Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “İmralı ile görüşülebilir” demesi önemli bir beyandır. Daha önce BDP’yi “İmralı’yı adres göstermekle” suçlayan Başbakan’ın, şimdi aynı adresi işaret etmesi Ankara’da bir politika değişikliği olarak görülecektir.
Erdoğan’ın, bu sözlerinden sonra Öcalan dışında bir “siyasi muhatap” aranması seçenek olmaktan çıkmıştır. Başbakan düzeyinde adres İmralı olarak tarif ediliyorsa, PKK’nın Kandil’deki ve Avrupa’daki liderleri de ikincil adresler olarak kalır.
Başbakan, Öcalan’la görüşülebilir, dediğine göre Ankara bazı kararlara varmış olmalıdır.
PKK’nın kanlı eylemlerini sürdürdüğü bir ortamda Öcalan ile müzakere masasına oturmak kafaların netleşmiş olmasını gerektirir.
Müzakere planı
Başbakan Erdoğan’ın kafasındaki müzakere planı nedir?
Bir süre önce Erdoğan, “Kürt sorunu bitmiştir, bu sorunu çözdük, bazı Kürt vatandaşlarımızın ufak tefek sorunları kalmıştır” anlamına gelecek yorumlar yaptı.
İnkar ve asimilasyon politikalarının terk edildiğini, demokratik-kültürel hakların verildiğini duyuran Başbakan Erdoğan, İmralı’da, Oslo’da veya başka bir yerde PKK ile neyin müzakeresini yapacak, sorusu büyük önem taşıyor.
Kürt sorununa bitti gözüyle bakan Erdoğan’ın, PKK’dan beklentisi nedir, devlet olarak PKK’nın taleplerine vereceği yanıt nedir?
Örneğin Öcalan’ın özerklik talebine, Kürtçe eğitim talebine, ev hapsine çıkarılması ve nihayet serbest bırakılması taleplerine karşı nasıl bir tutum alacaktır?
Bu konularda Başbakan Erdoğan’ın kafası netleşmiş midir?
Bu kez karşılık bulur mu?
Başbakan Erdoğan, Kürt sorununun çözümü konusunda elinden geleni yaptığını ancak karşılık bulmadığını birkaç kez açıkladı.
Hem Habur hem Oslo sürecinde PKK’nın süreci tahrip ettiğini belirtti. Oslo dokümanlarının basına sızmasından da PKK’nın sorumlu olduğunu sık sık ima etti.
Yeniden İmralı ve PKK ile görüşülebileceğini söylediğine göre acaba bu konuda güven duyacağı bazı gelişmeler mi oldu? Ankara’nın müzakere masasına oturmasının bu kez karşılık bulacağına daha çok mu güveniyor?
Üç müzakere tarzı
Müzakere üç tarzda yapılabilir:
1 - Devlet terör örgütünü bitirme noktasına kadar geriletmiştir, silahlı gücünü büyük ölçüde kırmıştır, örgüt silahları bırakmak karşılığında koparabildiği kadar taviz koparabilmek amacıyla masaya oturmak için yalvarır noktaya gelmiştir. Bu tarz bir müzakerede terör örgütü devletin koşullarını kabul ederek masadan kalkar.
2 - Devlet terör örgütüyle başa çıkamamıştır, örgüt devleti adım atamaz şekilde kilitlemiştir, görüşme talebi devletten gelir, örgüt silah bırakmaz, devlet örgütün taleplerini kabul ederek masadan kalkar.
3 - İki taraf da birbirine üstün gelememiştir. Bazen eylemsizlik halinde bazen eylemler ve operasyonlar devam ederken, iki taraf masaya oturur. Karşılıklı ödünlerle ortak bir yol bulunur. Karşılıklı olarak taleplerin bazıları kabul edilir bazıları reddedilir.
Oslo’dan yansıyan dokümanlar PKK’nın devletin hakimiyetini kabul ederek masaya oturmadığını gösteriyor. Aksine sanki devlet kaybetmiş pozisyonda müzakereye girişmiş gibi bir hava yansıyor.
Şimdi terör eylemleri doruğa çıkmışken masaya oturmaktan söz ediliyor. Bu kez hangi ortamda görüşme yapılacağı sorusunun yanıtı net olarak görülmüyor.
CHP’nin ne dediği belli mi?
Oslo türü görüşmelerin yapılabileceğini, Öcalan’la da PKK ile de görüşülebileceğini söyleyen CHP’nin son günlerde ne dediği de tam olarak anlaşılmıyor.
Ana muhalefet partisi “müzakere” istiyor mu, istemiyor mu?
Oslo’da niye görüştünüz demiyorum, ne görüştünüz diye soruyorum diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “neyin görüşülmesi gerektiği” konusundaki önerisi nedir?
Başbakan’a yöneltilen sorular Kılıçdaroğlu için de geçerlidir?
CHP, PKK’nın özerklik talebine ne yanıt veriyor?
Öcalan’ın ev hapsine çıkarılması ve sonra da çıkarılacak bir genel afla serbest bırakılması talebi karşısındaki tutumu nedir?
Kürtçenin eğitim dili olması konusunda CHP ne düşünüyor?
Silah bırakılacaksa müzakere yapılabilir diyen CHP’nin müzakere planı nedir?
Gizli görüşme yerine, hem Başbakan hem ana muhalefet lideri, açık olarak PKK ile görüşmeden söz ettiklerine göre, bu konulardaki görüşlerini de kamuoyuna açmalıdırlar.