ABBAS GÜÇLÜ’nün hazırladığı Genç Bakış programı...
Yer:
Osmangazi Üniversitesi, Eskişehir.
Konuk:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.
Mikrofon, türbanlı bir öğrencinin elinde.
Genç kız “Ayağa kalmak istemiyorum. Çünkü karşımda bir Atatürk yok” diyor.
GIPTA ve kıskançlıkla izliyorum Yavuz Donat’ı. Ne zaman Ankara’da daralsa, soluğu Anadolu’da alıyor. Ne zaman Türkiye’de sıkıntı bassa, bavulunu toplayıp dünyayı turluyor.
Kendisi de söylüyor zaten:
“Leylek mi bizi havada gördü, yoksa biz mi leyleği... Frankfurt’a veda, Şanghay’a merhaba.”
Bildiğim kadarıyla bu yıl Şanghay’a ikinci gidişi Yavuz Abi’nin.
Gitti de ne oldu, ne gördü, ne yazdı?
Varsa EXPO.
Yoksa EXPO.
DÜŞÜNCE özgürlüğüne kayıtsız şartsız saygım ve inancım var.
Dolayısıyla BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, “Her vatandaşa bir defaya özgü olmak üzere mahkemeye başvurmadan soyadını özgürce değiştirmesi amacıyla yasa değişikliği” istemesi de...
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya’nın, TBMM tarihinde ilk kez, “Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hızlı yasalaşması için tek kullanımlık içtüzük değişikliği teklifi” vermesi de...
Benim için ancak “düşünce özgürlüğü” kapsamına girdiği kadarı ile anlam ve önem taşıyor.
Yani...
İki teklif ile “hak ve hukuk” arasında samimi bir bağ kurmakta fena halde zorlanıyorum.
* * *
HER depremde kapısı çalınan, görüşü alınan bilim adamlarından Oğuz Gündoğdu’ya sormuşlar:
“Herkes İstanbul’a odaklanmışken Kuzey Anadolu fay hattının büyük bir deprem yaratma ihtimali nedir?”
Cevabın anlamı, alarm düğmesine basılmasıyla aynı:
“Bunu daha çok düşünüyorum. Bu fay sabıkalı bir fay, ne yapacağı belli olmaz. 7 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz. Ters köşeye yatabiliriz.”
Ters köşeye, sadece Kuzey Anadolu fay hattında mı yatar Türkiye?
Örneğin...
İzmir’de yatmaz mı?
İNSANIN canı, dertten sayılmayan dertler yüzünden sıkılır bazen.
Misal, kargalar.
Hep düşünmüşümdür:
Ne işe yarar bu hayvanlar?
Bir hikmeti mutlaka var.
Ne var ki...
Görüntüsü çirkin meretlerin.
KIRMIZI bir tabela. Bir yanda Türk bayrağı, diğer yanda Atatürk var. Tam ortada da şöyle yazıyor:
Feyziefe Sitesi
Hemen altında bir yazı daha:
Atatürkçü Laik Demokratik İnsanların Yaşadığı Bir Sitedir
İşte bu tabelanın fotoğrafı sanal âlemde oradan oraya dolaşıyor bir süredir.
Yorumları okuyorum...
Kimi mutlu, kimi kızgın.
KOCA televizyon kanalları, onlarca dizi, o dizileri izleyen milyonlarca insan... Harcanan para ve emek.
Bütün bunlara kayıtsız kalmak mümkün değil.
Kimileri diyor ya:
“Ben dizi falan izlemiyorum.”
Kusura bakmayın.
Ben izliyorum.
Hemen hepsinin en azından ilk bölümlerine bakıyor, ilgimi çekenleri ise izlemeye bayılıyorum.
SORU: Hanefi Avcı’nın resmi konutunda yapılan aramada, eşine ait pasta, börek tariflerinin yer aldığı defterlere neden el konulmuş?
CEVAP: Kim bilir... Belki “vezirparmağı” tarifi ilgilerini çekmiştir!
* * *
SORU: Endonezya’da bir milletvekili, “devlet liselerine alınacak kızlar için bekâret testi” istemiş. Aynı talep bizde de gündeme gelir mi?
CEVAP: Gelebilir. Ama bunu isteyen kişinin önce “akıl sağlığı” testinden geçmesi gerekir!
* * *
SORU: Ekmeğin içinden nasıl olur da fare çıkar?