Skorun sahadaki mücadeleyi tam olarak yansıtmadığı bir maçtı İstanbulspor ile Gençlerbirliği arasındaki karşılaşma. Başkent ekibi puan cetvelindeki yerine hiç de yakışmayan bir ilk yarıyı tamamlarken, oyun kurgusuyla beraberliğe razı bir ekip görünümündeydi. İstanbulspor’un gol aradığı dakikalarda ani gelişen bir kontratak ve Youla’nın boş kaleye gönderdiği topla galibiyet golünü bulmuştu ama o alışılan rakibi yıpratan futboludnan eser yoktu. İstanbulspor Cenk’in ayağından kazandığı penaltı vuruşla dengeyi sağladığı bu yarıda en az üç net gollük pozisyonu cömertçe harcarken, şiddetle puana ihtiyacı olduğu bir maçın da kaderini de belirlemiş oldu.
Sakatlıkları nedeniyle takımda yer alamayan Güven ve Niyazi’nin yokluğunu doksan dakika boyunca hisseden Aykut Kocaman, umutlarını sol kanada yerleştirdiği ara transferin güçlü ismi Yordanov’a bağlamıştı. İlk yarıdaki etkili ve istekli futbolunu ikinci yarıya taşıyamayan Bulgar futbolcu sahada gezinmeye başlayınca kontrol Gençlerbirliği’nin eline geçti.
Defansını Deniz, Saffet ve İlker gibi lig tecrübesi üst düzeyde olan üç futbolcudan oluşturan İstanbulspor öyle üç gol yedi ki, pozisyonlar evlere şenlikti. İlk yarıda Youla, ikinci yarıda Flip birbirinin kopyası iki pozisyonda arka direkte önlerine düşen topları filelere gönderirken, buram buram tecrübe kokan(!) İstanbulspor defansı boş gözlerle son vuruşu izlemekten başka bir şey yapamadılar.
Gençlerbirliği gücüyle orantılı etkili futbolu ikinci yarıda sahaya yansıttı. Başkent ekibinin ilk yarıda etkisiz görünen orta sahası ikinci yarıda bambaşka bir kimlikle sahaya çıktı. Nihat, Serkan, Thomas ve özellikle Flip, isteksiz bir gününde olan ve vasatı aşamayan Okan’ın da açıklarını kapatarak skoru leyhlerine çevirmekte başrolü oynadılar.
Makem Mutlu Çelik sonuca etki edecek önemli bir hata yapmadan maçı tamamlarken sarı kartını çıkarma konusunda fazla aceleci ve istekli bir görüntü içindeydi.