Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

KOCA televizyon kanalları, onlarca dizi, o dizileri izleyen milyonlarca insan... Harcanan para ve emek.
Bütün bunlara kayıtsız kalmak mümkün değil.
Kimileri diyor ya:
“Ben dizi falan izlemiyorum.”
Kusura bakmayın.
Ben izliyorum.
Hemen hepsinin en azından ilk bölümlerine bakıyor, ilgimi çekenleri ise izlemeye bayılıyorum.
Örneğin geçen yıldan devam eden, Hanımın Çiftliği... Aşk ve Ceza... Elbette, Ezel... Bazen baymasına rağmen, Kurtlar Vadisi...
Ve Melekler Korusun, keşke bitmeseydi.
* * *
Medya Takip Merkezi’nin saptamasına göre, yeni sezonla birlikte 8 TV kanalında toplam 49 farklı yerli dizi ekrana çıkmış.
Bunlardan “Fatmagül’ün Suçu Ne” medyada fırtınalar koparmış.
Tamam.
Beren Saat çok tatlı. Sumru Yavrucuk’u izlemek büyük keyif. Büyük İskender’i farklı bir rolde ama yine “sevimsiz” bir karakterde görmek ilginç.
Fakat dizinin medyada bu kadar çok yer almasının sebebi, saydığım unsurlardan çok başka:
Beren Saat’e rol icabı tecavüz.
Ayıp.
Ne kadar da çok meraklısı varmış.
* * *
Yeni dizilerden Deli Saraylı’ya, en azından bizi Perran Kutman’a kavuşturduğundan... Kılıç Günü’ne, Osman Sınav’a saygıdan... Behzat Ç.’ye fena başlamayan temposundan...
Birkaç bölüm daha “hoşgörüyle bakmak” gerek.
Ama bir dizi var ki...
Aman.
Yüreğinin titremesine dayanan “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisini, asla ıskalamasın.
Tek kusuru adı.
İnsanların dili dönmüyor.
“Öyle Bir Geçer Ki Zaman” dense, sanki daha iyi olacaktı.
* * *
Fonda 1970’li yıllar...
Önde ise ben, sen, o; biz, siz, onlar.
Her şey yerli yerinde.
Bir de Osman var.
Yakıyor ortalığı.
Yaşından da, boyundan da büyük bir iş başarıyor.
Pana Film’e öneririm.
Beş yaşındaki Emir Berke Zincidi’yi alsınlar, Necati Şaşmaz’a “oyuncu koçu” yapsınlar!

Haberin Devamı

Tek karelik saksı!

Ekran keyfime ilişmeyin

Lastik meselesi!
Aktaranların yalancısıyım.
Olay gerçekmiş.
Ve İzmir’de bir belediye otobüsünde yaşanmış.
...
Yaşlı bir amca elinde bastonuyla kalabalık bir otobüse biniyor.
Oturacak yer yok...
Bastonunu yere vura vura orta sıralara doğru ilerliyor. Ta en arkaya kadar gidiyor ama kimse istifini bozmuyor.
Baston sesinden rahatsız olan bir genç, yüksek sesle bağırıyor:
“Dede... Şu bastonunun altına keşke lastik taksaydın...Bu kadar ses çıkmaz, biz de rahat ederdik.’’
Bütün gözler gence dikiliyor.
Yaşlı adam ise istifini bozmadan bütün otobüsü kahkahaya boğan, şu cevabı veriyor:
“Oğlum, o lastiği 17-18 sene evvel baban taksaydı, şimdi biz de rahat ederdik!”