Adaylara sorular

2 Mart 2009

EGE Sanayici ve İşadamları dergisinin son sayısında Aziz Kocaoğlu ile Taha Aksoy’a, bazılarının yanıtını sizlerin de merak edeceğini sandığım sorular yöneltilmiş.
Kocaoğlu’nun aslan, Aksoy’un yengeç burcu olduğunu daha meraklılar için, öncelikle aktardıktan sonra, ilk kritik soruya geçelim:
- Başkanlık sizin için ne ifade ediyor?
Aziz Bey kısaca “sorumluluk” demiş, Taha Bey’in yanıtı “güç” olmuş.
Bu durumda, iddiası güçlü tarafın Taha Aksoy olduğu sonucunu çıkarmak mümkün.
Ne var ki, soru “Hayat felsefem, diyebileceğiniz cümle nedir?” sorusuna gelince, roller değişiyor.
Çünkü Kocaoğlu, “Hiçbir şeye cesaret etmeyen, hiçbir şey için umut beslemesin” diyor; Aksoy ise:

Yazının Devamı

Seç, beğen kazan!

1 Mart 2009

YÜKSEK Seçim Kurulu’nun, uydudan yayın yapan “sinema, müzik, spor, pazarlama, kültür ve çocuk” temalı kanalların RTÜK tarafından izlenmesine gerek olmadığına karar vermesi; siyasetçilere yeni bir yol açabilir.
Tematik de olsa, her kanalın kendine özgü müşterisi var.
Her seyirci ise potansiyel bir oy demek.
Ve bir oy, seçimin kaderini belirler bazen.
Öyleyse hücum.
Örneğin siyaseti bir nevi ticaret sayan adayların tercih edeceği kanal belli:
Shopping TV.

Yazının Devamı

Gaf ile gaflet!

27 Şubat 2009

OLABİLİRDİ... Amsterdam’dan gelen kötü haberin ardından yaşanan gaf ve gaflet kasırgasına, gazeteciler de kapılmış; yanlış yazıp, çizmiş olabilirlerdi.
Ama yok.
Gözlerimle gördüm, kulaklarımla duydum.
THY Yönetim Kurulu Başkanı Karlıtekin, kazada hayatını kaybedenler hakkında bilgi verirken; ölen insanların sayısını “dokuz adet” diye açıkladı.
Pardon.
Deve sayarken bile “adet” denmez.
İnsana değer veren insanların dili, insanı, hele ölen insanları “pazardaki kavun yerine koyan” bir sözcüğü kullanacak kadar sürçemez!

Yazının Devamı

Ben umutla nefes alırım

26 Şubat 2009

MORALİ yerinde olmayanın, umudu da olmaz. Umut olmadığında ise garip Mehmet, yiyecek bir lokma ekmek dahi bulamaz.
Eyvah ki, moralsizlik ateşin bacayı sarma hızını aşan süratle her yeri, herkesi yalayıp, yutuyor.
Son olarak, bir ülkenin motoru, yüreği veya adına ne derseniz deyin en yaşamsal sektörü olan sanayide; moralsizlik ile umutsuzluk el ele tutuşmuş, bir uçurum kenarında gezinir halde!
Sanayi işyerlerinin yüzde 68.1’i, son üç ayda üretiminin; yüzde 72.2’si aldığı sipariş miktarının azaldığını; yüzde 52.5’i ortalama birim maliyetlerinin arttığını bildirmiş.
Daha vahimi...
Gelecek üç ayda, işyerlerinin yüzde 33.4’ü üretimde; yüzde 33.1’i toplam siparişlerde düşüş; yüzde 38.6’sı maliyetlerde yükseliş bekliyor.
Ve maalesef, neredeyse her iki işyerinden biri gelecek üç ayda işçi çıkarma eğiliminde.

Yazının Devamı

Yıldız olamayan meteor mu olacak?

25 Şubat 2009

AK Partili bazı bakanlar, şahıslarına özgü biçimde, sözlerinin eri!
Ettikleri laf, ister gaf olsun, ister hedefe atılan birer mızrak; tepki de gelse, itiraz da, hatta isyan bile çıksa, duymuyorlar hiçbirini.
İnadım inat...
Yola devam.
Adalet Bakanı Şahin’in Antalya’daki tavrı neyse baktım; Çeşme’de gezinen Devleti Bakanı Egemen Bağış’ın dediği de aynı:
“Çeşme’de AK Partili belediyenin göreve gelmesi durumunda Antalya’yı nasıl turizmin yıldızı yaptıysak bu ilçeyi de yıldız yapacağız.”
Ya akla mugayir bu temenni gerçekleşmezse, ne olacak?

Yazının Devamı

Seçimlerin en kralı!

24 Şubat 2009

SEÇİM gecesine hazırlık amacıyla, ciddi bir idman yapmam gerekiyordu. Doğasında seçimin en keyiflisinin olduğu 81. Oscar töreni, bunun için mükemmel bir fırsattı.
Üstelik hayatı yaşanılır kılan öğelerin başında gelen sinema sanatına ve diğer yanda, dünyayı çaktırmadan yöneten sinema endüstrisine verdiğim değer ile önem de işin cabasıydı.
Ve dahası, bu yıl Oscar’a aday olan “The Curious Case of Benjamin Button, Frost/Nixon, Milk, The Reader, Slumdog Millionaire” filmlerini önceden izlemiş olmam nedeniyle; yapılacak seçimde benim de adayım vardı.
Çok kişi gibi, yanılmadım.
Ama önce şunu söylemeliyim:
Filmlerin hiçbiri öyle aman aman bütçeli dev yapımlar değildi. Bir teki bile bilgisayar teknolojisiyle fazla oynanmamıştı. Koca kulaklı, uzun tırnaklı hayali kahramanlar, uçan kaçan adamlar yoktu.
Tam tersine...

Yazının Devamı

Biz salaklar ve aptallar!

23 Şubat 2009

BİR deli kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkaramaz.
Kimi siyasetçiler de bir karar alır, sorunlar kırk misli artar ve aradan kırk yıl geçse, işin içinden çıkılamaz.
Üstelik “imar affı” gibi bir yanlış, neredeyse her iktidar döneminde tekrarlanırsa, ne olur?
Söylenecek kırk türlü laftan, ben şunu seçtim: İhanet...
Açık ve kesin biçimde ifade ediyorum:
İmar affı, bir kente ve ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.
Her imar affı, şehirleri kırk yıl geriye götürür.

Yazının Devamı

Gün, kadınların eylem günüdür

22 Şubat 2009

İZMİR Yerel Gündem 21 toplantısında konuşan hanımlara bakıyorum... CHP Kadın Kolları İl Başkanı Gülşen Koşanoğlu’nun dediklerini okuyorum...
İsyan, şikâyet, serzeniş gırla kıyamet gidiyor.
Haklılar.
Tamam, siyaset dünyasının dümenini de çarkını de elde tutan erkeklerde iş yok.
Kadına ne değer veriyorlar, ne de yer!
Ya kadınlar?
Onlar bir kerecik olsun erkeklere ders vermeye , acaba ne zaman niyetlendiler?

Yazının Devamı