Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

PKK-BDP cephesinde görülen tutum değişikliğinin Öcalan’ın İmralı’dan verdiği mesajlardan kaynaklandığı sır değil.
Öcalan’ın gönderdiği, “son güne kadar bekleyin” mesajı kendisiyle yapılan pazarlığa bağlanmıştı. Bu mesajdan sonradır ki, BDP sözcüleri, hükümetin koşullarına sıcak yaklaşması halinde referandumda evet oyu kullanabileceklerinin işaretlerini vermeye başladılar.
“İmralı’da ne konuşuldu” sorusu kamuoyunda sık dillendirilmeye başlanınca iktidar partisi Ak Parti, bir açıklama yaptı ve İmralı ile böyle bir pazarlığın veya görüşmenin söz konusu olmadığını duyurdu. Zaten iddialar da parti tüzel kişiliği adına görüşme yapıldığı biçimde değildi. Teması, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de ima ettiği gibi, “Devletin ilgili kurumları”nın yaptığı öne sürülmüştü.
PKK’nın Kandil’deki liderlerinden Murat Karayılan ise, ateşkes kararını, devletin talebi üzerine ve Öcalan’la kurulan temas sonrasında aldıklarını duyurdu.

Özerklik ısrarı
İmralı ile kim veya hangi kurum temas kurdu, nasıl bir görüşme yapıldı, PKK-BDP cephesine nasıl bir mesaj verildi... Bu soruların yanıtları net değil.
Ancak, siyasi tabloda beliren işaretler, PKK-BDP cephesinin bir beklentiye sokulduğu yönünde.
Referandumdan seçime kadar olacak süre içinde hükümetin radikal adımlar atması gerçekçi gözükmüyor. Ancak, bazı konuların seçim sonrasında gündeme getirileceğine ilişkin açıklamalar, ince bir politikanın yürütüldüğünü gösteriyor.
Bu bağlamda BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in sürekli olarak, “özerklik” konusunu gündemde tutmaya çalışmaları dikkat çekici. Hem Demirtaş’ın hem de Baydemir’in bu talebi dillendirirken kullandıkları üslup da giderek daha dayatmacı bir niteliğe dönüştü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ise, “tek bayrak” vurgusu dışında PKK ve BDP’ye yönelttiği eleştiriler arasında bu konu fazla yer tutmuyor. Ayrıca Başbakan Erdoğan’ın asıl büyük anayasa değişikliğinin seçimden sonra yapılacağını açıklaması beklentileri yükseltiyor.
Öyle anlaşılıyor ki bu konu referandum geçinceye kadar tam olarak aydınlığa kavuşmayacak. Bir soru işareti olarak kalacak.

Referandum sonrası
Yine bugünden görülüyor ki, referandum sonrasında gündem “özerklik” olacak. PKK-BDP sözcülerinin öne çıkardıkları konu bu. Bu cephenin, koşulların Ankara’yı Güneydoğu’ya özerklik vermeye yönelteceğini düşünüyorlar. Koşulların bu olgunluğa ulaştığını veya Ankara’yı kabule zorlayacak duruma geldiğini hesaplıyorlar. Buna karşın, iktidarın bu konudaki düşük profilli söylemi referandumdan kaynaklanıyor. Referandum geçildikten sonra bu tür taleplerin yaratılan beklentiye uygun yanıtlar bulacağını sanmak hayalcilik olur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yapısını temelden değiştirecek bu tür taleplere, hükümetin evet diyeceğini beklemek kadar bu nitelikteki düzenlemelerin tek parti kararıyla yapılabileceğini düşünmek de gerçekçilikten uzaktır.