Fuat Ercan

Fuat Ercan

fercan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Uluslararası Olimpiyat Komitesi(IOC) Değerlendirme Komisyonu üyeleri 2020 Olimpiyat Oyunları’nın ev sahipliği için yarışan üç “aday şehiri” denetleme amacıyla Mart ayı başında Japonya-Tokyo’dan başladıkları tura İspanya-Madrid ile devam edip, Türkiye-İstanbul notlamasıyla sona erdirdiler.
Başkanlığını İngiliz Sir Craig Reedie’nin yaptığı 13 kişilik IOC Değerlendirme Komisyonu, 14 ana başlık altında puanladıkları üç kentin adaylık sunumlarını titizlikle seçtikleri belli olan “Hugely-Çok büyük (Tokyo), Greatly-Muazzam (Madrid) ve Excellent-Mükemmel (İstanbul)” başlıklarıyla değerlendirdi ve üç kente de aynı mesafede durmaya özen gösterdi.
Diğer iki kentin denetlenmesini izleme ve son sunum yapma şansını çok iyi kullanan İstanbul, dört dörtlük bir hazırlığın ardından “hükümet destekli” gövde gösterisiyle komisyon üyelerini derinden etkileyerek bu sınavdan yüzakıyla ayrılmayı başardı.
Komisyon üyelerini “mutlu ve mesut” bir şekilde ülkelerine uğurlarken, böylesine başarılı bir sunumun ardından 5. kez aday olduğumuz ve ilk kez böylesine iddialı bir konuma geldiğimiz “olimpiyat ev sahipliği” arzumuzda şans yüzdemizi elbette ciddi şekilde arttırdığımızı söyleyebiliriz.
Ancakkk; dört gün süren denetleme sonrasında komisyon başkanı Sir Craig Reedie’nin “Excellent professional- Mükemmel profesyonellikte” başlıklı İstanbul değerlendirmesinin ardından bir basın mensubunun sorduğu, “Sizin bu raporlarınız karar aşamasında dikkate alınıyor mu?” sorusuna esprili bir şekilde verdiği, “Umarım alınıyordur” cevabındaki gizli gerçek de göz ardı edilmemelidir.

Etkin adamlar göreve


Yarış şimdi başlıyor!
Bilindiği gibi 2020 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapacak kent, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC)’nin 7 Eylül’de Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te yapacağı genel kurulda belli olacak. Bu kritik belirleme de elbette IOC Değerlendirme Komisyonu’nun üç aday kent için önlerine sunduğu rapor önemli rol oynayacak ama “lobi faaliyetlerinin” etkisi ve gücü çok daha büyük, çok daha fazla olacak.
Üç ülkenin avantaj-dezavantaj oluşturan ekonomik güçlerinin yanı sıra, coğrafi konumlarından kaynaklanan sınır komşularıyla ilişkileri de bu oylamanın kaderini belirleyecek. Yani Yunanistan’ın kısa süre önce yaptığı “2020 için İstanbul’un yanındayız” örneğinde olduğu gibi Japonya ve İspanya’da buna benzer “destek arayışlarına” girecek.

Barack Obama boş döndü!
Lobi faaliyetlerinin neden bu kadar önemli olduğunun en net yanıtı bir önceki şehir seçiminde, yani 2016 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapacak kentin belirleneceği IOC’nin Kopenhag toplantısında açıkca görüldü. Bu yarışta ev sahipliğini kazanan Brezilya’nın başkenti Rio de Janerio’nun yanı sıra İspanya-Madrid, Japonya-Tokyo ve ABD-Chicago aday kentler arasındaydı. 103 IOC üyesinin oy kullandığı bu seçimde ülkesine destek vermek için eşiyle birlikte Kopenhag’a gelen ABD Başkanı Barack Obama, dönemin Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula’nın güçlü “lobi faaliyetleri” karşısında etkisiz kalmış, Chicago finale bile kalamayınca seçim sonucunu beklemeden ülkesinin yolunu tutmuştu.

Uluslararası güç birliği!
Kişisel ilişkilerin ve dostluk bağlarının çok önemli rol oynayacağı böyle bir seçimde izlenmesi gereken yol “barış sürecinde” köprü vazifesi yapması istenen “Akil Adamlar” oluşumunun spordaki karşılığı olan “Etkin Adamlar“ını kısa sürede bir araya getirmek ve uluslararası güçlerinden maksimum faydalanmaktır.
Etkin adamlar göreve

Dünya sporunun patronluk ve yöneticilik koltuğunda oturan bir çok Türk yöneticisi vardır ve hepsi böyle bir görevi layıkıyla yerine getirecek bilgi ve beceriye sahiptir. TMOK Başkanı, WADA Yönetim Kurulu üyesi, Dünya Okçuluk Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener, Biniciliğin Avrupa Başkanı Armağan Özgörkey, UEFA Asbaşkanı, FIFA İcra Kurulu üyesi Şenes Erzik, Uluslararası saygınlığı bulunan Paralimpik Komitesi Başkanı Yavuz Kocaömer, FILA Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Ayık ve Rodika Yahşi, Balkan Ülkeleri Cimnastik Federasyonu Başkanı Atilla Örsel, Avrupa Tenis Birliği Başkan Vekili Ayda Uluç, Dünya Halter Federasyonu Başkan Yardımcısı Hasan Akkuş, Dünya Tekvando Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Metin Şahin akla gelen ilk isimler. Bu listeye daha bir çok Avrupa’da görev yapan Türk yönetici eklenebilir. Spor Bakanı Suat Kılıç başkanlığında biraraya gelecek böyle bir “güç” 5 aylık süre içinde hummalı bir çalışma ile İstanbul için güçlü bir lobi oluşturabilir.
Elbette 7 Eylül’de yapılacak seçimde en önemli görevi verdiği destekle İstanbul’u “favori kent” konumuna getiren hükümet omuzlayacak. Özellikle Başbakan Erdoğan’ın İstanbul’un ev sahipliği konusundaki kararlılığı en büyük kozumuz olacak.