Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SEÇİM gecesine hazırlık amacıyla, ciddi bir idman yapmam gerekiyordu. Doğasında seçimin en keyiflisinin olduğu 81. Oscar töreni, bunun için mükemmel bir fırsattı.
Üstelik hayatı yaşanılır kılan öğelerin başında gelen sinema sanatına ve diğer yanda, dünyayı çaktırmadan yöneten sinema endüstrisine verdiğim değer ile önem de işin cabasıydı.
Ve dahası, bu yıl Oscar’a aday olan “The Curious Case of Benjamin Button, Frost/Nixon, Milk, The Reader, Slumdog Millionaire” filmlerini önceden izlemiş olmam nedeniyle; yapılacak seçimde benim de adayım vardı.
Çok kişi gibi, yanılmadım.
Ama önce şunu söylemeliyim:
Filmlerin hiçbiri öyle aman aman bütçeli dev yapımlar değildi. Bir teki bile bilgisayar teknolojisiyle fazla oynanmamıştı. Koca kulaklı, uzun tırnaklı hayali kahramanlar, uçan kaçan adamlar yoktu.
Tam tersine...
Beş filmin hepsi de, hayatı ve insanı anlatıyordu.
Sonuçta diğerlerinden daha renkli, daha sıcak ve daha farklı olan Slumdog Millionaire, zaten çok önceden patlatılan işaret fişeklerinin aydınlattığı yolda yürüdü ve tam sekiz dalda Oscar’la buluştu.
* * *
Slumdog Millionaire’i var eden hikâye ve kahramanların ülkesi Hindistan’daki ahali ise töreni izleyen 1 milyarı aşkın insandan çok daha heyecanlıydı elbet.
Aslına bakarsanız Slumdog Millionaire, Hindistan’daki yaşam koşullarını yerden yere vuran bir filmdi ama sonuçta ulusal gurura getirdiği hasıla, yapılan eleştirinin götürdüğünden kat be kat fazlaydı.
Hintliler de bunun farkındaydı.
Kıssadan çıkan hisse şu ki...
Bizler de sinema sanatı ile endüstrisinin küresel gücünün farkına varmalıyız. Sinemayı, biz bize yapılan bir temaşa olmaktan, siyaset sahnesi ile sinema perdesindeki Recep’lerin yarışı konumdan çıkarmalıyız. Büyük düşünmeli, büyük oynamalıyız.
Uzun yıllar önce yazdığım ve her fırsatta tekrarladığım öneriyi, üzerinde tepinerek yineliyorum:
İzmir, sinema sanatı ve endüstrisinin dünyadaki önemli merkezlerinden biri olmak için hazır.
Ya sizler, Türkiye’yi yönetenler, İzmir’i yönetmeye talip olanlar; bunun farkında mısınız?


Kılıç darbesi!
FATİH Çekirge ile Ahmet Hakan, Ak Parti’nin canını sıkacak şeyler yazdılar.
Haklılar.
İzmir’de sonucu adeta belli bir seçim süreci yaşanıyor.
Ankara’da MHP, Melih Gökçek’i “ha düştü ha düşecek” şiddetinde sallıyor.
İstanbul’da ise AK Parti lehine olan büyük farkın üzerine, her gün bir kılıç darbesi iniyor!
İş nereye varır, şimdiden bilinmez.
Sadece bir görüntü var, ortaya serilen.
Kadir Topbaş’ın vücut kimyası gittikçe bozuluyor.
Ruh halindeki çöküntü yüzüne, gözüne ve özellikle de diline öylesine bariz şekilde yansıyor ki...
Korku, dağları bekliyor!

Tek karelik hayaller

Seçimlerin en kralı

Torii İstasyon Girişi / Kanazawa