünkü.
Yıllar önce yazı yazmaya başladığımda Oğuz Aral beni mizaha yönlendirmeseydi muhtemelen James’in yerinde ben olurdum şimdi. Kaçtı tren... Soft porno yazarı olmak varken gittik mizah yazarı olduk iyi mi?

Yollarda bulurum seni
Her ne kadar bazı gazeteler durumu abartsa da Bayram kazalarında önemli düşüşler var. Eskiden her bayram yollarda 300-400 yurttaşımızı kaybederken bu bayram 70 kişiye iniverdi rakam. Aslında uzun süredir böyle. Duble yollar sollama riskini ortadan kaldırdığından ölümler de azaldı. Uçak bileti fiyatlarının düşmesi de önemli bir etken. Hâlâ her köşe başına radar koyan emniyete duyurulur. Sürat felakettir ama en büyük felaket seyire uygun olmayan yollardan gelir. Arabası ile her tatile çıkandan radar cezası adı altında yüklü bir “bayram bahşişi” koparmaya and içmiş olan emniyetimiz için durum değişmeyecek belki ama yine de söyleyeyim dedim. n