Neler oluyor?

CEM YILMAZ “Yahşi Batı” diye, dalgasını geçti ama memleket gerçekten “vahşi batıya” benzedi iyiden iyiye.
Özellikle İstanbul’da, neredeyse her gün bir-iki silahlı banka soygunu yapılıyor.
Teknoloji müthiş.
Adım attığın her yerde kamera var.
Alarm düzenekleri birbirinden gelişmiş.
Ortalık polis kaynıyor.
Bankaların özel güvenlik elemanları da cabası.
Bütün bunlara rağmen eline gerçek veya sahte bir silah geçiren dalıyor içeri:
- Eller yukarı.
Aldıkları para da, göze aldıkları tehlikenin yanında, çoğu kez çerez parası!
Yine de durmuyorlar.
Soyguna devam.
* * *
Vahşi Batı döneminde soyguncular yüzlerine boyunlarındaki fularları bağlardı.
Yahşi Batı’dakiler ise kar maskesi takıyor.
Mevsim de uygun tabii.
Hele kar yağışı başlarsa bir de...
Korkarım soygunlar da artar iyice.
* * *
Olaylardaki artışın “özel bir nedeni var mı?” diye merak ediyor insan.
Yani.
Soygunların kaçı “profesyonel” işi?
Kaç soygunun faili sıfırı tüketmiş ve banka soymak onun için “son çare” haline gelmiş?
Soyguncuların kaçı, karnını en son ne zaman doyurmuş?
Kaçının çocuğu dermansız bir hastalığın tutsağı?
Kaçı banka borcunu ödemek için banka soyuyor?
* * *
Yoksa...
Organize işler mi bu yaşananlar?
Birileri toplumun moralini bozmak, devlet düzenini zaafa uğratmak, Hükümeti yıkmak amacıyla örgütlü bir operasyona mı girişti?
Bir bakmalı.
Soygunların arkasında CIA mı var, kim var?
Acaba İsrail fena halde dellenip, MOSSAD’ı mı devreye soktu?
Veya Alman Gizli Servisi’nin ortalığı karıştırma hevesi depreşti de, onlar mı sahne aldı?
Bir bakmalı.
Bir de bakarsınız...
Soygunların arkasından Ergenekon çıkar!

EXPO’nun anahtarı!

Kadro tam tekmil. Kimi ararsan var. Tam bir “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” görüntüsü.
Üstelik yürekler iman, ifadeler heyecan dolu.
Vali Kıraç, “EXPO 2020 adaylığında Türkiye adına başarı sağlayacak ilin İzmir olacağını Sayın Başbakanımıza anlatacağız” diyor.
Zaten karar da alınmış:
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dışında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyaret edilmesi...”
Varsayın ki, Ankara’nın adaylığı “Bir hevesten ibaretmiş” sadece. Daha önceden planlanmış bir iş değilmiş.
Yani Başbakan anlatılanları, anladı.
Cidden düşünüp, taşındı.
İzmir’in yolunu açtı.
Yetmez.
Boşuna “damdan düşmedik” ya!
Dünyayı ve ne yapılması gerektiğini bilen biri bu işin başına geçmedikçe, bir kez daha damdan düşme denemesine girişmesinin âlemi yok.
Onun için, asıl ikna edilmesi gereken kişi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’dur.
O isterse, her şey olur.

Tek karelik bazıları sıcak sever!

blog
CEVAT KAPICI: Değerli Hepşenkal, işte Karşıyaka ruhu böyle bir şey. Hoş Karşıyakalı olmayan bu duygu selini anlamaz. Aman bizim Karşıyakalı öğretmen Deniz için yapabileceğimiz bir şey varsa, emirlerinizi bekleriz.. Herşey Karşıyaka için!
ADEM KARA: Ben artık çağdışı kalmış, bugünün gerçeklerinden uzak eski politikacılara röportajlar yaparak değer verilmesinden yana değilim. Gazetelerde biz okurlardan alan çalındığına inanıyorum. Eğer görüş ve düşünceleri çk iyi olsaydı, bugün hala siyaset sahnesinde olurlardı diye düşünüyorum.

GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA SİZ DE DÜŞÜNCE VE YORUMLARINIZLAYER ALIN