Bahçeli’nin T cetveli

26 Ağustos 2010

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye sık sık yönelttiği eleştiriyi önceki gün yeniden gündeme getirdi. “Öcalan’la kim görüştü, niye görüştü” tartışmaları içinde, Bahçeli’ye şöyle seslendi:

‘Öcalan’ın idamını siz durdurmadınız mı?’
MHP lideri Devlet Bahçeli’yi, 3 yıl aradan sonra ilk kez CNN-Türk’te canlı yayında Yavuz Oğhan ve Bilal Çetin’le birlikte konuk ettik. Hem yayın sırasında hem de yayın sonrasındaki sohbetimizde Bahçeli’yi bu soruyu da yönelttik. Bahçeli, “bunu ilk kez söylüyorum” diyerek şu bilgiyi verdi:

T cetveli
“İznini almadan açıklıyorum ama ben o zaman Sayın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e bizzat gittim. Bu konuyu görüşmek için randevu aldım. Çankaya Köşkü’nde ikamet olarak kullandığı binanın giriş katında bir odada bir masaya oturduk. Müsaadenizle bir kağıt alabilir miyim, dedim. Önüme bir dosya kağıda aldım ve üzerine bir T cetveli çizdim. Biliyorsunuz T cetveli muhasebede kullanılır, bir tarafına aktifler bir tarafına pasifler yazılır. Ben de T cetvelinin bir tarafına idam edilirse, bir tarafına da idam edilmezse diye yazdım. Her iki halde neler olabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaatleri ne olur, zarar göreceği noktalar ne

Yazının Devamı

“Demokratik ülke, özgür anayurt”

25 Ağustos 2010

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Terörle mücadeleyi günlük siyasete sokarsanız, terör örgütüne hizmet etmiş olursunuz” diye uyardı ama İmralı günlük siyasetin tam da ortasında.
Referandum yaklaşırken, Öcalan’ın ne diyeceği, oyları nasıl yönlendireceği günlük siyasetin merak konusu oldu. İmralı’nın, referandumun önemli aktörlerinden biri haline getirildiğini söyleyebiliriz.
Şunu belirtmek gerekiyor ki, Öcalan’ın İmralı’dan verdiği mesajlar, bu referandumu da önümüzdeki birkaç seçimi de aşan mesajlardır. PKK-BDP tabanının referandumda alacağı tutum, taktik düzeyde bir konudur. Verilen mesajlar, referandum sonrasına ilişkindir ve esası “özerklik”tir.
Öcalan’nın bir projesi olarak “Demokratik Toplum Kongresi” Eşbaşkanı Ahmet Türk, taleplerini bir sloganla özetledi: “Demokratik Türkiye, özerk Kürdistan”

Öcalan’ın projesi
Ahmet Türk’ün dillendirdiği bu talep Öcalan’ın, teslim edildikten sonra detaylandırdığı siyasi projesinin aşamalarından biridir.

Yazının Devamı

Kılıçdaroğlu’ndan önemli iddialar

24 Ağustos 2010

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu, CNN-Türk’teki Ankara Kulisi programında Murat Yetkin’le birlikte konuk ettik.
İstanbul’daki Çağlayan mitinginden programa gelen Kılıçdaroğlu’nun morali yerindeydi. İstanbul mitingine katılımın yüksek olması, coşkulu bir havada geçmesi Kılıçdaroğlu’na moral vermişti. CHP lideri, sadece İstanbul’da değil, diğer illerdeki mitinglerin çok iyi geçtiğini belirtti. Meydanlara taşıma yapmadıklarını özellikle vurguladı. Bir ile giderken geçtikleri ilçelerde de miting yaptıklarını, katılımın vatandaşın ilgisinden kaynaklandığının altını çizdi.

Miting rekoru
Kılıçdaroğlu, genel başkanlık görevini aldıktan sonra hızla Anadolu’ya çıktı. Bugüne kadar 55 miting düzenlemiş. Yolda kendiliğinden oluşan mitingler bu sayının içinde değil. Hedefi 165 ilçe ve 81 ile ulaşabilmek. CHP açısından bu sayı bir rekor oluşturuyor.
Kılıçdaroğlu’nun performansı partiyi hareketlendirmiş görünüyor. Ayrıca, açık sözlülüğü, mütevazı kişiliği, özeleştiri yapması, hiç kimseye öteki gözüyle bakmaması, eleştiriye tahammülü CHP liderine desteği artırıyor.

Yazının Devamı

Referandumdan sonra gündem ‘özerklik’

21 Ağustos 2010

PKK-BDP cephesinde görülen tutum değişikliğinin Öcalan’ın İmralı’dan verdiği mesajlardan kaynaklandığı sır değil.
Öcalan’ın gönderdiği, “son güne kadar bekleyin” mesajı kendisiyle yapılan pazarlığa bağlanmıştı. Bu mesajdan sonradır ki, BDP sözcüleri, hükümetin koşullarına sıcak yaklaşması halinde referandumda evet oyu kullanabileceklerinin işaretlerini vermeye başladılar.
“İmralı’da ne konuşuldu” sorusu kamuoyunda sık dillendirilmeye başlanınca iktidar partisi Ak Parti, bir açıklama yaptı ve İmralı ile böyle bir pazarlığın veya görüşmenin söz konusu olmadığını duyurdu. Zaten iddialar da parti tüzel kişiliği adına görüşme yapıldığı biçimde değildi. Teması, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de ima ettiği gibi, “Devletin ilgili kurumları”nın yaptığı öne sürülmüştü.
PKK’nın Kandil’deki liderlerinden Murat Karayılan ise, ateşkes kararını, devletin talebi üzerine ve Öcalan’la kurulan temas sonrasında aldıklarını duyurdu.

Özerklik ısrarı
İmralı ile kim veya hangi kurum temas kurdu, nasıl bir görüşme yapıldı, PKK-BDP cephesine nasıl bir mesaj verildi... Bu soruların yanıtları net değil.

Yazının Devamı

Özbek: Biz işportacı değiliz

20 Ağustos 2010

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda (HSYK) atamalarla ilgili olarak ortaya çıkan kriz aslında sürpriz değildi. Özellikle unvanlı hâkim ve savcılar konusunda Adalet Bakanı ve müsteşarıyla Kurul’un diğer üyeleri arasında anlaşmazlık çıkacağı tahmin ediliyordu. Nitekim de öyle oldu.

Tezgâh suçlaması
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, HSYK’daki kilitlenmeyi, “Bunlar kendi tezgâhlarını kurmuşlar. Şimdi tezgâh bozulacak diye telaşa kapıldılar” biçiminde değerlendirerek, Kurul’un seçilmiş üyelerini “ideolojik davranmakla” suçladı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin de, ismen telaffuz etmemekle birlikte Kurul’un seçilmiş üyelerini Ergenekon davasının hâkim ve savcılarını görevden almak istemekle eleştirdi. Bu nedenle de atama kararnamesini geri çektiklerini açıkladı.

“İşportacı değiliz”
HSYK’daki kilitlenmeyi ve sonrasında yaşanan tartışmayı HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek’le konuştum. Özbek, sorularımı şöyle yanıtladı:

Yazının Devamı

Terörle mücadele ortak olmalı

19 Ağustos 2010

Referanduma giderken İmralı-PKK-BDP cephesinden çelişkili açıklamalar geldi. Sonucu her zaman olduğu gibi Öcalan belirledi. İmralı’dan gelen “son güne kadar bekleyin” mesajı, BDP’nin boykot kararını gölgede bıraktı. Nitekim BDP, “Hükümet taleplerimizi karşılarsa anayasa değişikliğini destekleriz” demeye başladı. Öcalan bir bakıma referandumda “evet” demenin koşullarını açıklamış oldu.
“Tek taraflı ateşkes ilan ettiğini” açıklayan Kandil, bu kararı “devletin Öcalan’la görüşmesinden sonra” aldıklarını da duyurdu.
Kandil’den yapılan bu açıklama, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, “Devlet terörle masaya oturmaz pazarlık yapmaz ama kurumları vardır” sözüyle birlikte ele alındığında, İmralı ile ne konuşuldu, sorusu gündeme geliyor.

Devletle anlaşma
Terör örgütünün liderlerinden Karayılan, şöyle diyor:
“Artık açıklanmasında bir sakınca görmediğimiz diğer önemli bir gelişme de devletin, önderliğimizle geliştirdiği diyalog temelinde ateşkes talebinde bulunmasıdır. Aslında önderliğimiz aradan çekilmişti, ancak talep üzerine yeniden devreye girerek, çağrıları ve devletten doğru gelen istemi de dikkate alarak, bir kez daha barışa şans tanınması için hareketimize bir mesaj gönderdi.”

Yazının Devamı

Gül’ün sözünü ettiği yöntemler

18 Ağustos 2010

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan yolunda, “Devlet, terörü bitirmek için her yolu dener” dedi ve ekledi: “Devlet, terörle masaya oturmaz, pazarlık yapmaz ama kurumları vardır.”
Gül, aslında zaten uygulanmakta olan yöntemi hatırlatmış oldu. Türkiye Cumhuriyeti, resmi olarak Abdullah Öcalan ve PKK’yla masaya oturmadı ama, “devletin kurumları” gayri resmi olarak görüşmeler yaptılar, yapıyorlar.
Bu süreçte terörün ortadan kalktığı, bir çözüme ulaştırıldığı söylenemez. Terör devam etti. Ayrıca siyasal alandaki yansıması da konunun bir “ayrılık” sorununa doğru evrildiğini de gösteriyor.

Öcalan muhatap mı?
Devlet teröristle, terör örgütüyle resmen masaya oturmadı. Açılım süreciyle birlikte PKK-BDP cephesinin taleplerinden biri Öcalan’ın “muhatap” alınmasıydı.
Doğal olarak, hükümet, bu süreçte Öcalan’ı muhatap almayacağını defalarca açıkladı. BDP, konuyu İmralı’yla görüşün, diyerek adres de göstermişti. Öcalan resmen muhatap alınmadı ama bu hiç muhatap alınmadığı anlamına gelmez.

Yazının Devamı

PKK’nın ‘evet’ için şartları

17 Ağustos 2010

Abdullah Öcalan ve PKK herhalde referandumu “boykot” etmek için şart öne sürmüyorlar. “Hayır” oyu kullanmak veya referandumu boykot etmek için şart koşmaya gerek yok. Çünkü bunun iktidarda bir karşılığı yok.Öcalan’ın İmralı’da avukatlarına söylediğinden anlaşılması gereken “evet” demenin şartlarıdır. “Halkımız son güne kadar beklesin” derken, “Eğer şartlarımız kabul edilir veya o yönde ciddi işaretler gelirse ‘evet’ oyu kullanın” mesajı veriyor. Eğer beklediği yönde mesajlar alırsa -veya almışsa- referanduma yakın bir günde, “evet oyu kullanın” işaretini doğrudan veya dolaylı olarak verecektir.
İmralı’dan böyle bir telkin gelirse, BDP’nin “boykot”u, hızla “evet”e dönüşür ve partinin Öcalan’ın talimatları dışında hareket etmesinin mümkün olmadığı, bir başka deyişle, bağımsız bir aktör olmadığı bir kez daha görülür.Şimdi sorulması gereken soru, “evet” karşılığının ne olduğudur? BDP, “boykot” ilan etmişken, “evet”e dönmenin herhalde bir karşılığı olmalıdır. İmralı’yla bu konuda ne konuşulduğu bilinmiyor. PKK durduk yerde “eylemsizlik” ilan edip arkadan “evet de verin” demeyeceğine göre, ya aldığı ya da almayı umduğu bir karşılık vardır.

İkinci soru
Sorulması gereken ikinci soru,

Yazının Devamı