Organizasyon olarak “taktirlik” bir puan hak eden Dünya Atletizm Şampiyonası, seyirci açısından büyük bir “hayalkırıklığı” ile start aldı. Ne aylar önceden başlatılan tanıtım kampanyaları, ne dünya yıldızlarının yer aldığı bilboardlardaki dev afişler ne de medyanının bir hafta boyunca haber ve röportajlarla geniş yer ayırdığı sayfalar çekebildi sporseverleri Ataköy Spor Salonu’nun tribünlerine.
Cuma gününe denk gelmişti, evet “işgünüydü” ama ilgisizliğin bu kadarı, her fırsatta “genç bir nüfusa” sahip olmakla övünen Türkiye’ye kesinlikle yakışmayan bir tabloydu.
Olimpiyat adaylığı konusunda rekor kırma eşiğine gelmiş, 2020 adaylık dosyasını kısa sürece önce teslim etmiş bir ülke olarak, 180 ülke televizyonunundan canlı olarak yayınlanan bu önemli fırsatı çok daha iyi kullanabilir, “referansın” en fiyakalısıyla mesaj gönderebilirdik.
Neyse, karamsarlığa kapılmadan “bugün ve yarın” telafi ederiz temennisinde bulunup “buruk” başlangıca perde çekelim.
Dünya yıldızlarıyla birlikte piste çıkan Merve Aydın’ın elenmesine karşın kırdığı rekor, Ali Ekber Kayaş’ın yarı final vizesi, “taze vatandaş” İlham Tanui Özbilen’in finale adını yazdırması ve 1500 metrede Aslı Çakır’ın final haberi ilk günün “tadımlık”da olsa mutlu sonuçlarıydı.
Diğerlerinden haberler ise malumunuz... Yüksek atlamanın Türkiye sınırları içinde “parlayan yıldızı” Burcu Ayhan sakatlığı nedeniyle yarıştan çekildi. Hedefini final koşmak olarak belirleyen Kemal Koyuncu 11 atletin koştuğu serisinde 9. olarak elendi, “Ülkemi böylesine büyük bir organizasyonda temsil ettiğim için çok mutluyum” dedi. Halit Kılıç serisinde yarışı son sırada tamamladı.
Dudu Karakaya serisinde 8., genel sıralamada 18. olabildi. Branşında Türkiye rekoru sahibi olan Hüseyin Atıcı, derecesinin oldukça uzağında kaldığı elemeleri 23. sırada tamamlayabildi. Sevim Sinmez “kum havuzuna” ulaşmayı başardığı üç adım atlamada son sırada yer alabildi.
İlk günün “sportif” hayal kırıklığı böyleydi. Kısacası başantrenör Muharrem Or’u yanıltmadılar ve “hayal kurmadan” tribündeki yerlerini aldılar.
Bugün pistteki en büyük umudumuz, bize tam olarak uyum sağlayamadığı için “yerini” tam olarak kestiremeyen yeni vatandaş İlham Tanui Özbilen olacak. İlk sırada tamamladığı 1500 metre yarışının ardından kendisine uzatılan mikrofona söylediği gibi, finalde “Çok sevdiği ülkesine(!) madalya hediye edebilmek için” piste çıkacak.